"Çadırda kadın arkadaşlarımızın soruları oldu" diyen Coşkun, şöyle devam etti:
#Erdoğan, 'Hayır' çadırına uğradı https://t.co/hgI9HOsJCB pic.twitter.com/rbJvDjAL8F
— Sputnik Türkiye (@sputnik_TR) 28 Mart 2017
'EN ÇOK KADIN MİLLETVEKİLİ BİZİM DÖNEMİMİZDE MECLİS'E GİRDİ'
"Seçimin neden eşit şartlarda yapılmadığı, Alevi köylerinin yollarının neden yapılmadığı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün adının Alevi yurttaşlarımızı üzdüğü söylendi. Cumhurbaşkanımız da 'Osmanlı Padişahları içerisinde çok değerli çalışmaları nedeniyle onun adının verilmesini uygun gördük' dedi."
T24'ün haberine göre bu sırada bir vatandaş "Keşke kendi isminizi verseydiniz en azından ikilik olmazdı" dedi.
Coşkun, Erdoğan'ın 'Hayır' diyen bir kadınla girdiği diyaloğu da şu sözlerle aktardı: "Cumhurbaşkanı 'Neden hayır diyorsunuz?' diye sordu. Bir kadın arkadaşımız da 'kadın hakları ve kadın özgürlüğünün yeterince olmamasından dolayı hayır dediğini' açıkladı. Bunun üzerine de Cumhurbaşkanı 'En çok kadın milletvekili bizim dönemimizde Meclis'e girdi' dedi."
ÇADIRDA BİR KADINLA ERDOĞAN'IN TARTIŞTIĞI DA ÖNE SÜRÜLDÜ
Haberde Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kast ederek "Genel Başkanınız yalancı" dediği iddia edildi.
Bunun üzerine daha önce CHP Kadın Kolları'nda görevli kadının "Genel Başkanımız burada yok. Ona hakaret ediyorsunuz" diye itiraz ettiği, bu arada konuşmaları çeken Sarıyer Belediyesi kamerasına Erdoğan'ın korumalarının "Kapatın kapatın" diyerek müdahale ettiği öne sürüldü.
Kadının "Burada kadınlara da hakaret ediyorsunuz" itirazına Erdoğan'ın, "Genel Başkanınız da yalancı, siz de yalancısınız" diyerek sinirli bir şekilde cevap verdiği ileri sürüldü.
Cumhuriyet'in haberinde kadının "Asıl siz yalan söylüyorsunuz" sözlerine sinirlenen Erdoğan'ın çadırı terk ettiği iddia edildi.
Çadırda yaşanan diyaloglar şöyle:
'ÇAĞDAŞ YAŞAM YOK MU ŞU ANDA'
— Niye hayır diyorsunuz?
— Çağdaş bir yaşam için hayır!
— Çağdaş bir yaşam yok mu şu anda?
— Bence yok!
— Sizin o dediğiniz anlamda bir gelişme olursa ne olacak? Yani şu anda olmayan ne var da hayırda ne olacak?
'HEPİMİZİN CUMHURBAŞKANI OLUR'
— Hepimizin Cumhurbaşkanı olasınız diye hayır. Gene cumhurbaşkanımız olun ama hepimizin olun.
— Öyle değil işte. Ben damdan düştüm.
— Diyelim ki seçim hayırla neticelendi. Gelecek olan netice şu andaki sürecin aynen devamı olmayacak mı?
— Biz zaten devamından yanayız. Demokrasi istiyoruz, Cumhuriyet'i istiyoruz. Atatürk ilkelerini istiyoruz, kadın haklarını istiyoruz. Sizin söylemlerinizden biz kadın haklarının olmayacağını, mevcutların da elimizden gideceğini düşünüyoruz.
— 14 senedir bu ülkeyi biz yönetiyoruz. Biz geldiğimiz zaman bu parlamentoda kaç bayan vardı?
#Erdoğan 'Hayır' çadırında: Hepimizin cumhurbaşkanı olun https://t.co/rKf8DS8DtS pic.twitter.com/qR8n8oYhHU
— Sputnik Türkiye (@sputnik_TR) March 29, 2017
'NEYİ YAPAMADINIZ DA BAŞKAN OLARAK YAPABİLİRİM DİYORSUNUZ?'
— 14 senedir Başbakansınız, Cumhurbaşkanısınız. Neyi yapamadınız da başkan olarak yapabilirim diyorsunuz?
