‘TÜRKİYE'NİN BİR TÜRKMEN POLİTİKASI YOK'
Sinan Oğan'a göre Türkiye'nin Türkmenler ile ilgili belirli bir politikası yok ve bütün sorunlar da bundan kaynaklanıyor. "Sadece Kerkük, Tel Afer değil, Musul'da da Türkmenler var. Yaklaşık olarak Irak'ta 3 milyonun üzerinde Türkmen nüfusu var" diyen Oğan, daha önce ana eksenini Türkmenlerin oluşturduğu Irak politiksının AK Parti ile birlikte değişerek IKBY ve Barzani yönetimine kaydığı görüşünde. Oğan, IKBY'nin bağımsızlığa yakın bir statüye kavuşması sırasında Türkiye'den büyük destek görmesine dikkat çekerek, "Türkiye'ye geldiklerinde kırmızı halı serilmesi, resmi protokol uygulanması, Kürdistan Bayrağı'nın havaalanında Türk Bayrağı'nın yanına asılması, Barzani'yi o anlamda çok heveslendirdi. Resmi görüşmelerde Türk Bayrağı'nın yanında, Irak Bayrağı doğal olarak asılır ama onun yanına bir de Kürdistan Bayrağı'nın konulması masum değil. Kendi eliyle Barzani ve Talabani'yi Kerkük konusunda heveslendiren, AK Parti hükümeti oldu" dedi.
‘İNDİRİN DEMEKLE OLMAZ'
Türkiye'nin IKBY'yle ilgili bu tutumuna karşılık Türkmenler ve Türkmen lider Erşat Salihi Türkiye'yi ziyaret ettiğinde resmi karşılama yapılmadığını da anımsatan Oğan, "Hiçbir zaman Türk Bayrağı'nın ve Irak Bayrağı'nın yanında bir Türkmen Bayrağı göremedik. Bu da zaten Türkiye'nin dış politikasında Türkmen ağırlıklı bir politika değil, maalesef Barzani eksenli bir politika olduğunu gösteriyor. Onun neticesi de Türkiye'yi ve Kerkük'ü maalesef bugünlere getirdi" yorumunda bulundu.
‘HER ÖZERK BÖLGENİN BAYRAĞI ASILIYOR MU?'
‘DOĞRU DIŞ POLİTİKA İLE TÜRKMENLER DE STATÜ KAZANABİLİRDİ'
Irak'taki Kürtlerin statülerinin sonradan alındığına dikkat çekerken, Türkiye doğru bir dış politika izleseydi Türkmenler için de bir statü elde edilebileceğini söyleyen Sinan Oğan, diğer yandan da Irak'ın federalleşmesi için yapılan çalışmaların, Suriye'de birçok bölgede federalleşmeyi özendireceğini vurguladı.
‘TÜRKİYELİ KÜRTLERİN SİYASİ MERKEZİ ERBİL OLMAMALI'
"Akrabalık bağı üzerinden bir olumsuz yaklaşım yok. Kaldı ki Türkiye'de yaşayan Türkmenlerin de, Kürtlerin de bakması gereken yer Erbil veya Bağdat değil, Ankara olmalıdır. Türkiye'deki Kürtlerin siyasi merkezi Erbil olmamalıdır. Fakat maalesef son dönemlerde öyle bir politika izleniyor ki sanki Türkiye'deki Kürtlerin siyasi merkezi Erbil gibi gösteriliyor ve bu son derece yanlış. Barzani Türkiye'de ‘evet' kampanyaları yürütüyor. Türkiye'de Barzani'ye yakın parti kurdurulmaya çalışılıyor. Sanki burada belli bir siyasi parti dışlanıp, onun yerine Barzani'ye alan açılmaya çalışılıyor. İster HDP olsun, ister HÜDA-PAR olsun, ister Barzani'ye yakın bir parti olsun. Kim olursa olsun terör örgütleriyle ve dışarıdaki uzantılarıyla bağlantısı olan hiçbir siyasi partiyi kabul etmiyoruz. Türkiye'de Kürtler ve başkaları elbette siyasi parti kurabilir, siyasi organizasyonları olabilir ama bunların dışarıda örneğin Erbil'de veya Suriye'nin içinde siyasi uzantıları ve siyasi merkezleri olamaz. Bunların arkasında herhangi bir terör örgütü veya herhangi bir peşmerge yapılanması olamaz. Bu siyasetin doğasına aykırıdır. Dolayısıyla, zaten Türkiye'de Barzani'ye karşı çıkılmasının temelinde bu sorun yatmaktadır."
