İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
- Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.
- Ne zaman bizi gömmeye çalışsalar milletimiz bizi her sefererinde bizi ayağa kaldırdı.
16 NİSAN, 15 TEMMUZ'UN İNTİKAMI OLACAKTIR'
- Şimdi bu milletimizle bir yere yürüyoruz. Nereye? 16 Nisan'a. Şu 30 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız?
- Bu 16 Nisan bakın unutmayın, 15 Temmuz'un bir intikamı olacaktır.
- Zira 15 Temmuz'da bu milletin evlatlarına kurşun yağdıranlar kimdi? FETÖ, PKK… Şimdi bunlar ne diyor? 'Hayır' diyor. Kandil'i de böyle, Pensilvanyası da böyle. Ana muhalefet ne diyor? 'Hayır' diyor… Bakın kimler bir araya geldi görüyor musunuz? Bunların yok birbirinden farkı.
KILIÇDAROĞLU'NA: DİKİLİ AĞACIN VAR MI?
- Ey (CHP Genel Başkanı Kemal) Kılıçdaroğlu, senin daha çok bu yolları tepmen, dolaşman, gezmen gerekir.
- Dikili ağacı var mı, bir sorun bakalım. Milletimizden aldığımız destekle biz bunları yaptık.
- Ülkemize çağ atlattık. Çıkmış ana muhalefetin başındaki zat 'huzur yok', 'mutluluk yok', 'refah yok' diyor. Yazıklar olsun. Eline diline dursun. Sen SSK'nın başındayken hastanelerimizin halini benim vatandaşlarım bilir.
- İlacımızı alamıyorduk ilacımızı. Kuyruklarda sıraya giriyorduk. Sıra gelmiyordu. Şimdi çıkıp sorsan 'Benim dönemimdeki sağlık hizmeti hiçbir zaman olmadı' der. Sende hizmet yok, sende dert yok.
AVRUPA ADALET DİVANI'NIN BAŞÖRTÜ YASAĞI KARARINA: SIKIYSA KİPAYI DA YASAKLASANA
- Şimdi ne yapıyorlar? Başörtüsünü yasaklıyor. Neymiş? Özgürlükmüş, demokrasiymiş; sıkıysa kipayı da yasaklasana?
- Türkiye'yi çok üzdüler. Türkiye'nin bakanları geldiğinde olağanüstü hal ilan etmenin neresi özgürlüktür? Belediye olağanüstü hal ilan ediyor ya, hale bak!
'BİZ DE UÇUŞ YASAĞI GETİRECEĞİZ'
- Bizim bayan bakanımıza kapılarını kapatanlara, biz de kapılarımızı kapatırız. Benim dışişleri bakanıma uçuş yasağı getirenlere, kusura bakmasınlar bizim de uçuş yasağımız vardır. Benim Fatma Betül kardeşimi karşılamaya gelen soydaşlarıma karşı, onların üzerine atlarıyla, itleriyle saldırmanın neresi demokratlıktır?
- Benim Hüseyin Kurt kardeşimi yere yatırıp, köpeklere parçalatanların eski Roma'daki gladyatörlerden ne farkı var soruyorum size?
'3 DEĞİL, 5 ÇOCUK YAPIN'
- Dün kendi ülkelerine iş için gelen Türklerin, bugün kariyer sahibi pozisyonuna gelmelerinden rahatsız oluyorlar. Fabrikada çalışan Türklere itirazları yok, ama o fabrikanın sahibi olan Türklere artık tahammül edemiyorlar.
- Buradan Avrupa'daki vatandaşlarıma sesleniyorum; oralara daha sıkı sahip çıkın. Çocuklarınızı daha iyi okullarda okutun. En iyi arabalara binin. En güzel evlerde siz oturun. 3 değil, 5 çocuk yapın. Size yapılan terbiyesizliklere vereceğiniz en güzel cevap budur.
'16 NİSAN'DA AVRUPALI FAŞİST SİYASETÇİLERE HADLERİNİ BİLDİRECEĞİZ'
- Eskişehir, 16 Nisan'da Avrupalı faşist siyasetçilere hadlerini bildirmeye hazır mı? Eskişehir, 16 Nisan'da Avrupa'da yaşayan 6 milyon vatandaşımıza destek olmaya hazır mı?
- Türkiye Barolar Birliği Başkanı (Metin Feyzioğlu) da oraya gitmiş. Güya hukukçu, yanında da profesörü var. Orada teröristlerle, Türkiye'den kaçıp Avrupa'ya giden teröristlerle ortak toplantı yapıyor. Siz nasıl hukukçusunuz?
- Bir baro başkanı, kalkıp da böyle bir çalışmaya katılabilir mi ya? Üstelik sen hukuk çiğneyen kişilerle nasıl bir arada olursun? Sen bu ülkede nasıl hukukçu kılığıyla dolaşacaksın ya?
- İşte bunların hadlerini bildirmek için, 16 Nisan'a kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Unutmayın, kale içeriden fethedilir. Hanım kardeşlerim, sizleri evlerde bu 18 maddeyi anlatmaya davet ediyorum.
