Habertürk Gazetesi yazarı Güntay Şimşek ABD'nin Türkiye'den yapılacak uçuşlardaki elektronik cihaz yasağı görüşmelerinin perde arkasını yazdı.
Şimşek'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Şu an Atatürk Havalimanı'nda, Amerika seferi yapan uçakların altına yüklenen bagajlar, hastanelerdeki 'tomografi' cihazına benzer bir sistemle taranarak yükleniyor. Öğrendiğim kadarıyla, Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, 'Bagajları 360 dereceyle tarayan bu tomografi cihazlarını, uçak içine alınan bagajların kontrolünde de kullanalım; yasağı kaldırın' teklifini götürmüşler. Bakalım ABD, bu teklife nasıl bir cevap verecek? Ayrıca yaklaşık 3 ay önce Somali'de uçakta yaşanan hadise sonrası ABD'den Ulaştırma Bakanlığı'na uçak içine alınan bagajların güvenlik sorunuyla ilgili uyarı geldiğinin de altını çizeyim.İşte bu uyarı sonrasında, Atatürk Havalimanı'nda yolcu beraberindeki bilgisayar, iPad vb. cep telefonundan büyük elektronik cihazların, görevliler tarafından yolcuya açtırılıp çalıştırılarak kontrolü yapılmaya başlandı. Yine ICAO kuralları çerçevesinde, yolcuların yüzde 60'ından ve beraberindeki eşyasından toz alınarak 'patlayıcı iz dedektörü' olarak isimlendirilen ETD (explosive trace detection) cihazında teste tabi tutulmaya başlandı. Ulaştırma Bakanlığı, yasağın kaldırılması için yolcunun yüzde 60'ını değil, yüzde 100'ünü ETD'den geçirebileceğini de ABD'li yetkililere iletmiş."
"Ulaştırma Bakanlığı'nın kabin içine alınan bagajların, uçak altında olduğu gibi 'tomografi'den geçirilme teklifine ABD yetkilileri 'evet' dese dahi bu cihazların 3 aydan önce Atatürk Havalimanı'na getirilip kurulması zor. Yolcuların tamamının ETD'den geçirilme teklifi en pratik çözüm gibi görünüyor, ama ABD bunu çözüm olarak görseydi, kendisi teklif ederdi. Belki de ABD, aldığı yasak kararıyla, ilgili ülkelerin ve bundan etkilenecek şirketlerin belli bir süre sıkıntı yaşamasını istiyor."
'ASGARİ 6 AY VAR'
"Ne zamana kadar? Yeni tarayıcı sistemler geliştirilip hizmete hazır hale getirilinceye dek. Yani asgari 6 ay. Eğer ABD yetkilileri ve hassaten TSA, bazı ülkelerden yapılacak direkt uçuşlara getirdikleri elektronik cihaz yasağını, 'güçlü terör tehditlerinin ticari uçaklara sızacağı tehlikesi' endişesine dayandırıyorsa, tüm havayolları için ICAO kanalıyla yeni güvenlik paketlerinin devreye girmesi için çaba göstermesi gerekmez miydi? ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, yasak için şu cümleyi kuruyor: 'Belirtilen havaalanlarından güçlü terör tehditlerinin ticari uçaklara sızacağı tehlikesi nedeniyle bu karar alınmıştır.' Eğer terör tehdidi kapsamına ABD'ye direkt sefer yapan havayollarının yolcuları giriyorsa, aynı meydandan başka havayollarıyla ABD'ye transit yolculuk yapanlar da girer. Bunun direkti, endirekti olur mu? Ayrımı kim, neye göre yapacak? Ya da buradaki çifte standardın amacı nedir?"