‘ATATÜRK DIŞ POLİTİKASI HER KESİMİ KUCAKLIYORDU'
Yıllarca İran'ın bölgede mezhepçi dış politika anlayışının eleştirilirken, bugün bu politikaların AK Parti hükümeti tarafından uygulandığına dikkat çeken Oğan, Ortadoğu'ya mezhep temelli bakmanın da olumsuzluklarına şu sözlerle dikkat çekti:
"Irak'a şunlar Sünni, şunlar Şii diye bakamayız. Irak'a bir bütün olarak bakmak durumundayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk Dönemi Dış Politikasının en önemli ana merkezlerinde birisi, dış politikasına mezhepçi bir bakış açısı değil, tam tersine herkesi, her kesimi kucaklayan bir bakış açısı kazandırmış olmasıydı. Bu bakış açısı maalesef AK Parti Hükümeti döneminde yıkılmış oldu. AK Parti olaylara kendi mezhep penceresinden bakıyor. Böyle baktığı için de, bir kesimi kucaklamaya çalışırken, birçok kesimi dışarıda bırakmak durumunda kalıyor. Bu da genel olarak Türk Dış Politikasını dışarıda başarısızlığa uğratıyor, handikaplarla karşı karşıya kalmasına vesile oluyor."
‘IRAK TÜRKMENLERİ ÇOK RENKLİ BİR YELPAZEYE SAHİP'
Irak'taki Türkmenlerin çok renkli bir yelpazeye sahip olduklarını anımsatan Oğan, AK Parti'nin ise dış politikasındaki mezhepçi anlayışının Türkmenleri bölmeye yaradığını kaydetti. Oğan, şu saptamalarda bulundu:
"Türkmenlere asla bir mezhep penceresinden bakamazsınız. Şii Türkmen de, Sünni Türkmen de, Gagavuz da, Hristiyan da ben Türküm diyor. Bu durumda Hristiyan Gagavuz Türk'ünü dışlayacak mısınız? Hristiyan Gagavuz'u nasıl dışlayamazsanız, Şii Türkmeni de dışlayamazsınız. Türkiye, dış politikasında Türk eksenli bir politika uygulamalı. Burada Türk'ten kasıt bir etnik köken değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan herkesten bahsediyorum. O çerçevede Türkmenlere yönelik Türkiye'nin ve AKP'nin yaptığı en büyük yanlış şu ki; Türkmenlerin içine bazı çevrelerin ve ülkelerin sokmaya çalıştığı mezhepçilik fitnesini, Türkiye daha da körükledi ve daha da üst noktalara çıkardı."
‘SADECE KERKÜK DEĞİL TEL AFER VE SİNCAR DA IKBY'YE VERİLMEYE ÇALIŞILIYOR'
"Burada Kerkük zaten işgal edilmeye çalışılıyor. Bir de Tel Afer Bölgesi ile Sincar Bölgesi, o bölgede yaşayan birçok etnik unsur ve halk, IKBY'NİN kontrolü altına verilmeye çalışılıyor. Bu da Irak'ta IŞİD sorunu bitse de başka etnik sorunları beraberinde getirir. Bundan bölgedeki Türkmenler son derece rahatsızdır. Türkiye'nin böyle bir şey telkin etmeye hakkı yoktur. Çünkü orada yaşayan bir Türkmen için, Barzani'nin şemsiyesi altına girmiş olmak demek, doğrudan o bölgenin Kürdistan'ın bir parçası altına sokulmuş olması demektir. Bu da bölgedeki Türk ve Türkmen kimliğinin yok edilmesi demektir."
‘IŞİD BÖLGEDE KÜRTLERİN TOPRAK KAZANMASINA VESİLE OLDU'