Çok sayıda akademisyen, yazar ve gazeteci çatışmacı ortam, nefret dili, hukuk ihlalleri, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, can ve mal güvenliği, ahlak aşınması ve toplumsal duyarsızlıktan endişe duyduklarını bildirerek olağanüstü halin (OHAL) kaldırılması çağrısında bulundu.
‘BU TOPRAKLARIN ORTAK SAHİBİ'
Kendilerini ‘bu toprakların ortak sahibi' olarak niteleyen imzacılar, kutuplaştırılmak, Türk-Kürt, dindar-laik, ‘Evet'çi-‘Hayır'cı diye bölünmek istemediklerini belirtti: "İnancımızı, dinimizi, dilimizi, kültürümüzü, hayat tarzımızı kendi seçtiğimiz gibi, özgür, eşit, korkusuz, huzur içinde yaşamak; birbirimize güvenmek, dayanışmak istiyoruz."
Referandumun şaibeli sonuçlarını kabul etmediklerini bildiren imzacılar, "Bir arada güven içinde yaşamak için, acilen: Hukuk ihlallerine yol açan OHAL'in kaldırılmasını, toplumun her kesimine yayılan mağduriyetlere karşı adalet ve hukuk güvenliğinin vakit geçirmeksizin tesisini, Meclis'in yasama ve denetleme yetkisinin güçlendirilerek iadesini, hesap veren, anayasal, şeffaf devlet için kararlı adımlar atılmasını, gizli oy ve şeffaf sayım temelli sandık güvenliğinin sağlanmasını" talep etti.