CHP'nin, "Anayasanın açık hükmüne rağmen hiçbir merciye başvurulamaz" kuralını çiğnediğini belirten Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:
"(Anayasa Mahkemesine gideceğiz) diyorlar, sonra vazgeçiyorlar Danıştay'a gidiyorlar. 'AİHM'e kadar gideceğiz' diyorlar, haksız oldukları halde toplumu aldatarak ve bilerek yalan söyleyerek bir algı operasyonu yapıyorlar. 'Anayasa ve mahkemelerin kararları çok açık' diye benim bunlara cevap vermem vazifemdir. Ben şu anda mahkemelere cevap vermiyorum. Ana muhalefet partisinin bu konuda konuşan sözcülerine açıklama yapan yetkililerine cevap veriyorum. Siz bu yola başvuruyorsunuz ama mahkemelerin yapacağı bir şey yok. Bunu anlamak için Adalet Bakanı ve hukukçu olmaya gerek yok."
Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün Mecliste 23 Nisan oturumunda, 16 Nisan halk oylaması sonuçlarına yönelik konuşmasına ve ardından yaşanan tartışmalara da değindi:
"Sayın Kılıçdaroğlu seçim meydanlarında yaptığı çarpıtmanın bir devamını dün parlamentoda yaptı ve bir kısmını da yalan katarak yaptı. Seçim propagandası bitti, seçim bitti. Halk tercihini yaptı, Türkiye'nin parlamenter sistemini değiştirdi. Yerine cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kabul etti. Sayın Kılıçdaroğlu hala kampanyadaymış gibi devam ediyor. Sanki yarın oylama var da vatandaş yarın oy kullanacakmış gibi algı operasyonuna devam ediyor."
YSK'NIN DAHA ÖNCE VERDİĞİ KARARLAR
CHP'nin itirazının kabul edilerek mühürsüz oyların geçerliliğine hükmedildiğini kaydeden Bozdağ, HDP'nin de benzer bir başvuruda bulunduğunu anlattı. Bozdağ şunları kaydetti:
"Ben soruyorum CHP'ye; 2010'dan önce kanun değişik, 2010'dan sonra kanun başka oldu. 2010'dan önce kanun değişikti ve YSK'nın 2010'dan önce verdiği kararlar doğruydu da '2010'dan sonra kanun değişti, YSK'nın verdiği kararlar doğru değil' diyorsanız siz 2015 seçimlerinden sonra niye böyle bir müracaat yaptınız da mühürsüz oyların geçerli olmasını istediniz? Kanun yine aynı kanun. Hem CHP hem de HDP bunların geçerli sayılmasını istiyorlar. Kararlar veriliyor. Onların iddia ettiği oyların tamamı da geçerli sayılıyor. AK Parti ve kamuoyu bunu tartışmadı. 'Mühürsüz oy geçerliydi de şimdi geçersiz hale getirildi' diye bir kural yok. Eskiden de çift mühür aranıyor şimdi de çift mühür aranıyor. 2010'dan önceki kanun maddesi hükmü ile 2010'dan sonraki kanun maddesi hükmü öz itibariyle aynıdır aradaki fark mührü vuranın kim olduğunun açık yazılmasından ibarettir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'ye ne zaman üye olacağının sorulması üzerine Bozdağ, kesin sonuçlar Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra anayasa değişikliğinin bazı maddelerinin hemen yürürlüğe gireceğini anımsattı.
Yürürlüğe girecek maddelerden birinin de cumhurbaşkanının partili olabilmesine imkan veren düzenleme olduğunu anlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nda 'Partisiyle ilişiği kesilir' kuralı halen var, uyum değişikliği yapılmadı ama değişiklik yapılmamış olsa bile anayasa değişikliği çok açıkça bunu izah etmiş durumda. Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'ndaki hüküm ölü bir kural haline geldi. Orada görünürde var ama gerçekte anlamsızlaştı. Sayın Cumhurbaşkanımız Resmi Gazete'de kesin sonuçların yayımlanmasından sonra partili olabilecektir. AK Parti'yi kuran, tüzüğünü, programını oluşturan, başarıdan başarıya koşturan ve bugün Türkiye'yi dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline getiren bu kadronun liderinin AK Parti'ye dönmesi ve AK Parti'de kaldığı yerden 'Haydi Bismillah' demesi ben eminim ki AK Partilileri çok sevindirecektir.
Ayrıca Türkiye'nin siyasetine ve demokrasisine ayrı bir güç katacaktır diye düşünüyorum. Biz de Cumhurbaşkanımızı bekliyoruz, artık bu hasretin bitmesi lazım."
FRANSIZ SİYASET BİLİMCİ DEFARGES'IN AÇIKLAMALARI
Kanunların buna izin verdiğinin, savcılıkların gerekli değerlendirmeyi yapacağının altını çizen Bozdağ, açıklamaların, Türkiye dışında bazı ülkelerle siyasetçilerin, siyaset bilimcilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kin, nefret ve düşmanlığın nasıl zirve yaptığını gösterdiğini anlattı. Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bir ülkenin cumhurbaşkanına karşı 'Suikast yapılmalı' diyor alçağın biri. Bunu da televizyon veriyor, insanlar canlı yayında bunu seyrediyor, programı yapan da müdahale etmiyor. Fransa'da kimse 'Nasıl olur da sen böyle bir şey yaparsın' demiyor. Bu Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye için ne kadar kıymetli ve Türk milleti için ne kadar korunması gereken biri olduğunu gösteriyor.
Büyük, güçlü, müreffeh Türkiye istemeyenlerin hedefinde olan kişi Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Onun varlığını kendi ülkeleri ve hedefleri için bir tehdit olarak görüyorlar. 'Tayyip Bey giderse eski Türkiye'ye geri dönebiliriz' hayalleri kuruyorlar."
ADİL ÖKSÜZ YORUMU: ÇEKİRGE BİR HOPLAR, İKİ HOPLAR SONUÇTA BİR YERDE KESİNLİKLE YAKALANIR
"Devletin elinden kaçanlar olabilir ama bu kaçış ilanihaye sürmez. Çekirge bir hoplar, iki hoplar sonuçta bir yerde kesinlikle yakalanır. Benim kanaatim Türkiye içinde birileri tarafından saklandığı şeklindedir. Devlet bütün birimleriyle, imkanlarıyla teyakkuza geçti, onu arıyor. Bütün bunlara rağmen Türkiye dışına çıkabilmesi kolay gözükmüyor. Ben hala birileri tarafından saklandığını düşünüyorum. Eninde sonunda bir açık verecekler ve bir yerde yakalanıp yargının önüne çıkarılacak. Bundan kaçış yok."