Şık adına AİHM'e yapılan başvuruda Şık'ın, 2011 yılında FETÖ'nün polis içindeki örgütlenmesini anlattığı kitap yazdığı için tutuklanarak 1 yıl 1 hafta cezaevinde kaldığı ve basılmamış kitabının toplatıldığı hatırlatıldı.
Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, Şık'ın polis ve adliyede örgütlü FETÖ'cüler tarafından açılan bu davadan geçen ay beraat ettiği belirtilen başvuruda, bu davadaki tutukluluğu ile ilgili AİHM'nin 2014'te verdiği ihlal kararı emsal gösterildi.
AİHM'nin 2014 yılındaki Ahmet Şık kararında gazetecinin tutuklanmış olmasını ve tutukluluk halinin sürdürülmesini baskı ve otosansür olarak gördüğü ifade edilen başvuruda "2017 yılı tutuklamasına ilişkin bu başvuru ile Şık-Türkiye kararında incelenen konu ve yapılan tespitler arasındaki ilişki, hem başvurucu yönünden, hem de tüm gazeteciler yönünden yargı kaynaklı büyük bir tehdide işaret etmektedir. Başvurucunun tutuklanması ile Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin tutuklanması arasında paralellik mevcuttur. Cumhuriyet yazar, yönetici ve avukatlarına ilişkin tutuklamalar, başvurucuya yönelik tutuklamanın tekil değil sistematik bir ‘yargısal taciz' uygulaması olduğunu göstermektedir" ifadeleri kullanıldı.
'FETÖ SUÇLAMASININ YERİNİ DHKP-C ALDI'
'HABERLER DIŞINDA EYLEM YÜKLENMEMİŞTİR'
Başvuruda Şık'ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde düzenlenen 'özgürlük ve güvenlik, ifade özgürlüğü' haklarının ihlal edildiği, ayrıca Sözleşmenin 18. maddesindeki 'hak ve özgürlüklere bu Sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz' hükmüne aykırı davranıldığı belirtilerek Şık'ın derhal salıverilmesine ve 20 bin euro tazminata karar verilmesi istendi.