Hazırladığı yazıda "YSK'nın tepeden inme kararı" nedeniyle mühürsüz oyların sayımının imkansız hale geldiğini belirten Topaktaş, referandum sonucunun geçersiz sayılması gerektiğini dikkat çekici tespitlerle dile getiriyor.
'KARAR YSK'YI KAMUOYUNDA TARTIŞMALI HALE GETİRDİ'
"Kurulumuz ilk defa bir seçimin devamı sırasında böyle bir karara imza atmıştır. Bu kararın 298 sayılı yasanın 98 ve 101. maddelerine ve 14/02/2017 tarihli 135/I sayılı genelgemize aykırı olması, seçmenlerin oy haklarını korumaya matuf olan bu kararı, kamuoyunda tartışmalı hale getirmiştir."
'ALINAN KARAR TOPLUMU İKİYE BÖLDÜ'
"Sandıklardaki sayım işlemleri kurulumuzun bu kararına göre yapılmış, dolayısıyla mühürsüz zarflar ve oy pusulalarının miktarının tespiti imkânsız hale gelmiştir. Gerek siyasi partilerce, gerekse Kurulumuzca, gerçekte ne kadar mühürsüz zarf ve oy pusulası olduğu bilinmemektedir. Kamuoyuna bu 2.5 milyon oy olduğu şeklinde yansımıştır. Yeniden sayımın kamuoyunda oluşturulan şüpheyi ortadan kaldırmaya yetmeyeceği gözetildiğinde, artık 2.5 milyon mühürsüz zarf ve mühürsüz oy pusulası olduğunu ya da olmadığını tartışmak anlamsız hale gelmiştir. Ülkemiz çıkan sonucun doğru olduğuna inanan ve inanmayan kesimler olarak ikiye bölünmüştür."
'HATALARIMIZIN EN BAŞTA GELENİ, KANUN KOYUCU GİBİ HAREKET ETMEMİZ'
"560 sayılı kararımızdaki hatalı yönlerden en başta geleni kanun koyucu gibi hareket etmemiz olmuştur. Bu kurallar, dışarıdan oy pusulası ve zarf getirilmesini, dolayısıyla hile yapılmasını önlemek amacıyla getirilmiştir. Oy verme hakkını anayasa ile güvence altına alan kanun koyucunun, 298 sayılı yasanın 98 ve 101. maddelerindeki düzenlemeyi yapmak suretiyle vatandaşının oy hakkını elinden aldığını söylememiz mümkün değildir. Bu itibarla 298 sayılı yasanın 98 ve 101. maddeleri anayasaya aykırı olmadığına ve böyle iddiada bulunmadığımıza göre uygulanması zorunludur."
'SAHTECİLİK DENETİMİ SANDIK GÖREVLİSİNDEN BEKLENEMEZ'
"Sandık görevlilerinin sahtecilik konusunda özel bir eğitimleri olmadığı için, bu denetimi yapmaları onlardan beklenemez. Oyların seri bir şekilde sayılması gerektiği düşünüldüğünde de bu denetimin yapılmasının pek mümkün olmadığı görülecektir. Mühürsüz zarflar ve oy pusulalarının, YSK tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmadığının tespitini sandık görevlilerine yaptırmaya çalışmak, sandık başlarında gereksiz tartışmalara neden olabileceği gibi, ancak bir soruşturma ile ispatlanabilecek sahtecilik veya hile iddiasının, bu yükün altından kalkamayacak olan kişilere verilmesi doğru olmayacaktır."