"Türkiye'de mevcut sistem, hiçbir zaman egemenliği kayıtsız şartsız millete veren bir sistem olmadı" diyen Kurtulmuş, mevcut sistemin çalışmadığını, Türkiye'nin dinamizmini temsil etmediğini değerlendirdi. Kurtulmuş, milletin talebi doğrultusunda, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulduğunu ifade ederek, söz ve kararın millette olduğunu ve milletin kararına saygı duyacaklarını bildirdi.
'KAMPANYAYA İLK KEZ TÜRKİYE DIŞINDAN KATILIM'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, her seçimde tarafların yer aldığını, Türkiye'deki bu halk oylamasında da bir ilk yaşandığını ve Türkiye dışındaki ülkelerden de kampanyaya katılım olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, "Bu kampanyada, milletin bir parçası olmayan, bu milletle ilgisi olmayan dışarıdan birtakım yerler de bu kampanyaya katılıyor. Kim var? Avrupa'dan İslam karşıtı, yabancı düşmanı, Türkiye karşıtı ve özellikle liderliğinden ürktükleri, korktukları Erdoğan karşıtı çevreler bu kampanyanın bir parçası haline geldi. O kadar güçlü bir şekilde 'hayır' kampanyasına destek vermeye çalıştılar ki maalesef Avrupa'daki siyaseti de etki altına aldılar" diye konuştu.
Türk bakanlara ve milletvekillerine Avrupa'da yapılan uygulamalara dikkati çeken Kurtulmuş, "Allah aşkına, sizi bu kampanya neden bu kadar ilgilendiriyor? Türkiye'deki kampanya ile ne alakanız var?" ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, Avrupa'nın bu tutumunun eleştirilmesi durumunda da "Niçin faşizm ile açıklıyorsunuz?" denildiğini aktararak, şöyle devam etti:
'BİZ AVRUPA'NIN GELECEĞİNDEN ENDİŞE EDİYORUZ, BİZE BİŞEY OLMAZ'
"Kusura bakmasınlar, biz Avrupa'nın geleceğinden endişe ettiğimiz için bunları söylüyoruz. Bize bir şey olmaz. Biz, milletimizin onurunu sonuna kadar koruruz. Ama sesleri duyuyoruz. Avrupa'da yükselen ırkçılığın, neofaşizmin, Neonazizmin rap, rap, rap gelen ayak seslerini duyuyoruz. Eğer tedbir alınmaz, Avrupa'daki artan bu Neonazi, ırkçı, yabancı düşmanı, İslam karşıtı siyasetin esiri olursanız, bir müddet sonra korkarım ki Avrupa'daki mutedil ve makul siyasetçiler, liberal siyasetçiler, Avrupa'nın gerçekten değerlerini savunan siyasetçiler, siyaset yapacak bir zemin bulamazlar. Bu ırkçı dalga, onları da yutar, onları da girdabın içerisine çeker. Bu kampanyaya dışarıdan birtakım mani oluşlar oldu. Açıkça 'hayır' kampanyasına destek oldular. Açıkça 'evet' kampanyasının yapılmasından rahatsızlık duydular. Tam, 'İşler düzelir mi acaba?' dediğimiz yerde başka işler de oldu. Bu sefer 'hayır' kampanyasının müttefikleri PKK'lıların, FETÖ'cülerin aleni bir şekilde Avrupa propaganda yapmasının önünü açtılar. Hatta meydanlara inip birtakım pankart ve posterlerle polis korumasında gösteri yapmalarını temin etmediler. İki tane Türk'ün bir otel salonunda bir araya gelip 'evet' kampanyasına müsaade etmeyenler, birtakım militanların, hatta kendilerinin devlet olarak, AB olarak terör listesinde ilan ettikleri örgüt yandaşlarının 'hayır' kampanyası yapmasına müsaade ettiler. Bu, anlaşılabilir, kabul edilebilir bir şey değildir. Bu, Avrupa değerlerinin ayaklar altına alınmasıdır."
İSVİÇRELİ GAZETEYE: 'DÜNYANIN BİRÇOK YERİNE TÜRKÇE'Yİ DE ÖĞRETECEĞİZ'
Kurtulmuş, "Türkiye'de 'evet' çıkarsa şöyle olur, 'hayır' çıkarsa böyle olur" şeklinde verilen demeçleri değerlendirirken, "Sana ne? Niye burnunu sokuyorsun? Sana soran mı var? Türkiye'de 'evet' diyen de 'hayır' diyen de Türk vatandaşı. Kararı, bu millet verecek. Siz kendi işinize bakın. Kendi demokrasinizi bu ırkçılık ve yabancı düşmanlığı belasından kurtarmaya gayret edin. Bunu yapabilirseniz, Avrupa'nın geleceğini kurtarırsınız" dedi.