Zafer Arapkirli ile Seyr-ü Sabah'a değerlendirmelerde bulunan Semih İdiz'e göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyareti öncesi böyle bir kararın gelmesi çok manidar ama beklenmedik bir şey değil.
Bu karar ile Türkiye'ye mesaj verildiğinin altını çizen İdiz, "Cumhurbaşkanı ‘Amerika'ya gideceğiz, YPG ile Amerikan askerlerinin birlikte hareket ettiklerini gösteren fotoğrafları önlerine koyacağız' şeklinde bir şey planlıyordu. Yani talepkar bir edayla Amerika'ya gidecekti. Buradan Washington ‘Bu konuyu hiç böyle gündeme getirmeyin çünkü bu bizim açımızdan oldu bitti' şeklinde mesaj veriyor" dedi.
‘EN BÜYÜK RİSK, SİLAHLARIN YPG KOLUYLA PKK'NIN ELİNE GEÇMESİ'
İdiz Türkiye'nin çekincesinin bu silahların PKK'nın eline geçmesi olduğuna dikkat çekti: "Türkiye'nin bu konuda öngördüğü en büyük risk bu silahların YPG koluyla PKK'nın eline geçmesi ve Türkiye'ye karşı kullanılması. ABD 'Biz buna karşı tedbir alacağız' diyor. Ama bunu gönül almak için söylüyor. Çünkü ne tür garantiler verileceği net değil."
İdiz "Bunlar elden verilen birkaç silahtan ibaret olmayacak. Makineli tüfek gibi silahlardan ziyade ağır silahların envanteri, elektronik bir takibi var. Muhtemelen yanlarında Amerikan danışmanları da olacak. Ağır silahlar olduğu için hem NATO'nun hem Amerika'nın hem de Türkiye'nin yakın takibinde olacak" açıklamasında bulundu.
Öte yandan İdiz, Fethullah Gülen'in iadesi konusunda kısmen olumlu bir gelişme yaşanabileceğini söyledi:
"Kısmen olumlu bir gelişme olabilir ama Türkiye'nin beklentisinin gerçekleşeceğini zannetmiyorum. Çünkü bu tamamen Trump'ın elinde değil. Amerika'da güçlü bir kuvvetler ayrılığı sistemi var. Bunu zaten Trump iş başına geldiğinden beri çeşitli örnekleriyle çok açık gördük. Yargının üzerindeki etkisi sınırlı. Yapabileceği şey belki Gülen'in Amerika'daki etkilerini sınırlamak, onu takibe almak şeklinde adımlar olabilir ama bunlar Türkiye açısından bir yerde gönül alma hareketleri olacak. Bu iade yasal açıdan Amerika için zorluklar içeriyor."