‘Yönetimin farklı kademelerindeki önemli isimler ve mahkeme kararları başta olmak üzere belgeler üzerinde kapsamlı bir inceleme yapan’ dergi, söz konusu anlaşma çerçevesinde serbest bırakılan yedi İran vatandaşından üçünün yasadışı şekilde ‘İran’a yerden hava füzeler ve kruz füzelerinde kullanılan ABD yapımı mikroelektronik tedarik ettiğini’ aktardı.
Aynı anlaşmayla serbest bırakılan bir diğer İranlının ise İran’a uydu teknolojisi ve donanımı temini için gizli anlaşma yapmaktan suçlu bulunarak sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldığı kaydedildi.
Ancak Politico’nun haberine göre, anlaşmanın gizli tutulan kısımları sadece serbest bırakılanlarla sınırlı değil. Derginin aktardığına göre, ABD Adalet Bakanlığı 14 firari hakkındaki suçlamaları eve uluslararası yakalama kararlarını düşürdü.
Söz konusu firarilerin kimliklerini açıklamayan Washington yönetimi, Politico’ya yaptığı 152 kelimelik açıklamada, ‘iade taleplerinin başarısız olacağı tahmin edilen 14 İranlının Interpol’ün kırmızı bülteninden çıkarıldığı ve haklarındaki suçlamaların düşürüldüğü’ belirtildi.
Politico’ya göre ise bu 14 firariden üçü İran hava yolları için Boeing kiralamak suçlamasıyla aranıyordu.
Listedeki dördüncü isim olan Behrouz Dolatzadeh de İran’a ithal etmek üzere binlerce ABD yapımı piyade tüfeği almak için gizli anlaşma yapmakla suçlanıyordu.
Hakkındaki arama kararı düşürülen beşinci firari olan Amin Ravan ise İran için ABD’ye ait askeri antenleri Hong Kong ve Singapur’a kaçırmaktan hüküm giymişti. Yetkililer Ravan’ın Irak’ta görevli yüzlerce ABD askerinin de ölümüne neden olan el yapımı patlayıcılarda kullanılan ileri teknoloji bileşenleri İran için temin ettiğine de inanıyordu.
Seyed Abolfazl da listedeki altıncı firari. Politico tarafından ‘en büyük kodaman’ olarak tanımlanan Abolfazl, 2005’ten 2012’ye dek Çin üzerinden İran için yapılan binlerce nükleer uygulamaya dahli olduğundan şüpheleniliyordu. Bu olaya İran’daki uranyum zenginleştirilen santrifüjler için kullanılan yüzlerce ABD yapımı sensör de dahildi. Dergi, söz konusu santrifüjlerin İran ile ABD’nin de aralarında olduğu P5+1 ülkeleri arasındaki nükleer görüşmelerin temel konusu olduğunu hatırlattı.
Bu arada hem ABD Adalet Bakanlığı hem de ABD Dışişleri Bakanlığı, kilit konumdaki bazı İranlı firarilerin bulundukları ülkelerde yakalanabilmesi için savcılar ya da gizli servis çalışanları tarafından talep gelip gelmediğine ilişkin soruları ne doğruladı ne de yalanladı.
Dergi, eski ve yeni yetkililere dayandırarak, her iki bakanlık yetkililerinin de denizaşırı ülkelerde gözaltında olan bazı firarilerin iadesi için sürdürülen çabaların da yavaşlatıldığını iddia etti.
HALL: OBAMA’NIN FAALİYETLERİ YILLAR SÜREN YOĞUN ÇABALARI YOK ETTİ
Öte yandan Politico’ya konuşan eski bir Adalet Bakanlığı yetkilisi olan David Hall, Obama’nın faaliyetlerinin ‘İran’ın nükleer ve konvansiyonel silah programında yer alan daha büyük oyuncuların da yer alabileceği başka önemli davaların oluşturulmasını sağlayabilecek ve kelimenin tam anlamıyla yıllarca süren yoğun çabaları yok ettiğini’ belirtti.