‘ANAYASA MAHKEMESİ'NDEN BİR YANIT ALAMADIK'
Geçen süre içerisinde biz önce Anayasa Mahkemesi'ne bir başvuru yaptık. Temel gerekçemiz şuydu:
‘Kişi özgürlüğü ve güvenliği' hakkı nedeniyle anayasanın 19. maddesine göre bu tutukluluk halinin sona erdirilmesi gerektiğini çünkü uzaması nedeniyle bir hak ihlali olduğunu ileri sürdük. Anayasa mahkemesine yaptığımız bu başvuruya, ‘Evet sizlerin başvurusunu aldık, şu esasa kaydettik, inceleyeceğiz' şeklinde bir yanıt henüz alamadık ama başvuru yaptığımızı biliyoruz. İstanbul'daki ceza usülü hükümlerine göre başvurumuzu Anayasa Mahkemesi'ne gönderdik" şeklinde konuştu.
‘ANAYASA MAHKEMESİ BAŞVURUYU DERHAL ELE ALIP SONUÇLANDIRMALIDIR'
İlkiz neden AİHM'e başvurduklarını anlattı:
‘BUNUN BİR HAK İHLALİ OLDUĞUNA KARAR VERİN'
"Anayasa Mahkemesi ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir hak ihlali kararı verirse Türkiye'deki uygulamalarını bu hak ihlalinin özelliğine ve verilen kararın içeriğine bakarak değerlendirirsiniz. Bu şunu gerektirebilir: Ya yeni bir kanun yaparsınız, örneğin hak ihlaline sebep olan kanunun o maddelerini değiştirirsiniz veya o anlamda başka bir hukuki tedbir alarak hak ihlalini giderirsiniz. Hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin hem Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlalleri nedeniyle vermiş olduğu kararları bu şekilde iç hukuka bir etkisi, bir öğretici yanı, bir onarma gücü vardır.
‘GAZETECİLERİN TUTUKLANMASI İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN İHLALİDİR'
Türkiye'de bu tür uzun tutukluluk halleri artık verilmiş olan kararlara bakmak suretiyle böyle uygulanmamalıdır. Örneğin tutuklama kararları verilmemelidir. Örneğin Ahmet Şık ve Nedim Şener'in Türkiye kararına bakın. Uzun tutukluluk hali nedeniyle hak ihlali vardır denmiştir ama çok daha önemli bir tespit yapılmıştır. Bu şekildeki soruşturmaları açmak suretiyle gazetecilerin tutuklanması ifade özgürlüğünün ihlalidir, denmiştir. O zaman 2010, 2012 yıllarına rastlayan bu kararları dikkate almak suretiyle,bir imtiyaz olarak algılanmamasının altını çiziyorum, gazeteciler tutuklanmaz. Gerekçeside çok açıktır. Çünkü gazetecilik faaliyeti suç sayılmaz. O yüzden önümüzde Ahmet Şık, Nedim Şener kararlarının var olmasına rağmen henüz bu konuda gerekli adımları atmamış bir yargı sistemi içerisinde Cumhuriyet gazetesi için verilecek olan bir karar aynı şekilde tutuklu gazetecileri de etkileyecektir. Etkisi budur ve sonuçlarının bu olması da bizim tarafımızdan bir beklentidir."