Erdoğan'ın, Beştepe'de Anadolu Yayıncılar Derneği üyeleri ile buluşmasında yaptığı konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:
Şansölye (Almanya Başbakanı Angela Merkel) bizim burada çifte vatandaş olan bir gazetecimiz var bunu bırakmanızı istiyorum diyor. Size 4 bin 500 PKK'lı teröristin dosyasını verdim, verdiniz mi? Onunla ilgili kararı yargı verir, bizde yargı bağımsızdır. Mahkemeye çıktı ve mahkeme tutukladı, şu anda içerde.
'HAYDUT MUAMELESİ YAPMAYA KARAR VERDİK'
- Biz beşer planında kimsenin karşısında eğilmedik. Batı bizi sürekli gazetecileri hapse atmakla suçluyor. Bu gazeteciler listesini verin dediğimizde gelen isimler arasında katilden soyguncuya, çocuk istismarcısına kadar herkes var. 149 gazeteci listesi getirdiler, 144'ü terörden tutuklu. Karşımıza maskeyle çıkanlara artık haydut muamelesi yapma kararı aldık.
'MEDYA MENSUBU ADI ALTINDA AJANLIK YAPANLARA İZİN VERMEYECEĞİZ'
- Kendi ülkesini bir takım güçlere şikayet edenlerle mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Medya mensubu görüntüsü altında yabancı servislere ajanlık yapanlara izin vermeyeceğiz. Adam gelmiş 1 ay Alman Konsolosluğu'nda misafir ediliyor.
'MANŞETLERLE ÇARPIŞARAK BUGÜNE GELDİK'
- Dünyada medya 4. güç olarak zikredilir. Ülkemizde geçmişte kendini bu sıralamanın ilk sıralarına çıkartan medya patronları gördük. Medyadaki hakim yapı bu kesimlerin kontrolündeydi. Manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Biz gücümüzü manşetten değil milletten aldığımız için bu çarpık zihniyete meydan okuduk.
'SEN HOLLANDA'NIN BEN HALKIMIN VE HAKK'IN YANINDAYIM'
- Sen, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanına adeta kapını kapatıyorsun, bakanlarına kapını kapatıyorsun, uçuş izni vermiyorsun, oraya gidenleri konuşturmuyorsun. Hollanda'da atını, itini benim vatandaşlarımın üzerine süren, benim bakanıma arabada mahkumiyet verene sen diyorsun 'Ben de Hollanda'nın yanındayım'. Peki sen Hollanda'nın yanında mısın, güzel. Ben de halkımın ve Hakk'ın yanındayım.
'TÜRKİYE İTİLECEK,KAKILACAK BİR ÜLKE DEĞİLDİR'
- Türkiye itilecek, kakılacak, onuru ile oynanacak, bakanları kapılardan kovulacak, vatandaşları yerlerde sürüklenecek bir ülke değildir. Dünyanın her yerinde bu yaşananlar çok yakından takip ediliyor.
'BÖYLE DAVRANIRSANIZ, HİÇBİR AVRUPALI GÜVENLE SOKAĞA ADIM ATAMAZ'
Siz böyle davranmaya devam ederseniz, yarın dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Avrupalı, Batılı, güvenle, huzurla sokağa adım atamaz. Bu tehlikeli yolu açarsanız en büyük zararı siz görürsünüz. Türkiye olarak, Avrupa ülkelerini demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere saygılı olmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, bu değerlere bizim kadar özellikle Avrupalının ihtiyacı vardı
'ASLINDA BU ÜLKEDE PARLAMENTER DEMOKRASİ OLMADI'
- Aslında parlamenter demokrasi diye bir şey olmadı bu ülkede. Ne oldu? Parlamenter demokrasi ile vesayet sistemi oldu. Bunu yaptılar.
'HALKA 'BİDON KAFALI' DİYENLERİN HAKARETİNE MARUZ KALDIK'
- Geçmişte kimin iktidara geleceğini kimin düşeceğini belirlemeye alışmış olanların düzenini bozarak yolumuzda yürüdük. Halka 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' diyenlerin her türlü hakaretine maruz kaldık.
'KUYRUKLU YALAN DİZİSİ'
- Muhalefetin bu konuya bakışına baktığımızda bu değişikliklerle hiçbir ilgisi olmayan bir kuyruklu yalan dizisi görüyoruz. Cumhurbaşkanının parlamentoyu fesih yetkisi yok. Erken seçim kararı mı alınacak? Cumhurbaşkanı Meclis ile beraber alabilir. İkisi beraber seçime girecek. Muhtarlıkların, belediyelerin hatta lokantaların kapatılmasına… 500 tane başkan yardımcısı atanmasına kadar nice yalanlar çıktı. Cevap veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Yalanın en büyük panzehiri gerçeklerdir.
'YÜZDE 15'LE BAŞBAKAN GÖRMEK İSTEMİYORUZ'
- Bizim getirdiğimiz sistem, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi hükümetin tek kişinin şahsında toplandığı, dolayısıyla yürütmedeki çok başlılığın ortadan kaldırıldığı bir sistemdir, bu yönüyle doğru. Bunların dillerinden düşürmedikleri 'tek adam rejimi' ise bambaşka bir şeydir, o 1923'te kapandı. Artık 'tek adam rejimi' diye bir şey söz konusu değil. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi demokratik bir sistemdir. Çünkü cumhurbaşkanı halkın yüzde 50+1 oyuyla seçiliyor. Ama Türkiye'de yüzde 15'le başbakan gördük mü? Gördük. Artık biz bunları görmek istemiyoruz.