Referandum sürecinde ağırlıkla Kürtlerin yaşadığı Doğu ve Güneydoğu illerinin seçim sonuçlarının ne olacağı da çok tartışıldı. Sonuçlara göre, bölgede HDP'nin belirlediği tavır doğrultusunda ‘hayır' oyları önde ancak 1 Kasım 2015 seçimlerine göre ‘evet' oyları da yükselmiş durumda.
Referandumun kesin olmayan sonuçlarına göre; Diyarbakır'da ‘Hayır' oyları yüzde 67.574, ‘Evet' oyları yüzde 32.43; Mardin'de ‘Hayır' oyları yüzde 59.02, ‘Evet' oyları yüzde 40.98; Bingöl'de ‘Evet' oyları yüzde 72.57, ‘Hayır' oyları yüzde 27.43; Tunceli'de ‘Hayır' oyları yüzde 80.41, ‘Evet' oyları yüzde 19.59; Van'da ‘Hayır' oyları yüzde 57.28, ‘Evet' oyları ise yüzde 42.72; Ağrı'da ‘Hayır' oyları yüzde 56.92, ‘Evet' oyları yüzde 43.08; Hakkari'de ‘Hayır' oyları yüzde 67.58, ‘Evet' oyları yüzde 32.42; Şırnak'ta ‘Hayır' oyları yüzde 71.70, ‘Evet' oyları yüzde 28.30; Muş'da ‘Hayır' oyları yüzde 49.44, ‘Evet' oyları yüzde 50.56; Bitlis'te ‘Evet' oyları yüzde 59.35, ‘Hayır' oyları yüzde 40.65; Siirt'te ‘Hayır' oyları yüzde 52.19, ‘Evet' oyları yüzde 47.81; Iğdır'da ‘Hayır' oyları yüzde 65.20, ‘Evet' oyları yüzde 34.80; Adıyaman'da ‘Evet' oyları yüzde 69.76, ‘Hayır' oyları yüzde 30.24, Kars'ta ‘Hayır' oyları yüzde 50.98, ‘Evet' oyları yüzde 49.02 oldu.
HDP'nin daha ağırlıklı bir varlık gösterdiği bölgeden çıkan ‘evet' oyları hem Cumhurbaşkanı hem de AK Parti'yi memnun etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, referandum sonuçlarının belli olmasının ardından yaptığı açıklamada bölgeye özellikle teşekkür etti. Erdoğan, "Verilen tüm oylar, elbette önemlidir ama özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki oyların ayrıca önemi olduğunu da burada vurgulamak isterim. Partilerin halk oylamasındaki pozisyonlarını dikkate aldığımızda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki tüm illerde 10 ila 20 puanlık artışlar olduğunu görüyoruz. İnşallah bu sonuçlar, ülkemizin önünde yeni bir dönemin başladığının da müjdecisi olacaktır" dedi.
KURT: BÖLGE İLE METROPOLDEKİ KÜRT SEÇMEN DAVRANIŞI ARASINDA FARKLILIKLAR VAR
Referandumdaki Kürt seçmen davranışını çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyetinde de yer alan AK Parti'nin eski Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, Sputnik'e değerlendirdi. Kurt'a göre referandumda bölgedeki Kürt seçmen ile metropoldeki Kürt seçmen davranışı arasında farklılık var. Hendek siyaseti nedeniyle HDP'nin bölgede gittikçe eridiğini savunan Kurt, "Bölgedeki insanlar bu tepkiyi daha görünür gösteriyor ama metropoldeki Kürtlerde daha bir konsolide olma durumunun olduğunu görüyoruz" dedi. Metropoldeki durumun neden böyle olduğunu da Kurt şöyle anlattı:
"Burada da ben en büyük eksikliği özellikle AK Parti'nin metropol illerde Kürt seçmene ilişkin temsilde bıraktığı boşluk olarak gördüm. Ben sahili biraz dolaştım, İzmir'i, Bursa'yı dolaştım, İstanbul'da gördüm, Kürt temsilinde bir boşluk var. Antalya'da da böyle. Yani demokrafik oranda temsil noktasında gerektiği yerlerde değiller. Bunu her gittiğiniz yerde görüyorsunuz. Bu onlarla teması daha az kıldığı için de etkileşim de daha az, bir yabancılaşma duygusu hala mevcut, bunu görüyorsunuz yaşadıkları toplumlarda. Örneğin Antalya'da atıyorum 350 bin seçmeni var, milletvekilliği, meclis üyelikleri sayılarında istedikleri yerleri alamadıklarını düşünüyorlar. Bunu Bursa için de İstanbul için de İzmir için de söyleyebilirsiniz. Bundan kaynaklı bölgeye göre daha konsolide bir durum var HDP oylarında."