— Bak canım kardeşim, şu gensoru oylamaları var ya, 484 gensoru verildi. Muhalefet biliyor ki, "Ben bu gensoruyu çıkaramayacağım", ama parlamentonun işlevsiz hale gelmesi için bu gensoruyu veriyor. Ve bunlardan 4 tanesi kabul edildi, diğerlerinin hepsi reddedildi. Bu gensoru mekanizması nedir biliyor musunuz? Parlamentonun çalışamaz hale getirilmesidir. Birincisi bu. İki, Başbakan ile Cumhurbaşkanı Sezer kavga ettiler mi? Anayasa kitapçığını Sezer fırlattı mı? Ve ertesi gün Türk ekonomisi çöktü. Halbuki Ecevit'le Sezer aynı ekolden. Ama iki başlılık bak ne hale getirdi. Aynı şekilde Atatürk'ün dönemine bakıyoruz. O da aynı şekilde uyumsuz hale geldi ve Celal Bayar'ı getirdi. Netice vermiyor. Şu anda dünyanın en ileri ülkelerine baktığımızda, orada bir birliktelik, bir beraberlik, bir dayanışma…
— Ama Türkiye'de birlik beraberlik yok. Birlik beraberlik çöktü. Ayrıştırma, ikilik var Sayın Cumhurbaşkanım. Saygısızlık olarak anlaşılmasın.
'YAVUZ SULTAN SELİM İSMİ ÜZMÜŞTÜR'
— Bana şu olay bizi böldü, parçaladı diyemiyorsun.
— Somut olarak şudur; Yavuz Sultan Selim Köprüsü isminin verilmesi Alevi yurttaşlarımızı aşırı derecede üzmüştür. Sizin adınızı orada duymak isterdik biz. Sizin adınızı verebilirdiniz.
— Söylediğin şey çok çirkin ve tarihe saygısızlıktır. Tarihe hakarettir. Bir defa Yavuz Sultan Selim, Osmanlı'nın gelmiş geçmiş en güçlü, en kudretli padişahlarından bir tanesidir. Öyle bir insanın oraya adının verilmesini Alevi vatandaşlarımızı üzmüştür diye nitelendirmen o da ayrı bir çirkinlik. Yani biz şu anda bir yere bir ismi verirken ‘Bunu Aleviler seviyor, Sünniler sevmiyor veya Sünniler seviyor Aleviler sevmiyor" diye değerlendiremeyiz ki. Tarihte bu işte kimin kudreti olmuşsa, kimin bu ülkede bizlere faydası olmuşsa, biz onlara bakarız.
Yavuz'un dönemi Osmanlı'nın, dünyada 18 milyon kilometrekarelik bir alana hükmettiği dönemdir. Bunlar böyle çalıştılar. Biz bu insanların adını yaşatmayı nasıl anlamsız buluruz. Aynı şekilde ben şu anda Nevşehir'de Hacı Bektaş-ı Veli'nin adını üniversiteye verdim.
— Korkarak Alevi diyoruz. Sürekli baskı altında kalıyoruz.
— Bu kadar cemevi ne zaman açıldı. Sadece benim belediye başkanlığım dönemimde… Kılıçdaroğlu'nun kendisi Alevi.
— Biz öyle ayrıştırmak istemiyoruz. Hepimiz kardeşiz.
'HAKARETLER GÜCÜMÜZE GİDİYOR'
— Kılıçdaroğlu, ana muhalefet partisinin başkanı olarak bir Alevi olarak şu anda bir siyasi hareketin başında değil mi? Demek ki gelebiliyor.
— Ama baskı var. Kılıçdaroğlu her zaman da baskı altında. Her gün haberlerde duyuyoruz. Hakaret ediliyor. O bizim liderimiz. Ama bizim de gücümüze gidiyor.
— Ne baskısı? Sizin lideriniz yalan söylediği sürece, bu yalanlarından dolayı.
— Hayır öyle düşünmüyorum ben. Çok düzgün bir insan liderimiz.
— Sana göre öyle. Bak örneğini vereyim. Başbakan diyor seçilecek. Bir de Cumhurbaşkanı seçilecek. Şu anda başbakan seçilmiyor ki. Artık başbakan yok. Artık sadece cumhurbaşkanı olacak. Bu yalan değil mi? Mesela bir akşam yatacaksınız, sabah kalkacaksınız lokantalar kapatılacak diyor. Bunları çalıştınız mı? Cumhurbaşkanının kapatma yetkisi var mı?