Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada savunma yapan Kışanak, yerel yönetimlerin demokrasinin temel taşı olduğunu ifade ederek "Yerel yönetim yoksa, seçimle iş başına gelmiş bir yönetim yoksa, bu ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün değildir" diye konuştu.
'Silahlı terör örgütüne üye olmak ve propagandasını yapmak' suçlamasıyla yargılandığı davada ifade veren Kışanak, şu anda Diyarbakır'da seçimle iç başına gelmiş bir yönetimin olmadığını belirterek, "Seçilmiş belediye başkanı yerine atanan kayyuma geçici belediye başkanında olmayan yetkiler verildi. 6 aydan beri Diyarbakır Belediyesi merkezi hükümet tarafından atılan bir memur bu yetkilerin tamamını kullanıyor. 6 aydır Diyarbakır meclisi toplanamadı, görevini yapamıyor, meclisi, encümenin tüm yetkileri atanmış tek bir memurda bulunuyor" dedi.
'DİYARBAKIR HALKININ İRADESİNE DARBE VURULMUŞTUR'
Diyarbakır'da yerel yönetimin rafa kaldırıldığını vurgulayan Kışanak, "Sadece bana değil, Diyarbakır halkının iradesine de kelepçe vurulmuştur. Bu dava gerekçe gösterilerek 800 bin seçmenin iradesi ortadan kaldırılmıştır" diye konuştu.
Kışanak savunmasını şöyle devam etti: "Eğer bu dava açılmamış olsaydı, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanmayacaktı. Bu nedenle ben bu konuyu tartışmak istiyorum. Bu davanın zamanlaması manidar. 2011 yılından başlayarak yaptığım bütün konuşmalar, katıldığım eylemler davaya konu edilmiştir. Neden zamanında değil, neden şimdiye kadar beklediler. Tam da o konuşmayı yaptığım dakikada güvenlik kuvvetleri kaydetmiştir, eğer bir suç unsuru varsa neden o zaman dava açılmadı. 2011 yılındaki bir suç unsuru, şimdi dava ediliyor. Bu dava büyükşehir belediyesine kayyum atanması için açılmış bir davadır. Bu sorunun cevabını bekliyorum mahkemeden."
Kışanak, iddianamedeki suçlamaları hazırlayan güvenlik ve yargı mensuplarının ise tamamının şu an FETÖ davasında yargılandığını öne sürdü.
SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ KURMAK VE YÖNETMEKLE YARGILANIYOR
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Gülten Kışanak için 'Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek', 'Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak' ve 41 kez 'Silahlı terör örgütü propagandası yapmak' suçlamalarıyla 230 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sebahat Tuncel hakkında ise ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak' ve ‘Terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 135 yıla kadar hapis cezası isteniyor.