Işık, Kanal 7 televizyonundaki Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kahl'in, ‘darbe girişiminin arkasında Fetullah Gülen'in bulunduğuna dair kanıt göremediklerine' yönelik ifadelerinin yer aldığı haberlerin hatırlatılması üzerine Bakan Işık, "Göremedik değil de 'Görmek istemedik' diye söylemesi daha uygun olurdu" diye konuştu.
‘CAN DÜNDAR'A SORSALARDI'
‘YA İKİ GÖZÜ BİRDEN KÖRDÜR, YA DA GİZLİYORDUR'
Işık, ifadelerine şöyle devam etti: "Eğer Alman istihbaratının başındaki kişi, 'Biz burada FETÖ'yü göremedik' diyorsa ya bu adamın iki gözü birden kördür, iki kulağı birden sağırdır ya da arzu ettikleri bir işin gerçekleşmemiş olmasından dolayı failleri gizleme ihtiyacı hissediyordur. Bunun başka izahı olmaz. Bu da herkesin aklına şu soruyu getirir: Acaba iş birliği mi yaptınız, siz bu işin neresindesiniz?"
‘TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA'
‘PKK FAALİYETLERİNE İZİN VAR, TÜRK BAKANLARIN VATANDAŞLARLA GÖRÜŞMESİNE İZİN YOK'
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik halk oylamasında oy hakkına sahip Almanya'daki Türk vatandaşlarının bilgilendirilmesini, onların en temel hakkı olarak nitelendiren Işık, Türkiye'nin siyaset kurumunun da bununla görevli olduğunu söyledi.
Işık, bunun tüm partilerin görevi, hakkı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Almanya şunu yapsaydı baştan beri: 'Biz kesinlikle hiçbir siyasi faaliyete bu noktada izin vermeyeceğiz'. Biz bunu demokratik açıdan sorgulardık, 'Bu yaptığınız yanlış, oradaki insanların bilgilendirilme hakkına engel oluyorsunuz ve oradaki demokratik bir hakkın kullanılmasını engelliyorsunuz' diye bunu eleştirirdik. Ama Almanya bunu yapmak yerine 'Hayır' kampanyasına olabildiğince destek verdi ama 'Evet' ile ilgili halkın bilgilendirilme ihtiyacına da çok ciddi engeller koydu. Hatta o kadar ileri gitti ki kendi terör örgütü listesine koyduğu PKK'nın faaliyetlerine izin verirken Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanlarının orada yapacağı çalışmaları, bırakın sadece 'Evet', 'Hayır' kampanyasını, sonuçta bir ülkenin bakanının kendi vatandaşlarıyla buluşmasını dahi engelleyen, çok kabul edilemez, demokratik anlayışla asla ve asla bağdaştırılamaz birtakım tutumlar sergiledi. Hollanda da aynı şekilde. Bu tabii kabul edilemez bir davranış. Bu aslında Batı'nın kendi değerleriyle veya bize karşı savunduğu değerlerle ne kadar çeliştiğini, bu değerlerin savunulmasında ne kadar samimiyetsiz olduğunu bir daha ortaya koydu."