Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) askıya çıkarttığı orta öğretim müzik dersi taslağından, dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın adını çıkartmıştı.
Say, konuyla ilgili Instagram sayfasından yaptığı açıklamasında, "Bir sanatçı müfredattan korkmaz. Müfredat nedir ki?" dedi. "Müfredat sadece okul değildir. Müfredat gönüllerde olan bir şeydir" ifadelerini kullanan Say'ın paylaşımı şöyle:
"Bana Milli Eğitim Bakanlığı Müfredatından çıkarılmam soruluyor, pek çok dostum bu duruma çok üzüldüğünü sayfama yazmış.
Yani dostlar
Üzülecek bir durum yok.
Müfredat sadece okul değildir. Müfredat gönüllerde olan bir şeydir.
Müfredat anne ve babanızdır, sizi özgür bir birey olarak topluma kazandırmaya çalışan.
Size kitap veya müzik tavsiye edebilen aydın dostlarınızdır. Çevrenizdir, hayatla ve sanatla ilgili herşeyi tartışan, tartışarak öğrenen, bilinçlenen, hata yapa yapa doğruyu öğrenen.
Bütün bir internet evreni bilgi ile kültür ile doludur araştırmaya merak salanlar için, şu naçizane benim sosyal medya sayfam bile benim müziğimi ve bildiklerimi aktarma gayretinde olduğum bir mecradır bir yandan.
…
"Üzücü" olan bir şeyler var elbet topluma söylenen;
Yani şimdi birileri gelip de "Bu ülke komple değişti beyler, eskiden değer olarak sunulan şeyler değersizdir artık, bu toplumun sanatçısına değer vermesi gerekmez" diyor olabilir.
Sanat, bilim ve pek çok şey çiğneniyor olabilir, binlerce akademisyen işinden uzaklaştırılıyor olabilir… Türkiye'nin kaybıdır.
Haksızlıklar ortadadır aynı hiçbir suçu olmayan sanatçı dostlarımızın ihraç edilmeleri gibi.
Bu ülkede nice nice değerli sanatçı, aydın, hapisler yattı, öldürüldü, sürüldü, kovuldu.
Bu yasakçılık, bu zihniyet kendisinin katilidir aslında.
60-70 yıl boyunca Nazım Hikmet'e "vatan haini" denilmesi Nazım'ı büyültmüş bunu yapanları küçültmüştür. Nazım nesiller boyu bir efsaneye dönüşürken bu yasakçılar tarihten silinmiştir.
Sözün sonu;
Bir sanatçı müfredattan korkmaz. Müfredat nedir ki?
Bir sanatçı yaratamamaktan, üretememekten korkar.
Ha.. bir de; hiç bir dayanışma göstermeyen meslektaşlarından sakınmalıdır haliyle!"