'KILAVUZU KARGA OLANIN…'
- Batı'nın bu cumhurbaşkanlığı sistemine niye karşı olduğunu anladım. Peki içimizdeki Hollandalılara ne oluyor?
- Ana muhalefet ve başındaki zat, anayasa değişikliğini karalamaya çalışıyorlar. Sağa dönüyorlar gençlere, sola dönüyor parlamentoya hakaret ediyor. Bununla da kalmıyor, Suriyeli muhacirleri milletimize hedef göstermeye çalışıyorlar.
- Hollanda'daki ırkçılar, kendi ülkelerindeki Müslümanlar için ne yapıyorsa, bunlar da aynı taktiği burada uygulamaya çalışıyorlar. Kılavuzu karga olanın nokta, nokta, nokta. Kılavuzu Avrupa'daki faşistler olanın varacağı tek yer, 1940'ların CHP'sidir.
- Meclis'te elbette temsil imkanı olacak, ama bu CHP kafasıyla biz CHP'li bir cumhurbaşkanı göremeyiz. Torunları da göremez.
- Geçenlerde bir televizyon programında 'Evet çıkarsa istifa eder misiniz?' diye soruluyor. 'Niye istifa edeyim ki?' diyor. Daha önce dedi de zaten, istifa etti mi? 7 seçim kaybetmiş, istifa etmemiş. Varsın 8 seçim kaybetsin, ne olacak ki?
KILIÇDAROĞLU'NA: HAY AĞZINA SAĞLIK
- Çıkmış bir radyo programına, 'Cumhurbaşkanı başka partiden, başbakan başka partiden çıkarsa ne olur, kavga çıkmaz mı?' diyor. Hay ağzına sağlık. Yanlışlıkla da olsa, doğruyu söylemiş. Akrep yelkovanlı saat gibi. Bir kere de olsa doğru söyleme durumu var.
'MECLİSİ GÜÇLÜ DENETİM İMKANLARIYLA DONATIYORUZ'
- Ne diyor bu Kılıçdaroğlu? 'Artık meclis kapatılıyor' diyor. Meclisin kapatıldığı falan yok, dürüst ol, dürüst. Kanun teklif etme yetkisi cumhurbaşkanının değil, meclisin. Bütçe dışında cumhurbaşkanı hiçbir teklifte bulamaz.
- Eski sistemde kanun tasarıları yoluyla hükümetler meclisi kontrol altında tutuyordu. Yeni sistemde böyle bir imkan kalmıyor. Meclisten alınsalar bile istifa ederek kabineye girme durumundalar.
- Şimdi diyorlar ki; cumhurbaşkanı kararnamelerle yönetecek ülkeyi. Bak anayasanın tüm maddeleri, cumhurbaşkanı kararnamelerinin üstündedir.
- Değerli kardeşlerim, cumhurbaşkanının yasamayı devre dışı bırakma ihtimali kesinlikle yoktur. Meclisi cumhurbaşkanına karşı güçlü denetim imkanlarıyla donatıyoruz.
- Ana muhalefetin başındaki zat, 'cumhurbaşkanı istediği zaman meclisi feshedebilir' diyor. Bir kere ortada fesih diye bir şey yok.
- Cumhurbaşkanı ile meclis, belli şartlar altında her ikisini de kapsayacak şekilde erken seçime gidiyor. Cumhurbaşkanı meclisi seçime götürüp kendisi yerinde kalmıyor. Aynı anda, aynı gün seçime gidiyorlar. Bu düzenlemenin amacı da, geçmişte yaşadığımız tıkanıklıklara meydan vermemektir.
- Değerli kardeşlerim, bakınız askeri mahkemeler kapatılıyor. Yargıdaki çift başlılık ortadan kalkıyor. Yani hem askeri mahkeme, hem sivil olmayacak. Sadece sivil olacak. Dolayısıyla yargının bağımsızlığına geçiyoruz, bağımsızlığının yanına bir de tarafsızlık geliyor. Yargı hem bağımsız hem tarafsız oluyor.
- Üçüncüsü de HSK'nın yapısı değişiyor. Diyor ki, 'HSK'yı da cumhurbaşkanı atıyor'. 7 tanesini meclis atıyor. 2 üye, bir tanesi Adalet Bakanı, diğeri de müsteşardan oluşuyor. Bu sistemin ülkenin, devletin çıkarlarına aykırı hiçbir tarafı yoktur. Yargı güçlü olacak, Türkiye güçlü olacak. Miletimiz böylece güçlü olacak.
'GENÇLERİ SİZLERLE BİRİLERİ DALGASINI GEÇİYOR'
- Bakın ben başbakan iken seçilme yaşı 30'du, biz bunu 25'e indirdik. Hatırlayın o zamanlar da ifade ederdim, şimdi 18'e indiriyoruz. Bunlar 'ya çoluk çocuğa mı bırakacağız' diyor. Seçmek zordur, seçilmek değil. Zor olana 'Evet' diyorsun, kolay olana 'Hayır'.
- 18 yaşındaki gençlerimizden niye rahatsız oluyorlar? Meseleyi askerliğe bağlayacak. Genç kızlarımızı niye yok sayıyorlar? 600 milletvekilinin boş yere maaş alacağını söyleyerek, milli iradenin temsilcilerini tahkir ediyorlar.