8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bir kez daha kadının toplumdaki yerini tartışmaya açtı.
İstatistiki verilerin ortaya koyduğu tablo da bazı acı gerçekleri gözler önüne serdi. Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar pek çok alanda erkeklere göre dezavantajlı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun ‘İstatistiklerle Kadın 2016' çalışmasına göre kadın, eğitimden çalışma hayatına kadar birçok temel alanda erkeklerle aynı oranda temsil edilemiyor.
Verilere göre okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı hala erkeklerden 5 kat fazla. Türkiye genelinde okur-yazar olmayanların oranı erkeklerde yüzde 1.8, kadınlarda ise bu oran yüzde 9.
Öte yandan kadınlar istihdamda geride, işsiz kadın sayısı ise erkeklere oranla fazla. Türkiye'de istihdam oranı erkeklerde yüzde 65, kadınlarda yüzde sadece 27.5 seviyesinde. Eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı daha yüksek olsa da kadınlar, elde ettikleri ücret bakımından da erkeklerin gerisinde kaldı.
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı ve eski CHP Adana Milletvekili Prof.Dr. Nevin Gaye Erbatur, RS FM'de Türkiye'de siyaset ve çalışma hayatındaki yerini değerlendirdi. Erbatur, kadın gözüyle kadınların sorunlarına bir kez daha dikkat çekti.
'KADIN YASA ÖNÜNDE EŞİT OLSA DA TOPLUMSAL ROLÜ FARKLI'
Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur, kadının eğitimde fırsat eşitliğine sahip olmamasının temel nedeninin 'toplumsal cinsiyet rolleri' olduğunu söyledi. Erbatur, yasa önünde kadın ve erkeğin eşit olduğunu belirtti ancak 'toplumsal cinsiyet rolleri' nedeniyle bu eşitliği hayata geçirmenin mümkün olmadığını kaydetti:
"Biz biyolojik olarak kız ve erkek çocuk olarak doğuyoruz. Ama kadın ve erkek olarak yetiştiriliyoruz, toplumun bize biçtiği rollere göre şekilleniyoruz. Anayasa'nın 10'uncu maddesi 'Kadın-erkek eşittir. devlet bu eşitliği sağlamakla yükümlüdür' diyor. Buna rağmen bizim ülkemizde kadınlar eğitimden hala eşit yararlanamıyor. Neden, çünkü geleneksel olarak 'kadın eğitim almasa da olur, erken evlendirelim, evinin kadını olsun' gibi bir anlayış hakim. Bu anlayışı değiştirmek gerek. O eşit eğitimi aldıktan sonra yaşamını nasıl sürdüreceğine kadınların kendilerinin karar vermesi lazım."
'EĞİTİM SİSTEMİ KIZ ÇOCUKLARINI DESTEKLEMELİ'
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nevin Gaye Erbatur, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine de vurgu yaptı. Türkiye'de bunun hala çok yaygın bir gelenek olarak devam ettiğini belirten Erbatur, bu nedenle çocuğun okula gitmesi ve eğitim alma şansının ortadan kalktığını söyledi.
Kadınlarda okuma-yazma oranının düşük olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Nevin Gaye Erbatur, eğitim sistemini işaret etti:
"Eğitim sistemimizde yapılan değişiklikle 4+4+4 sistemine geçince, dördüncü sınıftan sonra kız çocukları okuldan alınıyorlar. Diploma alamadığı için de pek çok alanda zor durumda kalıyor. Öncelikle bu ülkede yaşayan tüm kadınların okur-yazar olmasını sağlamamız lazım. Çünkü kadınlar ne kadar eğitilirse, onların çocukları da o kadar eğitilmiş oluyor."
'ÇALIŞAN KADININ KOŞULLARI KOLAYLAŞTIRILMALI'
Eski CHP Adana Milletvekili Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur, kadınların çalışma hayatında varolması için özel önlemler alınarak, kadının önünün açılması gerektiğinin altını çizdi. Erbatur, işe alımlarda kadının önceliklenmesi ya da bir iş yerinde kadın-erkek çalışan sayısının eşitlenmesi gibi adımlar atılabileceğini söyledi.
