Bulgaristan seçimleri ve Bulgaristan Türklerine etkisini Türkiye’deki en büyük Balkan Göçmenleri Derneği BALGÖÇ'ün Başkanı Prof. Dr. Yüksel Özkan’la konuştuk.
'SEÇME HAKKI ENGELLENDİ'
“Bulgaristan Yüksek Seçim Kurulu, seçme hakkı olan kendi vatandaşlarına çok büyük bir sıkıntı yaşattı. Seçime katılan partiler Bulgaristan Anayasası’na göre kurulmuş farklı partilerdir ve tabii ki her ülkedeki gibi farklı siyasi görüşler olacaktır. Bunlar o ülkelerin zenginlikleri olmalı, yani topluma hizmet için bu siyaset yapılmalı. Bunu şunun için söylüyorum, Balkanlarda ve birçok ülkede siyaset geçim kaynağı olarak görülüyor. İşte en büyük sıkıntı buradan kaynaklanıyor”.
'142 SANDIK 35’E DÜŞÜRÜLDÜ, KİRİL ALFABELİ DİLEKÇELER İŞİ UZATTI'
“YSK bu formatta bir dilekçe yayınlıyor ve içeriğinde kişisel bilgilerin Kiril alfabesi ile Komisyon’un önünde doldurulması gereken bölümler var. Bulgaristan Türklerinin anadilleri Türkçe. Tabii ki Bulgaristan’ın anadili Bulgarca ve buna saygımız sonsuz. Fakat burada şöyle bir gizli ayrıntı var ki Türkler Bulgaristan vatandaşı fakat Türkiye’de yaşıyor ve latin alfabesi ile eğitim görmüşler. Bu formları Kiril Alfabesi ile hızlıca doldurmak Türk seçmeleri çok zorladı ve bu durum çok fazla yığılmalara sebep oldu. Daha önce insanlar bu formları lojistik destek veren Konsolosluk personeli veya STÖ çalışanları ile doldurup içeri getiriyorlardı, daha sonra komisyonun önünde sandığın olduğu odada da imzalıyorlardı. Bu yeni düzenlemeyi özellikle seçim süreci uzasın diye yaptılar.”
'YSK GÖREVLİLERİ, PARTİ GÖREVLİSİ GİBİ DAVRANDI'
Sofya Yüksek Seçim Kurulu’nun görevlendirdiği insanların sandık başlarında keyfi uygulamalalr yaptığını savunan Özkan “Mesela Bursa Nilüfer’de iki saat boyunca sandığı kapattılar, sandığa seçmen almadılar ve rahatça oturup çay içtiler. Ve hiçbir açıklama yapmadılar. Elimizde videolar var” dedi. Özkan, bu ‘anti-demokratik uygulamaları kınadıklarını belirtti.
'SINIRDA İNSANLARI TARTAKLAYANLAR PARALI ASKERLERDİR'
Sonuçta Türkiye’de kurulan 35 sandıkta oy kullanmanın zorlaşmasını paralel olarak insanların sınır yollarına düştüğünü ve 1989’da gözlenen manzaralar yaşandığını da anlatan Özkan, “Biz de Bulgaristan’da doğduk, Bulgar vatandaşıyız ve en az onlar kadar Bulgaristan’ı seviyoruz. En az onlar kadar Bulgaristan’ın çıkarlarını savunuyoruz. Kendini Bulgaristan sevdalıları veya bekçileri ilan eden insanlar paralı insanlardır. Utanmadan o değerli Bulgaristan bayrağını ellerine alıp oy kullanmaya giden insanları tartakladılar. Bulgaristan’daki dostlarım arayıp, o insanların Bulgaristan halkını temsil etmediğini söylediler. Bunlar paralı askerlerdir. Bunlara para verişmiştir ve provokasyon içi oraya gönderilmişler”.
'GERİLİM AŞIRI SAĞA YARADI'
'DİN İLE BAĞDAŞMAYAN AŞIRILIKÇI HAREKETLERİ ONAYLAMIYORUZ'
Hangi parti olursa olsun toplumu bölüştüren, kutuplaştıran her şeye karşı durduklarını da belirten Özkan, şu ikazlarda bulundu: “İnsanlar siyaset yapar ama her toplumun hakkı, inancı, kültürü, anadili ülkenin anayasası çerçevesinde savunulmalıdır, hoşgörülü olunmalıdır. Bizim aşırılıkçı insanlar ile işimiz olmaz. Din ile bağdaşmayan aşırılıkçı hareketleri tasvip etmiyoruz. Homojen bir yapımız yok ve farklı siyasetlerde çalışan arkadaşlarımız var. Tüm halkların barışını destekliyoruz. Savaşların, bu tür anlaşmazlıkların sıkıntısını en çok Türkiye çekiyor. Çevremiz ateş çemberi ve bu ateş bize de sıçrayabilir. Banane dememek lazım. Gün hoşgörü ve barış günü olmalıdır” ifadelerini kullandı.