Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) seçimlerinde AK Parti ve MHP'nin adaylarda anlaştıklarını iddia eden Aldan, "AKP ve MHP, HSK'nın belirlenmesinde anlaştı. Bunlar kendi mutfaklarında bir pazarlık yaparak adaylarını önceden belirlediler. Yapılan pazarlıkta seçilecek 7 üyeden 5'i AK Parti'ye, 2'si ise MHP'ye verildi. Bizim bu komisyon toplantılarına katılmamız, tümüyle bu pazarlığı meşrulaştırmaktan başka bir şeye yaramayacaktı. O yüzden biz de terk etmeyi tercih ettik" dedi.
Ömer Süha Aldan'a Bidebunudinle'de cevap veren, HSK seçimleri için kurulan karma komisyonda başkanlık yapan Anayasa Komisyonu Başkanvekili Reşat Petek ise, "AK Parti ve MHP'nin belirli adaylar üzerinde mutabakat sağlaması demokrasinin zaferidir" açıklamasını yaptı.
ALDAN: 6 ÜYE ERDOĞAN TARAFINDAN BELİRLENECEK
HSK'nın yeni yapılanması hakkında bilgi veren Aldan, şöyle konuştu: "HSK'nın yeni yapılanması, 13 üyeden oluşuyor. Birini Adalet Bakanı, birini müsteşar, ikisini de Cumhurbaşkanı ve Başbakan belirliyor. 4 tanesini direk Cumhurbaşkanı atayacak. Yani 6 üye, Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenecek. Geri kalan 7 üyenin de 5'i AK Parti'nin istediği kişiler olacak. Bundan sonraki çoğunlukta Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yeni bir yan örgütü olacak. Hakimler ve Savcılar Kurulu yargının kalbi, biz de referandumla Yargı'yı artık tamamen Yürütme'ye organına teslim etmiş olduk" dedi.
ALDAN: BİZİM KOMİSYONDA KALMAMIZ, AK PARTİ-MHP PAZARLIĞINI MEŞRULAŞTIRACAKTI
HSK seçim süreci hakkında teknik bilgi veren ve neden komisyon toplantısından ayrıldıklarını açıklayan Ömer Süha Aldan, şunları kaydetti: "Bu karma komisyonda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 30, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 12, Halkların Demokratik Partisi'nin 6, Milliyetçi Hareket Partisi'nin de 4 üyesi var. Seçimde önce başvurular alınacaktı, seçim yapılıp komisyonda 3'te 2 çoğunluk aranacaktı. Buna göre her bir adaylık için 3 tane aday belirlenecekti. Mecliste 7 üye seçilecekti, 3'er üyeden de toplam 21 aday olacaktı. Genel kurulda oylamada eğer 3'te 2 çoğunluk sağlanamazsa, 2. tur oylama da 5'te 3 aranıyor, bu da 32 üyeye tekabül ediyor."
Aldan, şöyle devam etti: "AK Parti ve MHP'nin toplam oyları 34 olduğuna ve HSK'nın belirlenmesinde anlaştıklarına göre, 5'te 3 çoğunluğu AK Parti ve MHP sağlıyordu. Anayasa referandumu için de bu 2 parti anlaşıp 'Evet' oyu için çalıştılar. Bunlar kendi mutfaklarında bir pazarlık yaparak adaylarını önceden belirlediler. Yapılan pazarlıkta da bu 7 kişiden 2 tanesi MHP'ye verildi. 5 tanesi de AK Parti'ye verildi. Bizim bu komisyon toplantılarına katılmamız tümüyle bu pazarlığı meşrulaştırmaktan başka bir şeye yaramayacaktı. Bizim destekleyeceğimiz bir adayı, komisyona yerleştirmemiz mümkün değildi. Dolayısıyla biz de komisyon toplantılarına katıldık ama oylama aşamasında oradan ayrıldık. Çünkü oylama tamamen bir formaliteydi" dedi.
