İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP), Türkiye’de sayıları her geçen gün cumhurbaşkanına hakaret davalarını hakkında Prof. Dr. Yaman Akdeniz ve Yrd. Doç Dr. Kerem Altıparmak tarafından hazırlanan raporunu yayınladı.
‘SEZER DÖNEMİNDE AÇILAN CUMHURBAŞKANINA HAKARET DAVALARININ SAYISI 4’
RS FM’de Yavuz Oğhan’dan Bidebunudinle programında raporu anlatan Altıparmak, Türkiye’de neredeyse her alanda hak ihlali olduğunu vurguladı ve ‘Türkiye sonunda Avrupa Konseyi’nden çıkmak zorunda kalabilir’ uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanına hakaret davalarının Türkiye’de yargı bağımlılığının göstergesi olduğunu belirten Altıparmak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Cumhurbaşkanına hakaretten 2015 yılında 1953 tane soruşturma açıldı. Oysa 2000 yılında bu sayı 4. Yani Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanlığında açılan dava sayısı 4 iken, bu sayı 2015 yılında 1953’e ulaşmış. Hükümet, Cumhurbaşkanının kendisine ve ailesine ağır hakaretler edildiğini iddia ediyor. Ama raporlarda bu iddianın hakikati yansıtmadığını görüyoruz.”
‘ERDOĞAN’IN KENDİSİ ALMANYA’YA NAZİ DİYOR’
İfade özgürlüğü davalarında mahkemelerin bakması gereken kriterler olması gerektiğini belirten Altıparmak “Birincisi, hakaret davalarında verilen cezaların orantılı olması. İnsan hakları hukukuna göre şiddet örgüsü veya nefret çağrısı durumları dışında hapis cezası verilmesi kabul edilemez. Ama bizde veriliyor. İkincisi, soruşturmalarda ağır hakaretlerin olduğu iddia ediliyor. Ama bu doğru değil. ‘Katil, hırsız, diktatör’ gibi sözleri küfür sayıyorlar. Oysa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi de bir olay sonrası Hollanda ve Almanya'ya ‘Nazi” dedi.
Uluslararası hukuk kararlarının Türkiye’de uygulanmadığına dikkat çeken Altıparmak, şöyle devam etti: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir içtihadında ‘Devlet başkanına herhangi bir vatandaştan daha fazla koruma sağlayan bir ceza hukuku hükmü olamaz. Bu sözleşmeye aykırıdır’ diyor. Yani, bir kişi kral da olsa ona daha fazla ayrıcalık, koruma sağlanamaz diyor. Oysa Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde Türkiye'de, herkese eşit mesafede durulması gibi bir durum söz konusu değil. Kendisi de zaten taraf olduğunu söylüyor. Türkiye'de bir sürü hakaret davası açıldı. Bu davalarda Karşıyaka ve İstanbul’daki iki Asliye Ceza Mahkemesi hakimi ‘AİHM kararları ve Anayasa’daki eşitlik hükümleri varken tutuklama kararı verilemez. Kararların iptali gerekir’ dedi. Kararlar Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. Ancak Anayasa Mahkemesi şok edici bir şekilde bir tane Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına gönderme yapmadan, oradaki temel ilkeleri tartışmadan oybirliği ile talebi reddetti.”
‘AİHM’DEN MUAZZAM BİR TAZMİNAT YAĞMURU GELECEK’
Hak ihlalleri nedeniyle onlarca kişinin tutuklandığına veya binlerce liralık para cezası aldığına dikkat çeken Altıparmak “Yaptığınız eleştiriler nedeniyle yaptırıma uğrarsanız bunun bir de oto sansür gibi etkileri oluyor. Artık insanlar ses çıkaramaz hale geliyor. Ben, 2017’de ceza istatistiklerinin azalacağını düşünüyorum. Ama ceza aldığı için değil, kimse konuşmadığı için. İnsanlar konuşamadıkları için daha az dava olacak. Artık çok az kişi cumhurbaşkanı hakkında konuşuyor” ifadelerin kullandı
Yaşanan hak ihlallerinin Türkiye için kötü sonuçları olacağının altını çizen Altıparmak, “Türkiye'nin önümüzdeki beş yılı için ben iki alternatif görüyorum. Ya AİHM’den muazzam bir tazminat yağmuru gelecek. Çünkü neredeyse her alanda her maddeye ilişkin ihlaller söz konusu. Ya da Türkiye sonunda Avrupa Konseyi’nden çıkmak zorunda kalacak. Bu karanlık bir senaryo tabi” diye de ekledi.