KAMU GÜVENLİĞİ, ASAYİŞ, HUKUK VE İNSAN HAKLARI İÇİNDE SAĞLANMALI
Bölgeye yönelik politikalar konusunda da uyarılarda bulunan Abdurrahman Kurt, asayiş ve kamu güvenliğinin insan hakları ihlal edilmeden sağlanması gerektiğini vurguladı:
"Hükümet buna elinden geldiğince dikkat etmeye çalışıyor ancak burada tabi devlet kurumları içerisinde de hala FETÖ unsuru gibi provokatör unsurların olabilme ihtimalinin ve zaman zaman hareketlenme olabildiğini de görüyoruz. Bölge bunu hemen şikayet ediyor, hükümet buna hemen müdahale ediyor. Ama hala böyle unsurların var olma ihtimali ve sahadaki yansımaları bu konuda daha dikkatli olmayı da gerekli kılıyor. Çünkü asayişin kamu güvenliğinin sürekli olması çok önemli, ama onun kadar en az önemli olan bunun hukuk içerisinde insan haklarını ihlal etmeden yapılması gerekiyor. Bölge insanın beklentisi bu yönde. Kalıcı güvenlik, kalıcı insan hakları, bunlara saygı."
Referandum sürecinde IKBY Başkanı Mesud Barzani'nin ziyareti sırasında hem Ankara hem de İstanbul'a bölgesel yönetim bayrakları asılması çok tartışılmıştı. Abdurrahman Kurt'a göre bu tartışmada AK Parti'nin dik durması da Kürt seçmeni etkiledi. Kurt, "Bayrak ile ilgili tartışmada AK Parti'nin dik durması, anayasa gereği neyse, uluslararası hukukun gereği neyse o şekilde karşılamanın yapıldığına ilişkin tavrını koruması çok önemli bir duruştu" dedi.
‘ERDOĞAN'IN MESAJLARI BÖLGE İÇİN ÖNEMLİYDİ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bölgeye yönelik mesajlarının da referandum sürecinde etkili olduğunu kaydeden Kurt, Erdoğan'ın ‘bütün kazanılmış hakların garantisi benim, bunlardan gidiş olmayacak', ‘elinde silah olmayan herkesle konuşmaya hazırız' şeklinde verdiği mesajların sürecin demokratikleşme olarak devam edeceğine ilişkin çok önemli mesajlar olduğunu söyledi.
Peki çözüm süreci yeniden canlandırılabilir mi? Kurt, bu süreçte PKK'nın kendi iradesiyle silah bırakacak bir güç olmadığını, başka ülkelerin bu konuda hakimiyeti olduğunu herkese gösterdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla orada bir silah bırakma muhabbetinin PKK'nın tekrar bölgede hegemonya arayışına kapı açmak olacağı noktasında bir algı var herkeste bölgede de hükümette de. Bu anlamda bir çözüm süreci değil ama bir demokratikleşme, halka dayanan, daha geniş kitlelerin görüşlerine dayanan, oradaki ihtiyaçları daha geniş bir katman kitlesiyle muhatap olarak, halkla muhatap olarak elinde silah olmayan herkesle muhatap olarak istişareye dönük bir yönelimin olacağının işaretini Başbakan da Cumhurbaşkanı da özellikle verdi. ‘Doğu, Güneydoğu'daki insanlarımız bu sürece büyük destek vermiştir bu da yeni bir sürecin başlangıcını gösterecektir' diye çok önemli bir cümle kullandı orada, dikkatten kaçmış olabilir ama çok önemliydi o. Adeta MHP ile bir sistem değişikliği ittifakına girildi ama Kürtlerle buradan geçildi, sonuç budur yani. Kürtlerin verdiği oylar sayesinde ki bölgede şu anda yüzde 58'i geçtik benim hesaplarım yanlış değilse.
Dolayısıyla Kürtlerin Türkiye'deki varlığı bu en kritik meselede bile çok can alıcı bir rol oynamış. Bunu demokratikleşmeyle, bölgedeki insanın kalkınmayla beklentileriyle, temsildeki adaletle, Türkiye'deki entegrasyon süresinin siyasette, bürokraside, ekonomide her alanda yaygın bir şekilde yaşanmasıyla çok daha güçlü hale getirmek mümkün. O anlamda da umut verici oldu benim için."