Moskova’da Uluslararası Rusya Bügün Haber Ajansı’nda 'Ortadoğu’da kadınların terörle mücadelesi' konulu basın toplantısı bağlamında Sputnik’e konuşan HDP Batman milletvekili Ayşey Acar Başaran şunları ifade etti:
'KÜRTLER SURİYE'DE SİSTEMSEL VE İDEOLOJİK BİR MÜCADELE YÜRÜTÜYOR'
“Şimdi bildiğiniz gibi zaten uzun zamandır Suriye’de Kürtler IŞİD terör örgütüne karşı mücadele ediyor. Aslında dünyanın büyük bir desteğini alarak da bu mücadeleyi yürütüyor. Çünkü şunu her yerde ve her zaman söylediğimiz gibi, aslında Kürtlerin orada verdiği mücadele sadece savaş ve askeri bir mücadele değil. Sistemsel ve ideolojik bir mücadele yürütüyor. Bu ideolojik mücadeleyi yürütebilecek şu an başka bir güç de yok dünyada aslında. Devletler büyük askeri güce sahip olabilir, ama gittiklerinde en fazla, orayı işgal ettikleri görüntüsü yaratmaktan başka hiç bir sonuç elde edemeyecekler. Geri döndüklerinde, tekrar IŞİD gibi tehlikelerin ortaya çıkma durumu çok yüksek bir ihtimal. Çünkü, IŞİD’ın kendini kaoslardan, çatışmalardan besleyen bir durumlar ıvar. Özellikle ayrıştırmalardan, ötekileştirilmelerden besleyen bir durumları var. İşte tam da bu açıdan şu anda Suriye’de büyük bir mücadele yürütülüyor. Ve mücadelenin sonunda bir sistem kuruluyor. Bugün işte anlatılanlar gibi bütün dinleri, düşünceleri, özellikle kadınları içerisinde kapsayan bütün bir toplumun kendi içinde varolduğu bir sistem öngörülüyor.
'TÜRKİYE'NİN SALDIRISI, IŞİD İÇİN CAN SUYU OLDU'
Bu açıdan ben bu saldırılar karşısında, Türkiye’nin yaptığı saldırı açısından, bence dünyada hiç kimse açısından kabul edilecek bir saldırı değildi. Çünkü bu saldırı, birincisi, orada gerçekten bir düşmanlığın olduğunu ortaya çıkarıyor. İkincisi de, oradaki IŞİD’in bitmek üzere olan, artık tükenmekte olan IŞİD’in tekrar bir can suyu oldu bu saldırılar. Bu açıdan ben oradaki Suriye’nin durumunun karanlık bir görüntü olduğunu, ama en nihayetinde tüm dünyaya sistem olabilecek sistem mücadelesi verildi. Ve en nihayetinde bir başarı sağlanacağına inanıyorum.”
'IRAK'TAKİ BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU NE KADAR DEMOKRATİK OLUR?'
Başaran, sözlerine şöyle devam etti:
“2015 yılından bu yana şu anda Irak’ta parlamento çalışmıyor. O açıdan mesele orada bağımsızlık referandumun konusuyla ilgili değil aslında, referandumun yapılışı ve sonrası ile ilgili bir durum. Yani gerçekten bakarsanız, orada şu anda meclis çalışmadan, meclisten karar çıkmadan referandum sonucu ne kadar demokratik olur? Ne kadar oradaki herkesi kapsar ve gerçekten sonuç alıcı bir etkisi olur? Belki Türkiye’deki referandumdan bakıp ona göre değerlendirmek gerekiyor. Türkiye’de bir referandum yapıldı. Ama bu referandum gerçekten toplumsal olarak her kesimin düşüncesini yansıttığı bir referandum muydu, demokratik bir referandum muydu?
'REFERANDUMDAN ÖNCE ÖZGÜRLÜK VE BARIŞ ORTAMININ SAĞLANMASI GEREKİYOR'
Sonuçta tüm kesimler bu Anayasa değişikliği içinde hissetti mi? Benim Anayasam diye bildi mi? Hayır. Antidemokratik baskılar, işte tutuklamalar, gözaltılar, insanların katledilmesiyle ilgili bir süreç Türkiye’deki durum. O açıdan, bence böyle hayati bir konularda referandumdan önce, oradaki daha demokratik, daha özgürlükçü ortam ve barış ortamın sağlanması gerekiyor ki, böyle bir konularda referandum yapabilsinler.”