The Washington Post gazetesi, Türkiye’de gerçekleşen referandum sırasında gözlemcilerin birçok ihlal tespit etmesine rağmen, ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferini kutladığını yazdı. Uzmanlara göre, demokrasi ve insan hakları konusundaki sorunlar, Batılı ülkelerin önemli stratejik ortak olarak gördükleri Ankara ile ilişkilerini etkilemeyecek.
Trump to Erdogan: Congrats on dismantling democracy! https://t.co/OFhfyFl1qQ by Brian Klaas
— Post Opinions (@PostOpinions) April 18, 2017
Habere göre, Suriye'deki son gelişmelerin ele alındığı telefon görüşmesinde, 4 Nisan'da kimyasal silahla yapıldığı ileri sürülen saldırının ardından ABD'nin füze saldırısına da değinildi. ABD lideri, Erdoğan’a desteğinden ötürü teşekkür etti. İki lider, (Suriye Devlet Başkanı) Beşar Esad’ın en az 70 kişinin hayatını kaybettiği ‘kimyasal saldırının’ hesabını vermesi gerektiğini belirtti.
Öte yandan Beyaz Saray sözcüsü Sean Spicer tarafından yapılan açıklamada, 16 Nisan halk oylamasına ilişkin herhangi bir yorum ya da tebrikte bulunulmadı. Spicer, uluslararası gözlemcilerin raporunu bekleyeceklerini söyledi.
AGİT: KAMPANYA ŞARTLARI EŞİT DEĞİLDİ
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ise referandum öncesi kampanyalarda tüm medya araçlarının muhalefete söz hakkı tanımadıkları için baştan eşitsizlik yaratıldığını ve bunun ‘demokrasi standartlarına’ uygun olmadığını açıkladı.
WASHINGTON POST: İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE RAĞMEN, TÜRKİYE’NİN BATI İÇİN STRATEJİK DEĞERİ ÇOK BÜYÜK
Makalede ayrıca Türkiye’deki darbe girişiminin ardından daha önce hiçbir ülkede görülmediği kadar gazetecinin hapse atıldığı, ancak Türkiye’nin stratejik değerinin, tüm bu insan hakları ihlallerinin ABD’yi rotasından saptırmayacak kadar büyük olduğu belirtildi.
TOL: ABD, TÜKR DEMOKRASİSİNİN SORUNLARI KONUSUNDA ENDİŞE DUYMAZ
Kimi uzmanlar Batı’nın referandum ihlalleri ile ilgili açıklamalarda bulunmazsa, Türk halkının desteğini de yitirebileceğini öne sürdü, bazılarıysa uzun süreli perspektifte Türkiye’nin eskiden beri sağladığı istikrarını koruyamayacağını savundu.