"Türkiye üç tane taleple gitti; PYD'ye yardım etmeyin, Gülen'i iade edin, Rıza Sarraf'ı bırakın. Bunların üçünün de şu anda gerçekliği yok" diyen Uzgel, "Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin ABD'ye karşı biraz daha alttan almak zorunda kalacağı, Rusya-Çin-Avrasya gibi seçenekleri gündeme getireceği, ama bunları da etkili bir şekilde ABD'ye karşı kullanamayacağı bir dönemi yaşayacağız" diye konuştu.
‘TÜRKİYE'NİN EN ZAYIF KONUMDA OLDUĞU ZİYARETLERDEN BİRİ'
Erdoğan'ın ABD ziyaretini Sputnik'e değerlendiren uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel, "Şimdiye kadar bir Türk Cumhurbaşkanı ya da Başbakanı tarafından yapılmış iki taraf arasında Türkiye'nin en zayıf konumda olduğu ziyaretlerden biriydi. Türkiye'nin, daha çok ABD'nin desteğine ihtiyaç duyduğu, daha çok talepte bulunduğu bir ziyaret biçimi yaşadık" dedi.
Trump'ın Türkiye'den kaydadeğer bir talepte bulunmadığına dikkat çeken Uzgel, "Trump yönetiminin Türkiye'den pek bir beklentisinin olmadığı, Türkiye'nin Trump yönetiminden bazı taleplerinin olduğu ancak bu taleplerin karşılanması gibi bir durumun olmadığı bir ziyaret oldu ve ziyaret de bu nedenle çok kısa sürdü" diye konuştu.
Trump'ın konuşmasında ABD'nin PYD'ye ağır silah yardımı yapma kararı konusunda bir açıklama yapmamasını da değerlendiren Uzgel, şöyle konuştu:
"Bu konuda zaten söylediklerini daha önce de söyledi. Daha önceden gönderilen heyet oradayken PYD'ye ağır silah vereceklerini açıkladılar. Bu konuda aslında tartışılacak, görüşülecek bir şey kalmadı aslına bakarsanız. O yüzden de görüşme sonrası yapılan açıklamada PYD demiş, dememiş pek bir anlamı kalmadı. Bir mesaj aranıyorsa o mesaj çok somut bir şekilde sahada verildi. Zaten çok uzun süredir devam eden bir silahlandırma süreci var, Amerikan askerleri orada danışmanlık yapıyor, silah sağlıyor. Bu konu, ABD açısından halledilmiş bir konu. Dolayısıyla burada Türkiye'nin Amerikan siyasetinde bir değişiklik yaptırabilme imkan ve kapasitesi zaten yoktu. Dolayısıyla buradan Türkiye'nin bir şey çıkartabilmesinin koşulları ortadan kalkmıştı."
Türkiye'nin ABD'den PYD'ye yardımın kesilmesi, Fethullah Gülen'i iadesi ve ABD'de tutuklu bulunan İran asıllı Türk işadamı Rıza Sarraf'ın serbest bırakılması taleplerinin olduğunu kaydeden Uzgel, "Bunların üçünün de şu anda gerçekliği yok. Çünkü bunlara karşı Türkiye'nin ABD'ye verebileceği bir şey yok. ABD, Rakka'yı IŞİD'den alacaksa bunu zaten PYD ile yapacağını açıkladı, ‘bu konuda Türkiye'ye ihtiyacım var' da demiyor. Bombalamak istediğinde Akdeniz'den bombalıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin alabileceği, ABD'nin de talep ettiği bir şey olmayan bir ziyaret oldu. Arka planda Sarraf'la ilgili bir şeyler görüşülmüşse onların sonuçlarını da zaman içinde görürüz" dedi.
Trump'ın Erdoğan ile görüşmesinde FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan İzmir Diriliş Kilisesi rahibi Andrew Brunson'ın serbest bırakılmasını istemesini de yorumlayan Uzgel, "Normalde bu mesele Türk-Amerikan ilişkilerinin bir konusu olamaz. Sonuçta çok alt düzeyde halledilecek bir konu. Fakat bunu gündeme getirirler ki ABD'nin Türkiye'den bir talebi varmış gibi sizi onunla uğraştırırlar. Yoksa Türkiye ilişkileri bir rahibin salıverilmesi ya da salınmamasıyla değişecek değil. Siz ‘Gülen'in iadesi' deyince onlar da ‘rahip' diyordur. O yüzden bu belirleyici bir unsur değil iki ülke ilişkilerinde" diye konuştu.
‘GÖRÜŞMENİN İLİŞKİLERDE OLAĞANÜSTÜ BİR DEĞİŞİKLİK YARATMASI MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR'
Uzgel, görüşmenin ardından Türkiye-ABD ilişkilerinin nasıl bir seyir izleyebileceği konusunda ise şunları söyledi:
"Kapalı kapılar arkasında çok büyük pazarlıklar yapılmadıysa bu görüşmenin Türk-Amerikan ilişkilerinde olağanüstü bir değişiklik, radikal bir kırılma yaratması çok mümkün görünmüyor. Şu an Türkiye'nin çevresindeki aşağı yukarı bütün ülkeleriyle ilişkileri sorunlu. Çin, Hindistan gibi uzaktaki ülkelerin, Türkiye'nin yaşadığı ekonomik ve siyasi, güvenlik merkezli sorunlara çözüm getirmesi mümkün değil. Dolayısıyla şu anda Türkiye, ABD ile ilişkilerde muhtaç durumda. Sarraf meselesi belli ki iktidar üzerinde sıkıntı yaratıyor. Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin ABD'ye karşı biraz daha alttan almak zorunda kalacağı, Rusya-Çin-Avrasya gibi seçenekleri gündeme getireceği, ama bunları da etkili bir şekilde ABD'ye karşı kullanamayacağı bir dönemi yaşayacağız."