Müftüoğlu, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısının, Türk Hava Kuvvetleri'nin Suriye ve Irak'ta PKK/PYD/YPG hedeflerine yönelik 25 Nisan tarihli operasyonunun yeterince eşgüdüm yapılmadan icra edildiğine dair ifadeleri hakkında bir soruya cevaben açıklama yaptı.
Müftüoğlu, Irak'ın Şengal (Sincar) ve Suriye'nin Karaçok Dağı bölgesine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 25 Nisan tarihli hava operasyonu öncesinde ABD ve Rusya'nın askeri ve diplomatik kanallardan bilgilendirildiğini belirtti. Müftüoğlu, açıklamasında "Terör örgütünün Irak ve Suriye'nin kuzeyinde sınırımıza mücavir iki bölgedeki mevzilerine yönelik 25 Nisan tarihli hava operasyonu öncesinde, ABD ve DEAŞ'la Mücadele Küresel Koalisyonu ile Rusya Federasyonu gerek askeri, gerek diplomatik kanallardan bilgilendirilmiş, bu çerçevede, operasyon öncesinde;
- Suriye ve Irak'a yönelik operasyonlar arasında çakışmalara mahal vermemek üzere ikili düzeyde hayata geçirilmiş olan askeri düzenlemeler çerçevesinde ABD ve Rusya askeri ataşelerine Ankara'da askeri makamlarımızca bilgi aktarılmış,
- Sayın Genelkurmay Başkanımız ABD'li ve Rus muhataplarıyla birer telefon görüşmesi yapmış,
- Ayrıca, DEAŞ'la Mücadele Küresel Koalisyonu'nun hava harekatlarının yönetildiği merkez olan Katar'daki Birleşik Hava Harekat Merkezine (CAOC) bilgi iletilmiş,
- ABD ve Rusya'nın Ankara'daki Büyükelçilikleri kanalıyla diplomatik yoldan da gerekli bilgilendirmede bulunulmuştur" ifadelerine yer verdi.
Türkiye'nin, PKK'nın ülke ve sınır güvenliğine Irak ve Suriye'nin kuzeyinden yönelen eylemlerine misliyle mukabele etme kararlılığını bildirdiğini kaydeden Müftüoğlu, "Sınırımızın Suriye ve Irak bölümünün 30 kilometreye kadar olan derinliğinde DEAŞ'a karşı harekat icra eden üçüncü tarafların terör örgütünün mevzi, eğitim kampı ve faaliyet bölgelerinden uzak durmaları yolunda gerekli uyarılar da bir süre önce gerek askeri, gerek diplomatik kanallardan ABD ve Rusya Federasyonu nezdinde yapılmıştı. Türkiye, bir yandan içinde yer aldığı DEAŞ'la Mücadele Küresel Koalisyonu'nun DEAŞ terör örgütünün ortadan kaldırılmasına yönelik çabalarını desteklemeyi, diğer yandan BM Şartı'nın 51. Maddesinde de ifadesini bulan doğal meşru müdafaa hakkı çerçevesinde ve terörist hiçbir unsurun terörle mücadelede meşru ortaklar olarak görülemeyeceği gerçeğini savunmak suretiyle terörün her türlüsüyle mücadelesini sürdürecektir" dedi.