Türkiye'nin yönetim sistemini değiştiren anayasa değişikliğinin oylandığı referandumun resmi olmayan sonuçlarına göre evet oyları yüzde 51, hayır oyları yüzde 49 civarında oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Türkiye'de iktidar temsilcileri referandum kampanyası sürecinde Avrupa karşıtı bir kampanya yürütmüş, Türk bakanların Avrupa ülkelerinde propaganda yapmasına izin verilmemesine sert tepki göstermişlerdi.
Referandum sonucuna ilişkin Avrupa'dan ilk açıklama Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri'den geldi. Piri, "Türkiye halkının neredeyse yarısı 'Hayır' dedi. Adil bir seçim olsaydı neler yaşanacağını hayal edin" ifadelerini kullanarak, "Bu, Türkiye'deki bütün demokratlar için üzücü bir gün. Bu ülkenin kuvvetler ayrılığına saygı duymayan, hiçbir denetim mekanizması bulunmayan bir anayasayla Avrupa Birliği'ne katılamayacağı açık. Eğer paket değiştirilmeden uygulanırsa, bu durum Avrupa Birliği'yle müzakerelerin askıya alınmasına yol açacaktır" açıklamasını yaptı.
'REFERANDUM SONUCU ERDOĞAN'IN ELİNİ GÜÇLENDİRMEDİ'
Referandumda evet oylarının iktidarın beklentisinin çok altında kaldığını, iktidara yakın kanaat önderlerinin yüzde 60 oranında bir destek beklediğini kaydeden Güvenç, "Anayasa değişikliğine ki böyle bir halk desteğinin, Sayın Cumhurbaşkanı'nın elini güçlendireceği düşüncesindeydiler. Denklemin bu tarafı pek tutmadı gibi. Anayasa referandumundan evet çıktı ama evet-hayır oranı birbirine çok yakın. Dolayısıyla bu tür öngörüleri destekleyecek bir kamuoyu desteği yok. O Avrupa karşıtı momentumun sürdürülmesi de mümkün değil demeyeyim ama biraz sorunlu olacak" diye konuştu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de bugün Türkiye'deki referandum sonucuyla ilgili yaptığı açıklamada Türkiye toplumu içinde ortaya çıkan derin bölünme nedeniyle, Türk hükümetinin ülkenin tüm siyasi ve sosyal kesimleriyle "saygıya dayalı bir diyaloga geçmesini" beklediğini belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da "Açıklanan sonuçlar Türkiye toplumunun derin reformlar konusunda ne kadar bölünmüş olduğunu gösterdi" açıklamasını yaptı.
'AVRUPALILAR KARŞILARINDA DAHA AZ GÜÇLÜ BİR ERDOĞAN BULACAKLARINI SÖYLÜYORLAR'
Merkel'in 'temkinli' bir açıklama yaptığını kaydeden Güvenç, "Sonucun yakın çıkmış olmasına gönderme yapıyor. 'Toplumda büyük bir bölünme olduğu bir kez daha ortaya çıktı' gibi bir ifade var. Bu bölünmüşlük haline vurgu yapmaları aslında Türkiye'de anayasa referandumunda yüzde 55-60 gibi oranlarda bir çoğunluğun olmadığını ifade eden bir gönderme. Müzakere pozisyonu açısından Avrupalılar, karşılarında tahminlerden daha az güçlü bir Tayyip Erdoğan bulacaklarını ifade ediyorlar. Bu anlamda bakarsanız bu, Türkiye-AB ilişkilerinde sert bir dönemin habercisidir eğer taraflar pozisyonunu yumuşatmazsa. Eğer kontrol altına alınmazsa bu işin olumsuz sonuçlarını orta ve uzun vadede hissedeceğiz" dedi.
'İDAMIN GERİ GETİRİLMESİ TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNİN ÖLÜM FERMANI OLUR'
"Bu aslında Türkiye-AB ilişkilerinin ölüm fermanı olur. Bu anlamda çıtayı bir kez daha yükseltti. Bunu yapacak mı, yapabilir mi, referandum yorgunu bir ülke bu konuda bir kez daha sandığa götürülebilir mi, referandum nedeniyle bütün ekonomik kaynaklar propaganda dönemi boyunca büyük ölçüde kullanıldı, bir daha böyle bir mali imkan bulunabilir mi, bütün bunlar yanıtlanması gereken sorular. Tahmin ediyorum Avrupa ve ABD'den gelecek açıklamalarla işin seyri netleşecektir. Ama bulunduğumuz durum itibariyle özellikle AB ile ilişkilerini koparmış bir Türkiye, ABD ile ilişkilerini de düzene sokamazsa tek başına bölgesinde nasıl bir etki sahibi olacak, bunun sınırları var. Türkiye'yi yönetenlerin de bu sınırların farkında olduklarını düşünüyorum. Dolayısıyla başta kamuoyunda belki çıtayı yükseğe koyan açıklamalar gelebilir ama zaman içerisinde en azından taktiksel anlamda birtakım geri adımlar gelebilir. Bu geri adımlarla stratejik bir iyileşmenin önü açılabilir. Ama bunlar beklenen sonucu vermezse Türkiye'nin AB macerasının sonunu önümüzdeki dönemlerde görebiliriz. İki taraf için de bunun zararı hayrından daha çok olur gibi geliyor bana."
'KISA VADEDE TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE İYİLEŞME İHTİMALİ GÖRÜNMÜYOR'