Üzümcü’nün açıklamasının OPCW’nin tamamını zan altında bıraktığını kaydeden Konaşenkov, Rusya Savunma Bakanlığı’nın OPCW’den net yanıtlar beklediklerinin altını çizdi.
“İki haftadır hiçbir OPCW yetkilisi bölgeye gitmemesine rağmen, Ahmet Üzümcü, Han Şeyhun’daki durumu hemen anladı. Örnekler nereden, kimin tarafından ve nasıl alındı? Halep’teki hardal gazı olayında standart OPCW prosedürleri uzun süreli bir araştırmaya işaret ederken, OPCW’de bu biyolojik örnekleri bu kadar hızlı şekilde kimler inceledi?” sorularını yönelten Konaşenkov, şu ifadeleri kullandı:
“Eğer Han Şeyhun’da gerçekten sarin gazı kullanıldıysa, OPCW, Beyaz Miğferler şarlatanlarının gaz maskesi takmadan bölgede bulunmasını nasıl açıklayabilir? Zira bunu herkes gördü. Üzümcü’den tüm bu sorulara en kısa sürede net yanıt bekliyoruz.”
‘ÇIKARIMLAR SİYASİ MOTİFLİ HİPOTEZLER ŞEKLİNDE OLMAMALI’
OPCW’nin büyük bir sorumluluğu bulunduğunun altını çizen Konaşenkov, bu nedenle örgütün yapacağı tüm açıklamaların ve çıkarımların siyasi motifli hipotez değil, bilimsel metot ve formüllerle kanıtlanmış bir vaka tebliği olması gerektiğini vurguladı.
Konaşenkov ayrıca bu çıkarımların diğer uzmanlar tarafından denetlenebilecek şekilde erişime açık olması gerektiğini belirtti.
Üzümcü, “OPCW laboratuvarlarındaki analizlerimiz, sarin gazı ya da sarin benzeri bir madde kullanıldığını gösteriyor. Daha detaylı laboratuvar analizleri sunulacak olsa da, şimdiye kadar ulaşılan analizler kesinlik arz ediyor” demişti.
OPCW İcra Konseyi toplantısının ilk gününde açıklanan raporda da, “Analiz sonuçları, kurbanların sarin gazı veya benzer bir madde yüzünden zehirlendiğini gösteriyor. Hastanede bulunan yedi yaralıdan daha alınan biyomedikal malzeme de OPCW’nin iki laboratuvarında incelendi. Sonuçlar bu yaralılarında da sarin veya benzer maddelerden zarar gördüğünü gösterdi” ifadelerine yer verilmişti.