ABD Başkanı seçildikten sonra, Rusya ile daha iyi ilişkiler kuracağı beklentisi yaratan Donald Trump’ın Suriye’ye saldırı kararı alması sonrası, ABD-Rusya ilişkileri iyice gerildi. İki küresel güç Soğuk Savaş sonrası en zor dönemden geçerken, bu sürecin Suriye, bölge ve Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini ve Amerikan saldırısının olası etkilerini 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nden Doç. Serhat Erkmen’le konuştuk.
‘TÜRKİYE SALDIRIYI ESKİ POLİTİKALARINA DÖNMEK İÇİN FIRSAT BİLDİ’
Serhat Erkmen’e göre Türkiye’nin Suriye’deki iç savaşın ilk birkaç ayından sonrasından itibaren rejimin değiştirilmesine yönelik bir siyaset izlediği çok açık. Bunun Türkiye’nin en üst düzey yetkilieri de defalarca dile getirildiğini anımsatan Erkmen, ABD’nin Suriye’ye füze saldırılarının ardından da aynı çizgiye geri dönüldüğü gürüşünde. Erkmen, gelişmeyi şöyle değerlendirdi:
‘ABD MÜDAHALESİ REJİMİ DEVİRMEYE DÖNÜK SİYASETE DÖNÜŞMEDİ’
‘SURİYE’DEKİ İÇ SAVAŞ YAYILMA ÖZELLİĞİ GÖSTERİYOR’
Türkiye tarafında Şam’da rejim değişikliği gerçekleşmezse Suriye’de bir parçalanmanın kaçınılmaz olduğu görüşünün hakim olduğunu söyleyen Erkmen’e göre de, bunun sebebi, “Rejimin Suriye’deki istikrarsızlığın ana kaynağı olduğu” saptaması. Bu konuda hükümetin içinde de farklı fikirlere sahip olanlar bulunabileceğini de belirten Erkmen şöyle konuştu:
‘DEMOKRATİK AÇILIMLARIN GEREKTİĞİNİ SURİYE REJİMİ DE GÖRDÜ’
Suriye rejiminin demokratik ve toplumun diğer katmanlarını da içeren bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Erkmen, “Suriye’de yaşanan problemi, kendi gündemlerinin bir parçası haline getiren ya da getirmek için silahlı çatışmayı Suriye’ye taşıyan grupları kesinlikle kastetmiyorum” diyen Erkmen, bu gerçeği Şam’ın da gördüğü görüşünde:
Suriye’nin ‘toprak bütünlüğünün korunması’ konusundan herkesin ayrı şeyler anladığını da söyleyen Erkmen, “Suriye’de merkezi bir hükümetin olması kalıcı, istikrarlı, demokratik ve toprak bütünlüğünü koruyan bir Suriye olmasını herkes dile getiriyor. Fakat bunu dile getiren devletler dahi birtakım farklı gündemlere sahip olabiliyorlar. Dolayısıyla bu kavramların her birinin içinin doldurulması gerekiyor” anımsatması yaptı.
‘SON DÖNEMDEKİ OLAYLAR IRAK İŞGALİ ÖNCESİ DÖNEME BENZİYOR’
Suriye’ye yönelik kimyasal silah suçlamaları ve ABD’nin tek taraflı müdahalesiyle gelişen olayları ise 1998 yılının sonlarında yaşanan sürece benzeten Erkmen, Trump ve ABD’nin verdiği yanıtın askeri kuvvet kullanımıyla rejim değişikliği olmaktan ziyade hem iç hem de uluslararası kamuoyuna mesaj vermek niteliği taşıdığını kaydetti. Erkmen şu tespitlerde bulundu:
‘RUSYA İLE GÜVENSİZLİKLER HENÜZ SOMUT PRATİK AYRILIĞA DÖNÜŞMEDİ’
‘ASTANA SÜRECİ ZATEN BİR SÜREDİR ASKIDAYDI’
‘SURİYE’DEN DOĞAN BÖLGESEL ÇATIŞMANIN KAZANANI OLMAZ'
Türkiye de dahil, tüm bölge ülkelerinin Suriye’den kaynaklanan bölgesel bir çatışmanın çıkmasını engellemek için ellerinden geleni yapmaları gerektiğine dikkat çeken Erkmen, bu savaşın kazananı olmayacağını şu sözlerle ifade etti:
Bu durumu çözebilecek birtakım mekanizmaların hala olduğunu da hatırlatan Erkmen,” Bölge ülkeleri de Suriye’nin komşuları dahil olmak üzere, bu tür çatışmadan kaçınmalı” diye ekledi.