Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın, darbe girişimi öğrenildikten sonra ÖKK'da ne gibi tedbirler alınabileceği sorusuna "TSK'da kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz tedbir olarak ‘personel kışlayı terk etmesin emri' verilir. Birlik komutanları kışlalarında mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı" yanıtını verdiği ortaya çıktı.
Aksakallı, önceki ifadesinden farklı olarak, 15 Temmuz'da Genelkurmay karargahında Tuğgeneral Mehmet Partigöç ile karşılaştığını belirterek, "Daha sonra darbeci olduğu anlaşılan Tuğgeneral Partigöç ile koridorda karşılaştım. Çok telaşlıydı. Yüzü de adeta kızamık şekeri gibi kıpkırmızı idi. Hasta olup olmadığını sordum. ‘Yok komutanım, iyiyim bir şey yok' diye cevap verdi" dedi.
Milliyet'tenTürker Karapınar'ın aktardığına göre Aksakallı, şunları söyledi:
'ALBAY BAK'I UYARDIM, TAVRINI DEĞİŞTİRMEDİ'
'AHMET KEMAL YÜZBAŞI ARADI'
"Saat 02.30 sıralarında Fırat Çelik beni aradı ve Diyarbakır'dan Terzi ile birlikte gelen tim komutanı Ahmet Kemal Yüzbaşı ile onun emrindeki bir grup astsubayın Etimesgut'ta Özel Hava Alayı'nda kaldığını, Ahmet Kemal Yılmaz'ın bizden emir beklediğini söyledi."
'KARŞI GELDİĞİ İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ'
KK'ya Terzi ile birlikte gelen ve o an için Üsteğmen Mihrali Atmaca komutasında bulunan tim personeli, bizim Ahmet Kemal Yüzbaşı vasıtasıyla kendisine yönelttiğimiz emirleri yerine getirdiler. Bu kapsamda Albay Ümit Bak, Yarbay Mehmet Ali Çelik gözaltına alınıp etkisiz hale getirildi. Hatta Bak'ın gözaltına alınması sırasında darbeci olduğundan tereddüt etmediğimiz Nedim Şahin bu tim tarafından gözaltına alınma işlemine karşı geldiği için öldürüldü.
'TEŞEKKÜR KONUŞMASI YAPTIM'
'HELİKOPTERDEN ATEŞ AÇTILAR'
"Selahattin/Irak bölgesinden sorumlu Tuğgeneral Halil Soysal'ı arayarak Terzi'nin sorumluluğunda olan karargâh ve birliklerin emir komutasını alma talimatını verdim. Birliğimden istediğim zırhlı araç beni almaya spor Okulu Nizamiye bölgesine geldi. Nizamiye bölgesinde helikopterden ateş edildi. Üsteğmen Mustafa Koyuncu yaralandı. Uzman Çavuş Osman Gül'ün bacağı koptu. Aynı sitedeki başka bir arkadaşın evine geçtim ve orayı karargâh olarak kullanmaya başladık. MİT Müsteşarlığı'ndan bir yetkili ile görüştüm ve 01.11'de TGRT ve 01.47'de NTV televizyonlarına canlı yayın bağlantısı yaptım. 02.00 gibi MİT Müsteşarı aradı. Üst rütbeli generallere de televizyonlara bağlanmaları için yardımcı oldum."
'ÖMER İLE 8 KEZ GÖRÜŞTÜM'
Aksakallı, ifadesinde o gece katıldığı düğün töreni ve Halisdemir'e emri vermesiyle ilgili ayrıntılara da yer verdi. Aksakallı şunları söyledi:
"Terzi'nin Ankara'ya geldiğini öğrenince Özel Kuvvetler Komutanı makamında koruma nöbetçiliği görevini yapan Ömer Halisdemir'i koruma astsubayım Makbul Uluğ vasıtasıyla aradım. Ardından şehit Halisdemir, Ümit Bak'ın odasında korumalı vaziyette olduğunu bize söyledi. Bu şekilde Halisdemir ile sekiz kez telefonda görüştüm. Son görüşmemizde Terzi'nin hain olduğunu, darbeci olduğunu söyleyerek onu öldürmesi emrini verdim. Bu olayın sonunda şehadet olduğunu belirttim ve hakkını helal etmesini istedim, helalleştik."
TANIK YÜZBAŞI: EMRE UYMAK SUÇ DEĞİL, SORUMLUSU BENİM
Kendisinin "çantaları indirme" bahanesiyle 6 personelle havaalanında kaldığını belirten Yılmaz, sonrasında Terzi'nin vurulduğunu öğrendiğini, gece görüştüğü Albay Ömer Faruk Bozdemir'in 'Terzi ve Şahin'in hain olduğunu', bu konuda kendisini ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı ile görüştürebileceğini söylediğini aktardı.
'DERHAL DERDEST ET'
Görüştüğü Aksakallı'nın, 'Semih Terzi, Ümit Bak, Mehmet Ali Çelik, Fatih Şahin'i öldürün' emri verdiğini belirten Yılmaz, "Saat 02.59'da Mihrali Atmaca ile görüşerek, ‘Bak, Çelik ve Şahin hain, derhal bu adamları derdest et, direnirlerse ayaklarına sık, çok zorluk çıkarırlarsa vur' dedim. Oranın emir komutasını devraldım" dedi. Sonrasında olayları kontrol altına aldıklarını dile getiren Yılmaz, Terzi'yi hastaneye götüren ekibe oradan ayrılmaları emrini verdiğini kaydetti. Yılmaz, bu sırada görüştüğü Şahin'e "Önüme gelene sıkıyorum, sen gelirsen sana da sıkacağım hain" dediğini söyledi.
Yılmaz, "Bütün emirleri benden aldılar, yaptıkları her şeyin sorumlusu benim. Timin helikoptere binmesi, Terzi ile birlikte hareket ettikleri yönünde bir algıya sebep olduysa, helikoptere binmek bir disiplin göstergesidir. Emre uymak suç değil, onları bindiren benim. Sorumluluk komutana aittir" ifadelerini kullandı.
'EN BÜYÜK TEHDİT ÖLÜDÜR'
Yılmaz, "Meskun mahalde en büyük tehdit ölüdür, ölü zannettiğiniz kişidir. İlk başta ölü araması yaparsınız. Bölge kontrol altına alınmadıysa, harekat devam edecekse oradaki adam yıkılana kadar sıkarsınız. Siz attınız hedef yıkıldı, arkadan başka birisi geldi yerdeki adama, ölüye o da atar geçer, arkadan üçüncü geldi, yerde yatana ateş eder gider. Bu talimatnamede geçer" dedi. Yılmaz, Atmaca'nın, şehit Halisdemir'e ateş etmesinin de meskun mahallerde operasyon eğitimini almasının gereği olduğunu belirtti.
ADLİYENİN ÖNÜNDE DARAĞACI: FETOŞKEYTAYN
Protestocular adliyenin C kapısı önünde temsili idam sehpası kurdu. Fethullah Gülen'in, turuncu tulum giydirilmiş, üzerinde "Adı: Fetoşkeştayn, Suçu: Vatan Haini, Cezası: İdam — Tüm şehitler adına Ömer Halisdemir" yazılı maketini astı.
YAĞLI URGAN ATTILAR
Duruşma öncesi bir grup, adliye önünde temsili darağacı kurarken, sanıklara yağlı urgan attı.