Ağbaba, Orgeneral Hulusi Akar'ın Akit yazarı Mehtap Yılmaz'ı ziyaret etmesine tepki gösterdi. CHP İl binasında basın toplantısı düzenleyen Ağbaba, Türkiye'de 162 tutuklu ve hükümlü gazeteci olduğu ifade ederken şöyle dedi:
'FETHULLAH'IN SÖZCÜSÜ, TANIK OLARAK GÖSTERİLİYOR'
"Şu anda 162 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde. 10 binin üzerinde insan da işsiz kalmış durumda. Türkiye ne yazık ki havuz ve haram medyası dışında özgür gazetecilerin gazetecilik yapma imkanı kalmadığı bir ülkeye dönmüş durumda. Dünyanın en büyük tutuklu cezaevi Türkiye oldu. Maalesef hukukun olmadığı yerlerde en çok etkilenen gazeteciler oluyor. Darbe dönemlerinde en çok gazeteciler tutuklanır. Bir darbe girişimi sonrasında tutuklu gazeteci sayısı 162'ye çıktı. Biliyorsunuz bu operasyonlar 'FETÖ ile mücadele' diye çıktı ama tutuklanan gazetecilere baktığımız zaman bazılarının bırakın FETÖ ile ilgisi olmasını, FETÖ ile mücadele etmiş gazeteciler olduğunu görüyoruz. Ahmet Şık, FETÖ ile ilgili kitap yazdığı için cezaevine atılmıştı. Cumhuriyet yazarları gibi insanların bu mecrada anılması bile saçma sapan şeyler. Kadri Gürsel ile Hüseyin Gülerce bir televizyon programına katılıyor. Kadri Gürsel FETÖ için 'Bu yapı bir örgüttür' diyor. Hüseyin Gülerce ise, 'Sen buna örgüt diyemezsin bu bir hizmet hareketidir' diyor. İddianamede Hüseyin Gülerce Kadri Gürsel'in tanığı olarak gösteriliyor. Komedi. Fethullah'ın sözcüsü, ağzı olan Hüseyin Gülerce, Cumhuriyet Gazetesi iddianamesinde tanık olarak gösteriliyor. Neresine gülersin, neresine ağlarsın insan şaşırıyor. Tam bir muhalif avına dönmüş durumda. Fethullah'la, örgütle mücadele değil, tam bir muhalifleri susturma operasyonuna dönüştürülmüş durumda. En son Cumhuriyet Gazetesi internet yayın yönetmeni Oğuz Güven günlerdir gözaltında tutuluyor. Bir yanlış, bizim de kabul etmediğimiz bir twit yüzünden bir hafta gözaltına alınıyor. AKP yargı yoluyla muhalifleri terbiye etmeye çalışıyor."
'TERBİYE EDEMEDİKLERİ İKİ İNSAN AÇLIK GREVİNDE'
CHP'li Ağbaba, hükümetin memurundan işçisine, iş adamına kadar herkesi terbiye etmeye çalıştığını ancak, terbiye olmayanların da bulunduğunu, 150 bine yakın devlet memuru açığa alındığını, insanların açlıkla karşı karşıya bırakıldığını, milyonlarca kişinin mağdur olduğunu söyledi. CHP'li Veli Ağbaba, "Terbiye edemedikleri iki insan günlerdir açlık grevinde bütün dünyaya sesini duyuruyor bu mağdurların. Nuriye ve Semih. Biz açlık grevinin doğru bir eylem olduğunu düşünmüyoruz, mutlaka bitirmeliler. Ama bu iki insanın yapmış olduğu mücadele Türkiye'deki mağdurların sesi oldu. Mağdurlara, haksızca görevden alınan herkese buradan bir çağrı yapıyorum; Direnme hakkınızı kullanın, ayağa kalkın, haklarınıza sahip çıkın, demokratik yollarla sesini duyurun. Sizler ayağa kalkmadıkça, direnmedikçe yeni KHK'lar ile yeni mağdurlar yaratılacak. Hem işinize dönmek, onurluca yaşamak istiyorsanız, tüm Türkiye'deki mağdurları ayağa kalkmaya, direnme hakkını kullanmaya davet ediyorum" dedi.
'ATATÜRK'ÜN ASKERİ DEĞİL'
Veli Ağbaba, Mustafa Kemal Atatürk'e ilişkin hakaretlere de değinerek şunları ekledi:
"Bu kanallara reklam veren şirketleri de boykot edin. Mustafa Kemal Atatürk'e kimse küfür edemez. Mustafa Kemal Atatürk, annesi ve manevi kızıyla ilgili yazı yazan kadın Cumhurbaşkanının uçağında protokolünde. Eskiden havuz,, haram medyası vardı. Şimdi bir de kabin gazetecileri var. Bunlar Cumhurbaşkanlığı uçağında kabine girmek için 40 takla atıyor. Atatürk'e hakaretler eden, geçmişte Fethullah'a güzellemeler yapan bir kadın bu. Cumhurbaşkanı, bu kadını uçakta kabine alarak bu ülkenin kurucusuna edilen küfürleri onaylıyor. Bunu şiddetle kınıyoruz. Çok daha acı bir şey var. Mustafa Kemal Atatürk'e, annesine, manevi kızına hakaret eden gazeteci nezle oluyor, onu ilk ziyarete giden Atatürk'ün koltuğunda oturan Genelkurmay Başkanı oluyor. Bu beyefendiyi şehit evlerinde göremezsiniz. Bu beyefendiyi ya düğünlerde, ya seçim kampanyasında Kardak'ta selfie yaparken görürsünüz. Ya da Mustafa Kemal Atatürk'ün annesine kızına küfür eden bir kadın nezle olduğunda yanında görürsünüz. Utan Hulusi Akar utan! Yazıklar olsun sana! Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri değil, bu bunların askeri. Onbaşıyı çavuş yapma yetkisi yok, hala o koltukta oturmaya devam ediyor. Önce 'Evet kampanyasında' gördük, şimdi de Akit Gazetesi'nin yazarının yanında görüyoruz. Genelkurmay Başkanı derhal istifa etmelidir. Oturduğu koltuk öyle basit bir koltuk değildir."