Oda TV'nin imtiyaz sahibi gazeteci yazar Soner Yalçın, bugün yayımlanan yazısında Batı basınını Erdoğan karşıtlığı yüzünden Fettullah Gülen'e ve FETÖ'ye arka çıkmakla suçladı.
'Ergenekon', 'Balyoz' ve 'Odatv' gibi operasyonlara Avrupa'dan da destek verildiğini söyleyen Yalçın, davaların düşmesinin ardından Avrupa'dan hiç bir özeleştiri gelmediğine dikkat çekti.
GUARDIAN'LA YAŞANAN BİR OLAYI ÖRNEK GÖSTERDİ
Yalçın, iddiası için kaleme aldığı 'FETÖ'yü anlatınca Batı medyasında böyle sansürleniyorsunuz' başlıklı yazısında, iki ay önce yaşanan bir olayı örnek gösterdi.
Her şeyin iki ay önce, İngiliz Guardian gazetesinin Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan'dan, 'Türkiye'deki basın özgürlüğü sorunu' konulu kampanya için yazı istemesiyle başladığını belirten Yalçın, süreci şöyle anlattı:
"Yaklaşık 2 ay önce, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan'a mail geldi. Gönderen, 200 yıllık tarihe sahip İngiliz Guardian gazetesi idi.Türkiye'deki basın özgürlüğü sorunu konusunda kampanya başlatacaktı. Bu kapsamda cezaevinde kalmış gazetecilerden yazı istedi. Barış, sorulan beş soruya yanıt verdi. Mart ayının sonuna doğru, Guardian'ın internet sitesinde o dosya haber yayımlandı."
‘BARIŞ PEHLİVAN'IN GÖRÜŞLERİ HABERDEN ÇIKARILDI'
Yayımlanan haberde Barış Pehlivan'ın fotoğrafı olmasına rağmen görüşlerinin yer almadığına dikkat çeken Yalçın, Pehlivan'ın Guardian'a bir mail göndererek, görüşünün haberde yer almama nedenini sorduğunu söyledi:
"Barış, FETÖ kumpasını yazmıştı! Avrupa'da artık 'moda' haline getirilen 'diktatör Erdoğan'ı' kötülemesi gerekiyordu! Barış, sert çıkınca bu kez; Türk yargısının basın üzerindeki baskılarını konu eden; ve referandumda 'evet' çıkmasıyla bu baskının neye evrileceğini irdeleyen makale istediler. Barış, Avrupa medyasıyla bunu hep yaşadığımızı; ne zaman Fethullah Gülen'e dair gerçekleri söylesek ya da yazsak sansürlendiğini belirtti."
'ELEŞTİRİLERDE GÜLEN'E GÖSTERİLEN ÖZEN ERDOĞAN'A GÖSTERİLMEDİ'
Soner Yalçın, Barış Pehlivan'ın, makalede FETÖ'den bahsederse yayımlayıp yayımlamayacaklarını sorduğunu ve evet yanıtı aldıktan sonra yazıp gönderdiğini belirtti:
"Barış, 'Türkiye'de gerçeğin bedeli' başlıklı bir makale yazdı. FETÖ soruşturmalarındaki sorunları irdeleyerek, Cumhuriyet gazetesindeki meslektaşlarımızın tutuklanmasındaki hukuksuzluğu; ve dün FETÖ'nün yaptığına benzer yöntemleri bugün 'AKP yargısının' yaptığına dikkat çekti. Yazıyı Guardian'a gönderdi. Bazı gramer hataları düzeltildi. Sonra kısa bir sessizlik oldu. Ardından gazete, Fethullahçıların devlet içine sızdığına dair kaynaklar talep etti. Guardian ayrıca, 15 Temmuz darbe girişimine dair 'düzeltmeler' istedi. Örneğin, 'Hemen Gülenci askerler suçlandı' diye yazılmasını istiyorlardı. Barış iyi niyetle; 'Henüz FETÖ davaları bitmedi, bu nedenle hassas davranıyorlar herhalde' diye yorumladı. Fakat, Erdoğan'a ve AKP'ye dair yapılan eleştirilerde bu özen yoktu. O cümlelere Guardian sesini çıkarmıyordu."
Guardian'ın tavrı üzerine Barış Pehlivan'ın, 14 yıldır AK Parti ile FETÖ üzerine çalıştığını belirttiği bir başka mail yazdığını söyleyen Soner Yalçın, Guardian'ın 15 Temmuz darbe girişimi ve Gülen ilişkisine dair 'itinalı bir dil' kullanılmasını istediğini iddia ediyor:
"Guardian, Gülen'in yaptıklarının 'kabahat' olarak adlandırılmasını istedi. 15 Temmuz-Gülen ilişkisine dair itinalı bir dil kullanılmasını istedi. Barış, 'düşüncelerimi yansıtmayan bu makalenin altında imzamın olmasını istemiyorum' dedi."
'AVRUPA TÜM GAZETECİLERİN GÖLGESİ ALTINDA OLMASINI İSTİYOR'
Yaşanan tartışmaların ardından gazeteden 'makaleniz yoğunluktan dolayı girilemedi' yanıtı aldıklarını söyleyen Soner Yalçın, durumu 'Türkiye'deki medya sorununu sadece Erdoğan'la sınırlı tutma ve Türkiye'deki tüm gazetecileri Avrupa'nın gölgesi altına sokma gayreti' olarak nitelendirdi:
"Erdoğan'a nefretleri öyle bir hale geldi ki; FETÖ darbesine bile inanmıyorlar! Kuşkusuz bunda… Cem Küçük gibi kripto FETÖ'cülerin, önüne gelen herkese 'seni hapse attıracağız' demesinin de büyük rolü var. Nasıl ki FETÖ, tüm gazetecilerin gölgesi altına girmesini istedi ise, Nasıl ki AKP, tüm gazetecilerin gölgesi altında olmasını istiyor ise Batı medyası da, Türkiye'deki tüm gazetecileri gölgesi altına sokmak istiyor."