'ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK ARTIRILMADAN HÜKÜMETİN EKONOMİK ÖNLEM PAKETLERİNİN, UZUN VADELİ YAPISAL SONUÇLAR ÜRETMESİ MÜMKÜN DEĞİL'
Ekonomik, sosyal ve hukuki alanlardaki yapısal reformların gerçekleştirilememesinin büyümeyi uzun vadede geçmişte görülen ortalamasının altına düşüreceğini bildiren Ökmen'in açıklamasında şu değerlendirmeler yapıldı:
'Öngörülebilirlik artırılmadan, hükümetin ekonomik yavaşlamaya karşı aldığı önlem paketlerinin, uzun vadeli yapısal sonuçlar üretmesi mümkün değildir. Ayrıca bu önlemler genel ekonomik dengeleri bozma riski de taşımaktadır.
Hukuksal alanlarda OHAL süreci boyunca görülen uygulamaların, ülke yönetim gücünde ve yatırımcı güveninde sebep olduğu erozyon, içeride ve uluslararası arena nezdinde Türkiye'nin yatırım atmosferini oldukça hırpalamıştır.'
‘FAİZ VE KURDAKİ YÜKSEK VOLATİLİTENİN ESAS NEDENİ, BAĞIMSIZ BİR PARA POLİTİKASININ OLUŞTURULMASINA OLANAK SAĞLAYAN ORTAMIN YOK EDİLMESİ'
Küresel faiz oranlarının yukarı yönlü gidişatının geçici bir trend olmaması nedeniyle Merkez Bankası'nın sıkılaştırıcı para politikalarında geçici uygulamalara yönelmemesi gerektiğini savunan Ökmen'in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Ökmen ayrıca Türk lirasının değerindeki oynaklık, yükselen enflasyon ve dış talepteki eksenin Türkiye dışına kaymaya başlamasının, büyüme üzerindeki mevcut baskıların daha da artmasına sebep olduğuna dikkat çekti. Ökmen ayrıca "Döviz rezervlerinin koruyucu gücündeki zayıflamanın sürmesi ve işsizliğin tüm ekonomik ve sosyal dengeleri tehdit edecek seviyelere gelmiş olması Türkiye ekonomisinin güncel ve önemli problemleridir" ifadesini kullandı.
Ökmen uzun süredir devam eden siyasi istikrarsızlık ve belirsizlik halinin sonuç ne çıkarsa çıksın referandum sonrasına da sarkacağını da vurgulayıp "Ancak bu olumsuzluğa rağmen referandum sonrasında risk primlerinin bir miktar daha da düşeceğini, sermaye girişlerinde yeniden bir canlanma yaşanacağını ve ekonomideki yön arayışının bir miktar daha netleşeceğini yüksek olasılık içerisinde bekliyoruz" ifadelerine yer verdi.