Sanık Erdal Öztürk, mahkeme heyetinin, savcısının ve taraf avukatlarının sorularını yanıtladı.
'KIŞLADAN, VALİNİN TALEBİ ÜZERİNE EN SON ASKER ÇIKAR'
Çapraz sorguda mahkeme heyeti başkanı Cem Karaca'nın, "Terör saldırısı denilerek dışarıya çıkıldığı savunmaları yapılıyor. KOKTOD kapsamında asker kışladan dışarıya çıkabiliyor mu?" sorusu üzerine Öztürk, "15 Temmuz'dan önce daha çok DAEŞ ve PKK'nın saldırıda bulunacağı şekilde duyumlar geliyordu. Kışlalardaki emniyetin artırılması, kışla dışındaki emniyetin sağlanması için de polis işbirliği gerekiyor. Ancak kışlaların dışına çıkılması valinin kararına bağlıdır. Aksi taktirde kışladan çıkılması söz konusu değildir. Öyle bir talep olursa dahi önce polis, sonra jandarma en son olarak asker çıkar" diye cevap verdi.
'SADECE BENİM DEĞİL GENELKURMAY BAŞKANININ DA İSMİNİ KULLANMIŞLAR'
Sanık Öztürk, "Bu söylentiler doğru olsaydı benim de önceden haberim olurdu. Ancak beni hiç kimse aramadı. Ben izindeyken onlar toplantı yapıp benim ismimi kullanarak istismarda bulunmuşlar. Sadece benim ismimi değil, Genelkurmay Başkanının da bu işin içinde olduğunu söyleyerek katılım sağlamaya çalışmışlar" ifadelerini kullandı.
'İSMİME LEKE SÜRENLERDEN ŞİKAYETÇİYİM'
Öztürk de, "Ben, sınırlı bilgilerimle konuşuyorum. Bildiklerim basına yansıyanlar kadardır. Uzay Şahin'i biliyorum. Keşke diğerlerini de bilseydim söylerdim" şeklinde yanıt verdi.
Bunun üzerine araya giren Başsavcıvekili Karakuş, "Ankara'daki davalarda da aynı şeyi yapıyorlar, suçu firari ve kaçak olanların üzerine atıyorsunuz. Buradaki sanıklar arasında bildiğiniz kimse yok mu?" diye tepki gösterdi.
Öztürk de "Sanıklardan Muzaffer Düzenli'den de şikayetçiyim. Kendisiyle konuştum her şeyi inkar ediyor. Benim ismime leke sürenlerden şikayetçiyim" dedi.
'MİT, BASIN AÇIKLAMASI YAPMAM İÇİN YARDIMCI OLDU'
Avukat Yasin Şamlı, "Saat 22.25'te darbenin olduğunu öğrendiğinizi söylediniz, ancak televizyonlara çok sonra çıktınız, bu gecikmeyi neyle izah ediyorsunuz?" sorusuna Öztürk, şu yanıtı verdi; "Bir yakınımın araması üzerine İstanbul'da hareketlilik olduğunu öğrendim. 3 dakika sonra vekilim olan Tümgenerali aradım cevap vermedi. Diğer Tümgenerali aradım, sırasıyla AK Partili bir milletvekili olan eski bakan aradı bana ne olduğunu sordu. Ben de 'ne olduğunu çözmeye çalışıyorum' dedim. Sürekli telefonla Jandarma Komutanını aradım. Normal şartlarda basın açıklama yapma şansım yok. MİT'le görüştüm. MİT'ten yardım talep ettim. Basının bizi aramasına yardımcı oldular. O bakımdan onlara da teşekkür ederim"
'ISRARLA SUÇLU YARATMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ'
Burada bir şeyi ilk kez açıklamak zorunda kaldığını belirten Öztürk, "Tümgeneralken emekli olmak istedim, Cumhurbaşkanı beni çağırdı, göreve devam etmemi istedi, rica etti, ben de 'ricanız benim için emir olur' deyip görevi devam ettirdim. Sayın Cumhurbaşkanımız ve bugünkü Genelkurmay başkanımız ısrar edip 'kalın' demeseydi tümgenerallikten emekli olacaktım" ifadesini kullandı.