Sputnik’e konuşan Kolesnikov şu ifadeleri kullandı: “Nazım hem SSCB hem Türkiye hem de Rusya için önemli bir şair. Fakat yaklaşık 30 yıldır gençler Nazım’ı bilmiyor. Genelde Türk edebiyatına ilgi çok azaldı. Tabii Türkologlar hariç. Nazım dünya kültürünün önemli isimlerinden biri. Sovyetler’e geldi ve burada yaşamına veda etti. Böylece Nazım tarihe Sovyet edebiyatının şairi gibi de geçti. Onun ismi burada her zaman kalacak, Nazım burada her zaman bizimle yaşayacak. Nazım’ın eserlerini dönemin ünlü Sovyet şairleri çevirdi. Onun şiirleri parlak, güçlü ve etkileyici. Nazım’ın kendisi de güçlü bir kişilik. Nazım’ı unutmak günahtır. Üstelik Nazım sadece şair ve yazar değildi. O aynı zamanda dünya barışı harekatının önemli isimlerinden biriydi. Zor bir hayatı ve kaderi oldu.”
'NAZIM YILLAR ÖNCE KENDİ ESERİNDE SSCB’NİN DAĞILACAĞINI SÖYLEDİ'
Nazım’ın SSCB’de zor günler yaşadığını ifade eden Kolesnikov, “Nazım Sovyet Rusyası’na ilk kez 1920’li yıllarda geldi. İkinci gelişi ise 1950’li yıllarda, Sovyet lideri Josef Stalin dönemindeydi. Bu Nazım’a da yansıdı. Önce Sovyet mercileri şairi iyi karşıladılar. Nazım’ın birçok eseri burada yayınlandı. Bu arada Nazım’ın pek çok Türk okurunun bilmediği bazı şiirleri vardır. Nazım, Sovyet bürokrasisinin bazı çalışmalarına tepki gösteriyordu. Nazım’ı bugün yaşatmamız lazım. Bunu tiyatro ile yapmalıyız. Nazım’ın yazdığı 16 tiyatro oyunu var. Bunlardan sekizi sahnelenmiş. İlk eseri 'İvan İvanoviç var mıydı, yok muydu?' önce sahnelendi, sonra da yasaklandı. Nazım’ın bu eseri 1957’te sahnelendi. Nazım o dönemde Sovyet sisteminde yaşananları görüyordu.
Esere göre, Komünist ideolojinin, umutların bürokrasiye dönüştürülmesi ve diğer hatalar ülkenin dağılmasına neden olacak. Nazım büyük bir şair, geleceği gören bir ressam olarak SSCB’nin dağılacağını tiyatro eserinde gösterdi. Bu sahnenin yasaklanması Nazım’ı çok etkiledi, kalp krizi geçirdi ve bu da şairin daha sonra ölümüne neden oldu. Fakat o günden bu yana bu eser hâlâ sahneye konulmadı. Yazar Vladimir Vorobyov ile Moskova’da 'Nazım Hikmet: Baş dönmesi' adlı tiyatro oyununu sahneledik. Özellikle bu oyunun temelini Nazım’ın 'İvan İvanoviç var mıydı, yok muydu?' oyunu oluşturuyor. Tiyatroda gençleri görmek beni mutlu etti. Böylece gençlerimiz Nazım’la, şairin eserleriyle tanışmış oluyor. Nazım’ın eselerini fazlasıyla propaganda etmemiz lazım.”