Çalışan kadınların iş yaşamını da kolaylaştırmak gerektğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur, "Kadının iş hayatını katılabilmesini sağlamak için, mutlaka yeterli sayıda kreş olması lazım. Bu yapılmadığı sürece kadınların çalışma hayatında varolmalarını sağlamamız mümkün değil" dedi.
'KADINLARA ÇALIŞMA HAYATINDA POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMALI'
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nevin Gaye Erbatur, kadınların karar alma mekanizmalarına katılamadıklarını kaydederek, çalışma hayatında kadınlar için 'pozitif ayrımcılık' yapılması gerektiğini belirtti.
"Türkiye'deki kamu kurumlarına kaç tane kadın müsteşar, kaç tane genel müdür var? Türkiye'de üç tane kadın vali var. 180 küsür üniversitemizde, tam sayıyı bilmiyorum ama, 20 tane falan kadın rektör vardır. Kadınların yönetici olması, karar verme mekanizmasında olması, kadın bakış açısının o iş yerine yansımasına sebep oluyor. O yüzden de kadınlar ve erkeklerin eşit oranda her alanda temsil edilmesi gerekiyor."
'KADINLAR ÖZGÜRLEŞMELİ'
Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur'a göre kadına sağlanmayan bu eşitlik aslında kadına yönelik bir şiddet. Çünkü bir baskı unsuru.
Toplumdaki genel anlayışın 'kadın evden çıkmasın' yönünde olduğunu belirten Erbatur, çalışan kadının ekonomik özgürlük ve güç elde ettiğini ancak erkeklerin kendi gücünü devam ettirmek için bunu istemediklerini savundu. Prof. Dr. Erbatur'a göre kız çocuklarının okutulmamasının sebebi de bu.
"Kız ve erkek çocuklarımızı eşit bireyler olarak yetiştirirsek, onlar bunu öğreneceklerdir. Maalesef bizim ülkemizde kadınlar kendi kararlarını veremiyorlar. Bizde kadınlar özgür değil, mesele buradan kaynaklanıyor. Kadınlar özgür bireyler olmadıkları için ve ailede baskı altında tutulduklar için, bu sorunları çözmemiz, aşmamız mümkün olmuyor. Kadının özgürleşmesini sağlamamız lazım."
'YÖNETİCİLERİN SÖYLEMLERİ EŞİTLİĞİ DESTEKLEMELİ'
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur, Türkiye'de kadın-erkek eşitliğinin önündeki engelleri kaldırmak için pek çok yasal değişiklik yapıldığının altını çizdi, ancak uygulamada bunların hayata geçirilmediğini söyledi.
"Zihniyet değişikliğine ihtiyaç var" diyen Erbatur sözlerine şöyle devam etti:
"Özellikle yöneticilerin kullandıkları sözcükleri çok dikkatli seçmeleri lazım. Bir yöneticimiz eğer 'kadın-erkek eşit değildir' diyorsa, o zaman bizim kadın erkek eşitliğini bu ülkede anlatmamız son derece zor. Bunu yapmadığımız zaman, o zaman kadın pasif kalıyor, yaşamını sürdürebilmek için şiddeti sineye çekiyor. Devlet bunu için var olmalı. O kadınların, o şiddeti çekmesini önlemek lazım."
'KADINLAR SİYASETTE YER ALMALI, TEMSİL EŞİT HALE GETİRİLMELİ'
Eski CHP Adana Milletvekili Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur, kadının siyasi hayattaki varlığının önemine de dikkat çekti ve kadınların mutlaka karar verme mekanizması olan siyasette varolması gerektiğini söyledi:
"Hem yerel hem ulusal siyaset. Kadınların milletvekili, bakan olması pek çok şeyi değiştirebilir. Kadınlarla ilgili yasal değişiklikler kadın milletvekillerinin gayretiyle olmuştur ülkemizde. Ama maalesef ülkemizde bizim kadın milletvekili oranımız yüzde 14. Gerçekten çok düşük bir oran. Dünya parlamentolarına baktığınızda ortalama yüzde 24'lere çıktı. İskandinav ülkelerinde de bu oran yüzde 40'ın üzerinde. Orta Afrika ülkelerinde de yine yüzde 40'ların üzerinde, çünkü Anayasalarına kadınlar için pozitif kota koydular. Dolayısıyla kadınların temsilini eşit hale getirmeye çalıştılar."
