"Şimdi sırada parti teşkilatları, belediyeler ve bakanlar kurulu var.
Ben tasfiye diyorum ama siz bu sözü sert buluyorsanız 'evde bahar temizliği' gibi ılıman bir tanım da kullanabilirsiniz, fark etmez, işlem aynı.
Muhalefet partilerinin, CHP, MHP, HDP, hepsinin 15 Temmuz'dan bu yana söylediği 'Hani FETÖ'nün siyasi ayağı?' sorusunun cevabı da bu süreçte verilebilir, bürokraside yargıda yapılmak isteyip yapılamayanlar da artık daha rahat yapılabilir.
Başbakanın 'merhamet değil, adalet' sözü çok şey anlatıyor aslında; buzdağının su üstündeki ucu gibi. Yarı adalet vaadi, yarı tehdit içeriği var.
Bunun mutlaka toplumun diğer alanlarına da yansıması olacaktır. Erdoğan dün herkes istediğini söyleyebilecek diyordu ama 20 Mayıs günkü Sözcü gazetesi, 19 Mayıs'taki baskını protesto için beyaz çıktı. Cumhuriyet gazetesinin içinde bulunduğu durum ortada… 'Yazdıkları nedeniyle değil, terörizm' söylemi giderek içi boşalıp, ikna edicilikten uzaklaşıyor. Erdoğan'ın genellemeci bir anlayış yerine iyiyi kötüden ayırt edici bir yaklaşımı artık tek başına başında olduğu yönetime hâkim kılmasının zamanı geldi de geçiyor."
'CUMHURBAŞKANI DANIŞMANLARI BAKAN OLARAK ATANABİLİR'
"Bunu söylemekle birlikte asıl değişimin siyaset kurumunda olacağını görmemiz lazım.
Mesela bakanlar kurulunda değişikliklere gidilebileceği, Meclis dışından, belki Cumhurbaşkanlığı danışmanları arasından bazı isimlerin bakan olarak atanabileceği konuşuluyor.
Belediyeler bir gayya kuyusu. Belediyecilikten gelen Erdoğan'ın belediyelere nasıl neşter atacağı, parti içi yerel güç odaklarını nasıl disipline alacağı merak konusu…"