ALDAN: KİME OY VERECEĞİMİZİ VE ADAYLARIN KİM OLDUĞUNU BİLMEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
ALDAN: SIRF KOÇDEMİR'İ UZAKLAŞTIRMAK İÇİN SEÇİMİ BİRDEN ERTELEDİLER
Aldan, MHP'nin anaysa değişikliğine de karşı çıkan HSK üyesi Kadir Koçdemir'in seçimlerde muhalif bir yaklaşımı olacağı düşünülerek, üyeliğinin düşürülmesi hakkında da değerlendirmede bulundu: "Kadir Bey referandum öncesi yaptığı açıklamada 'Evet' vermeyeceğini söyleyince iş değişti. Biz komisyonu terk etmeden, oylamadan önce ben bir konuşma yaptım ve konuşmam sırasında Kadir Bey benim düşüncelerimi hep başıyla onayladı. Hemen hava orada değişti zaten. Diğer MHP'li üyeler birbirlerine baktılar, Kadir Bey'in tavrını ölçmeye çalıştılar. Sırf Kadir Bey'i görevden uzaklaştırabilmek için seçimi birdenbire ertelediler. Birbirlerine güvenleri olmadıkları için o listeleri tam anlamıyla ayarlama maksadıyla, gazeteciler de buna tanık olmasın diye salonu tamamen boşalttılar ve oylamayı bu şekilde yaptılar" açıklamasında bulundu.
ALDAN: YARGIDA SİYASALLAŞMA, KURUMSAL HALE GELDİ
PETEK: EKSİK DİYORLARSA KOMİSYONA ÜYE VERİP, EKSİKLERİN TAMAMLANMASINA KATKI SAĞLASALARDI
Adayların hakkında detaylı bir bilginin olmadığı ve bazı adayların özgeçmişlerinde değişik referanslar gösterdiği konusunda Ömer Süha Aldan'ın açıklamalarına cevap veren Anayasa Komisyonu Başkanvekili Reşat Petek ise, şunları kaydetti: "Seçimi yapıp, 21 adayı belirledik. Gerek CHP, gerek HDP alt komisyona üye vermediler. Seçimin yapılacağı günden bir gün önceki toplantıda da konuşma yapıp, 'Biz bu sürece ortak olmayacağız' deyip komisyonu terk ettiler. Biz arzu ederdik ki komisyon üyesi olan her iki muhalefet partisi de komisyona katkıda bulunsunlar. Eleştirilere gelince, oluşturulan alt komisyona üye verselerdi, bu alt komisyonda aday adaylarının özgeçmişlerinin değerlendirilmesinde gerekiyorsa yeni belge bilgi istenmesinde görüşlerini ortaya koyabilirlerdi ve katkıda bulunabilirlerdi. Bir kere bu sorumluluklarını yerine getirmediler. Avukatlar, aday adayları diledikleri gibi kendilerini tanıtsınlar diye, özgeçmiş yazmada özgür bırakıldı, şuna göre yazılacak diye bir format yoktu. Eksik diyen bu arkadaşlarımız keşke komisyona üye verselerdi de, eksiklerin tamamlanması noktasında katkıda bulunsalardı.
PETEK: AK PARTİ VE MHP'NİN ADAYLARDA MUTABAKAT SAĞLAMASI, DEMOKRASİNİN ZAFERİDİR
Petek, HSK seçimlerinde AK Parti'ye yakın kişilerin aday olduğu ve seçimde AK Parti ve MHP'nin pazarlık yaptığı konusunda Aldan'ın iddialarını da yanıtladı: "Diğer bir eleştiri de 'AK Parti'ye yakın kişilerin adaylıkları söz konusu' diye, CHP Sözcüsü tarafından eleştiriler getirildi. AK Parti ve MHP, TBMM'de grubu bulunan 2 siyasi parti değil mi? Anayasada nitelikli çoğunluk aranıyorsa, bu 2 siyasi partinin de gerek komisyonda, gerek TBMM'de belirli adaylar üzerinde mutabakat sağlaması demokrasinin zaferidir."
