Türk dış politikasının şu süreçte çok büyük bir önem arz ettiğine dikkat çeken Özçelik, "Önümüzdeki süreçte biz diplomatların ve profesyonellerin gerekirse daha fazla siyasete girip memleketin daha kötü yerlere doğru çekilmesinin önüne geçmemiz lazım. Çünkü dış politika, şu dönemde çok fazla önem taşıyor. Üst kademedekilerin bu söylediklerimizi kabul etmeleri ve sormaları lazım ki, biz de anlatalım ve başka yanlış yapmadan bu işin çözümlenmesini sağlayalım" dedi.
'NE İÇİN AMERİKALI'NIN YA DA RUS'UN ELİNE BAKIYORUZ?'
"Son dönemde gerek 7 Kasım seçimlerine giden süreç olsun, gerek referandum olsun milliyetçilik ve yurtiçinde PKK'nın terör eylemlerine karşı mücadele öyle boyutlara geldi ki. Eğer akıllı bir strateji uygularsak ve şimdiye kadar yaptıklarımızı ciddi gözden geçirirsek, çok ciddi bir tamponu, İslam'ı saptıran, bizim içimizde hücreler kurup bize karşı da harekete geçmek isteyen örgütlere karşı, bize daha yakın bazı oluşumları kendimize daha yakınlaştırmalıyız. Bu Türkiye'nin içinde ve dış politikada bazı önemli değişimleri gerektiriyor. Bu değişiklilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da kafasının bir yerinde olduğuna inanıyorum. İç siyaset bakımından uygun gördükleri zaman bunu devreye sokacaklar. Ona bakarsanız bir dönem biz KDP'ye de terör örgütü diyorduk. İyi diplomasi dost olabilecek bazı unsurlarla gerçekten barışı gerçekleştirmek üzere açılımlar yapabilmekten, kötülere de haddini bildirmekten geçer. Bizden gitmiş olan Suriye'deki Kürtlerle, illa Amerika, Rusya ya da İran üzerinden mi konuşalım? Onlarla konuşup da bizim yanımızda yer almalarını, bize karşı verdikleri zararı durdurmalarını sağlayabilecek durumdayken, ne için Amerikalı'nın ya da Rus'un aline bakıyoruz? Bunu yapılamaz görmüyorum, kesinlikle yapılır."
'TÜRKİYE ŞARK KURNAZLIĞIYLA BİR ŞEY YAPAMAZ'
Türkiye'nin Suriye'deki etkinliğini değerlendiren Özçelik şöyle konuştu:
'ÖNCELİKLE BİR İNSANLIĞIN ÖLMESİ DURDURULMALI'
Bölgedeki halka yaklaşımları da yorumlayan Özçelik, "İran'ı bir şekilde dizginleyemediğimiz takdirde, bir masa etrafın ciddi bir şekilde oturup bir anlaşmaya varılmadığı takdirde, kim ne konuşursa konuşsun. Oradakiler insan. Suriye'deki Sünni'si de Şii'si de, Alevi'si de, Arap Alevi'si de hepsi insan. Bu insanların yaşamını adam gibi sağlayacak bir örnek sunulması lazım. AB, 'aman mülteciler gelmesin' diye yaklaşıyor. ABD, 'Aman oradan gelip de bizi patlatmasınlar' diye yaklaşıyor. Biz mültecilere yardım ediyoruz ama yardım ettiğimiz çok Sünni'ler, Şii'lere bir şey demiyoruz, içten içe İran'la bir kavgamız var. Öncelikle bir insanlığın ölmesi durdurmalı" diyerek değerlendirmelerini sonlandırdı.