Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Soçi'de gerçekleştirdikleri görüşmenin ikili ilişkilerin normalleşmesi konusundaki önemine değinen Podyelışev "Bizim Türkiye'yle ekonomik işbirliğini artırma niyetimiz var. Sayın Putin'in de dediği gibi ilişkiler tamamen normalleşti. Rusya ve Türkiye hem ikili ilişkilerle ilgili hem de uluslararası anlamda tüm konularda görüşmeye hazır olduklarını söyledi. Özellikle de Suriye'deki krizin çözümünü konusunda. Yani ilişkiler rayına oturmuş durumda" dedi.
Rusya ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin politika alanındaki mutabakata varılmasıyla birlikte hızla arttığına değinen Podyelışev "Önemli olan bütün sorunların çözülmesinden çok tarafların sorunları çözmede niyetli olması. Biz de tartışmaya, çözüm bulmaya hazırız" diye konuştu.
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi almaya oldukça yaklaşmasının NATO üyelerini telaşlandırdığının hatırlatılması üzerine Podyelışev "Bu konuda anlaşmaya varılması, Türkiye için iyi bir sisteme kavuşmak; Rusya içinse gelir demek. Bu süreci politize etmemek gerek. Sonuçta her bir taraf da kendi ürününü satmak ister. Mesela ABD, kendi patriotlarını satmak peşinde. Mevzu, tamamen ekonomik" diye ekledi.
Domates ve vize konularında Rusya'nın yaptırımlarının sürmesini ‘doğal bir durum' olarak niteleyen Başkonsolos "2015 Kasım'ında yaşanan krizin ardından Rusya, Türkiye'ye karşı belli yaptırım kararları aldı. Ve bunun sonucu olarak da domates yetiştirmek için büyük yatırımlar yaptı. Şimdi Rusya'nın tamamıyla ucuz Türk domatesine yönelmek, tarım sektörüne büyük bir darbe vurmak anlamına gelir" dedi.
Vizelerin kaldırılmasının da Rusya'nın güvenlik kaygılarının giderilmesine bağlı olduğunu dile getiren Podyelışev "Sayın Putin'in dediği gibi, vizelerin kaldırılması Türk istihbaratının Rus yetkililerle daha sıkı bir iş birliği içinde olmasına bağlı. Çünkü halen güvenlik sorunu var. İstanbul, Suriye'deki savaşçılar için bir geçiş noktası. Bu geçişlerle ilgili yeterli bilgimiz olmadığı için bu tedbiri alıyoruz. Vizelerin kalkması zaman alacak" ifadelerini kullandı.
Çeşitli grupların Nisan ayında İstanbul'da bulunan Rusya Başkonsolosluğu önünde, Rusya ve Suriye yönetiminin İdlib'te kimyasal silah kullandığı yönündeki asılsız iddialara dayanarak düzenlediği protesto gösterilerin hatırlatılması üzerine Başkonsolos "O süreçte kendimizi güvende hissettik ve şimdi de öyle hissediyoruz. İki otobüs dolusu polis tarafından korunuyoruz. Yalnız, protestocuların göz ardı ettiği bir şey var. Bahsedilen saldırının kim tarafından gerçekleştirildiğinin araştırılmasını en önce biz istiyoruz" dedi ve ekledi:
"Herhangi bir inceleme yapmadan, bu saldırıyı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı güçler gerçekleştirmiş denilmesini kabul edemeyiz. Doğru şekilde inceleme yapılmalı ve saldırının sorumlusu bulunmalı."
Rusya'nın ‘Esad'ı değil meşru Suriye yönetimini' desteklediğine vurgu yapan Başkonsolos "Söz konusu olayda sorumlunun Esad olduğunu ve Rusya'nın Esad'ı desteklediğini söylüyorlar. Fakat ortada kanıtlanmış bir suç yok. Üstelik Rusya'nın desteklediği Esad'ın kendisi değil meşru devlet başkanlığı makamı. Suriye halkı kimi seçerse; Rusya onu destekler" ifadelerini kullandı.