Petek, bazı adayların parti üyeliği, parti yöneticiliği ve partiye yakınlığı olduğu iddiasında da bulunan Aldan'a şu yanıtı verdi: "Hakimler ve Savcılar Kurulu'na üye olacak niteliklere sahip, eğitim görüp belirli seviyelere gelmiş insanların bir dünya görüşü olmadığını iddia etmek abestir. Bir ideolojik yaklaşımı, dünya görüşü, bir siyasi partiye yakınlığı veya belirli siyasi partilere mesafeli oluşu, her toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da gerçekliktir. Önemli olan buradaki ideolojik yapısını, siyasi tercihlerini işine karıştırmamasıdır, yaptığı icraatta bir tarafsızlık ilkesini çiğnemeye sebep olup, olmamasıdır. Burada başka bir düşünce, bir art niyet aramak yanlıştır. Bir adayın bir partiye yakın durması yada uzak durması bunun tek başına taraflı edeceğine, aleyhine bir delil olarak görmek doğru bir yaklaşım değildir. O zaman bu göreve getirilebilecek kimseyi bulamazsınız. Bir vatandaşımızın geçmişte bir siyasi partiyle bağı olsa bile, kanunun aradığı avukatlıktan hakimliğe geçme kriterlerini taşıyorsa, hakim olabilecek vasıflara göre dosyası ve belgesi varsa, 'Bu kişinin geçmişte partiyle ilişkisi vardır' diyerek bu hakkı ondan almak, son derece adaletsiz bir uygulama olur. Genel çerçevede bizim yaklaşımımız yargının tarafsız ve bağımsız olmasıdır. Yeni anayasada tarafsızlık ilkesinin yanına bağımsız ilkesinin yanına, tarafsız ilkesini getirdik. Geçmiş kimliği, siyasi partilere yakınlığı uzaklığı değil, adil ve tarafsızlığa uygun davranma durumunu dikkate almak gerektiğine inanıyorum. Taraflı yargıdan bu millete, bu ülkeye hayır gelmez."
PETEK: PARTİYİ ÇOCUĞU GİBİ BÜYÜTEN ERDOĞAN'IN, PARTİYLE İLİŞİĞİNİ KESMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİ
Partili Cumhurbaşkanlığını da savunan Reşat Petek, "Biz AK Parti olarak siyaseten başka bir şey söyledik ve milletimiz anayasa değişikliğiyle kabul etti. Cumhurbaşkanı'nın partili olması ve Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) partiye üyeliğinin olması sağlandı. Cumhurbaşkanlığı'nın sembolik bir makam olarak düşünüldüğü ve uygulandığı geçmiş siyasi tarihimize baktığımızda, 'Nasıl olur, Cumhurbaşkanı tarafsız olmayacak mı?' yaklaşımı oluyor. Bizde şunu söylüyoruz, geçmişteki Cumhurbaşkanları da partisinden ayrılmış gibi yaparak ama perde arkasında partisiyle irtibatlarını devam ettirerek bu görevlerini yaptılar. Artık milletimize dürüst olalım, kendi çocuğu gibi kurup büyüttüğü bir partinin Genel Başkanı'nın 'İlişiğimi kestim' dese bile partisiyle ilişiğini kesmeyeceği bütün millet tarafından kabul ediliyor. AK Parti ne yaptı, AK Parti'li olsun olmasın bütün belediyelere nüfuslarına göre aynı ödemeleri yaptı mı yapmadı mı? Yasal zorunluluk diyorsunuz ama yasaları kim çıkardı?" diye belirtti.
PETEK: DARBE KOMİSYONU RAPORU'NUN SONUNA GELDİK
Darbe Komisyonu'nun yayınlaması beklenilen raporuyla ilgili de bilgi veren Darbe Komisyonu Başkanı Reşat Petek, "MİT'ten detaylı bir rapor istedik ve bekliyoruz. (Genelkurmay Başkanı) Hulusi Akar'dan da baştan beri şahsına yönelik sorulara cevaplar bekliyoruz. Ama bunu yeniden istenmiş gibi bir yorumla yazdılar. Bu raporu hazırlarken 141 kişi dinlendi, ciddi bir mesai verildi. Detaylı bir bilgi, belge, görüntüye ulaşmak ve bunların incelenip rapora eklenmesi ciddi bir zaman alıyor. Referandum süreci bizim bu çalışmamızı 2 aylık ara vermek zorunda bıraktı. Bu işin sonuna yaklaştık. Hulusi Akar'a ve (MİT Müsteşarı) Hakan Fidan'a raporda sorduğumuz soruların cevabını bekliyoruz ama mecbur etme gibi bir yetkimiz yok. Fidan ve Akar'dan cevap gelmezse, rapor çıkmayacak gibi bir algı oluşmasın. Biz, herkesin ulaşabileceği bu şeffaf raporumuzu kısa sürede çıkaracağız" dedi.