ABD-Rusya bilek güreşi ve Suriye politikaları üzerinden Türkiye ile Rusya'nın ilişkilerini ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ile konuştuk.
‘TRUMP DAHA RADİKAL POLİTİKALAR ARAYIŞINDA'
Trump yönetiminin Suriye'ye saldırısı sonrası Rusya ve ABD'nin karşılıklı yeniden çıkar değerlendirmeleri yaptığını söyleyen Prof. Bağcı'ya göre, bu gerilimden savaş çıkacak endişesine kapılmak yersiz. Gerilimin Suriye toprakları üzerinde bir çatışmaya evrilmeyeceği öngörüsünde bulunan Bağcı, "Öyle gözüküyor ki, Obama yönetiminden farklı olarak Trump yönetimi daha somut ve daha radikal bir politika arayışı içerisinde" diye konuştu. Bağcı şu değerlendirmeyi yaptı:
‘TRUMP'IN GLADYATÖRLERİ, PUTİN'İN İTİBARI'
‘ABD'NİN İSTEMEDİĞİ BİR ŞEY DE OLMAZ, HER İSTEDİĞİ DE'
"BM'nin varlığının anlamı şu; ABD her istediğini yapamaz. ABD'nin her istediği olmaz ama ABD'nin istemediği bir şey de olmaz" diyen Bağcı, "ABD böyle bir hukuksuzluğa girdiği zaman, bunun bütün dünyada ABD karşıtlığı, düşmanlığı olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Hiçbir hareket karşılıksız kalmıyor" vurgusu yaptı. Bağcı, "Belki yaptırım bazında bir zorluk olabilir ama BM'de var olan 5 ülkenin her biri kararları veto etme hakkına sahip. Yani dünya 5'ten büyüktür ama Rusya'nın veto etmesinden küçük" diye konuştu. ABD yönetimlerinin İsrail'in güvenliğini sağlama haline de dikkat çeken Bağcı, "ABD'nin bir kovboy gibi hareket etmesi göze çarpıyor ama bunu dengeleyecek BM yapısı içinde Çin ve Rusya var, bunu da unutmamak lazım" diye ekledi.
‘TÜRKİYE, ABD LOKOMOTİFİNİN ARKASINA TAKILMIŞ GİDİYOR'
"Türkiye'nin sürüden ayrılmaması gerekiyor. Sürü de burada NATO, AB ve ABD. Türkiye bu grupla hareket ediyor ve Rusya ile hareket etmeyeceği ortada. Çünkü Türkiye ve Rusya Suriye konusunda zaten anlaşamıyorlar. Oysa Türkiye ve ABD şu anda Suriye konusunda benzer politikalar yürütmeye başladılar. Bu sebeple Türkiye, Suriye'ye yönelik füze saldırısının devam etmesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. ABD'ye karşı olsa, böyle açıklamalarda bulunmazdı."
‘ESAD'IN GİTMESİ SİYASAL BİR ARZUDUR AMA GERÇEKLİĞİ YOK'
"Gördüğüm kadarıyla Türkiye'nin öncelikli çıkarı, mümkün olduğunca yakın bir sürede Suriye'ye barışın gelmesi ve ülkenin yeniden yapılanması" diyen Bağcı, "Beşar Esad'ın gitmesi, siyasal bir arzudur ama siyasal gerçeklik olarak mantıklı değil. Çünkü Rusya bu konuda Esad'ın sonuna kadar arkasında ve öyle kalacak gibi gözüküyor. Bu nedenle burada Türkiye'nin ne istediğinden çok, sahadaki gerçekliklere bakmak lazım" vurgusu yaptı. Bu bağlamda Türkiye'nin Astana, Cenevre ve Moskova görüşmelerinden sonra Suriye'nin sınır güvenliği politikasından geri adım atmaya başladığını söyleyen Bağcı, "Ama Türkiye yarın pozisyonunu yeniden değiştirebilir, bunları günümüzde dünya arenasında çok sık görüyoruz. Yani istikrarlı bir görüş söz konusu değil" dedi. Bağcı, Putin açısından ise Türkiye'nin çizdiği zikzakların iyi bir gelişme olarak görülmediğine dikkat çekip, "Rusya'nın Suriye politikası çok açık, net ve Esad'ın kalması üzerine kurulu. Rusya'nın bu politika anlayışının, Türkiye'nin politikasına nasıl bir sonuç getireceği malum. Rusya'nın tutumu, Esad'ın iktidarını sürdüreceği anlamına geliyor, bu da Türkiye'nin beklentilerinin yerine gelmemesi anlamına gelecek" ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ GÜVEN KAYBINA UĞRADI'
"Türkiye önce tarım ürünlerine koyduğu kimyasallardan ve denizlerini kirlilikten kurtarsın sözü alsında bir siyasal mesaj, yani turist göndermeyeceklerine, tarım ürünleri almayacaklarına dönük bir mesaj var burada. Tabi ki her açıklamanın bir anlamı var ve bunları iyi okumak lazım. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin krizin başladığı önceki duruma dönmesi artık söz konusu değil. Rusya, Türkiye konusunda çok önemli bir güven kaybına uğradı ve bu güven kaybını da kısa sürede tamir edeceğini düşünmüyorum. Özellikle Türkiye'nin son dönemdeki açıklamalarıyla daha çok ABD merkezli bir politikayı tekrar kabul etmesi tabi ki Rusya'nın işine gelmiyor. Türkiye, Rusya ile ABD arasında kaldı ve Türkiye'nin tercihi ABD olacak, bunu da görmek lazım."