"Toplantılar neden iptal edildi, iptal edilmeseydi ne olurdu?" sorusunu yanıtlayan Kılıç şu noktaya dikkat çekti:
"Oradaki iptal siyasi bir çerçevesi olmayan bir olay. Salon kültürel etkinlik için kiralanıyor. Belediye oranın AK Parti için kiralandığını biliyor. Ama 1 gün kala öğreniyor ki Adalet Bakanı konuşma yapacak. Hatta Federal Adalet Bakanı dahi son gün öğreniyor ki Türkiye'nin Adalet Bakanı buraya geliyor konuşma yapacak. Yani şark kurnazlığı ile arka kapıdan girmeye çalıştıkları için, Belediye haklı olarak ‘ben buranın güvenliğini sağlayamam, güvenlik önlemlerini sağlamadık, bütün Avrupa'dan insanlar gelir buraya Bakanı dinlemek için kapasitemiz de yetmez' diyerek iptal etmiştir. Yoksa ‘siyaseten sen buraya gelemezsin' dememiştir. Nitekim Zeybekçi görüşmeler yaptı. Evet kampanyacıları kendilerini düşünce hürriyetinin gazisi gibi göstermeye çalıştıkları için böyle bir duygusal çıkış söz konusu. Sırf kendi seçmenlerini hareketlendirmek için, Türkiye'nin dışarıdaki diplomatik itibarını sıfırladılar."
Almanya'da seçim kampanyası yapmak için gerekli prosedürlerin uygulanmasını gerektiğini belirten Kılıç "Mahkemelerin vermiş oldukları kararlar, yasalar var. 2016 yılında bir mahkeme, yabancı devlet adamları ve hükümet üyelerinin Almanya üzerinde seçim kampanyaları yapmalarını hükümet iznine bağlı olduğuna hükmetti. Aynı yıl anayasa mahkemesi bunu onayladı. Bu, buradaki bütün siyasetçileri kapsar. Yani Türkiye'den bir cumhurbaşkanı veya hükümet üyesi burada bir seçim kampanyası yapacaksa Almanya buna izin vermek ya da vermemek durumundadır. Almanya bugüne kadar hükümet çerçevesinde bunu engellemek gibi bir yola gitmedi. Hala diplomatik çerçeveyi koruyor ama Türkiye'den gelenler buradaki usullere uymuyor, önceden bildirimde bulunmuyor. Biz bu işi sürprizle hallederiz gibi bir yola gidiyorlar. Bu da işlemiyor" dedi.
'NAZİ BENZETMESİ YAPMAK, SİZE SÖZLÜ SAVAŞ AÇTIM DEMEKTİR'
Nazi benzetmesine de değinen Kılıç "Almanya 2011'den beri bazı konularda tahammül ediyor. Erdoğan, Almanya'yı PKK'ya destek vermekle suçladı. Almanya alttan aldı, diplomatik dili bozmadı. Ama Nazi benzetmesi yapmak sadece tarih ve diplomasi bilmemek anlamına gelmiyor, ‘ben size sözlü olarak savaş açtım, benimle kavga edin' demek anlamına geliyor. Erdoğan'ın sürekli Avrupa ülkelerini tehdit ederek, küfür ederek dış politikayı yürütmeye çalışması duvara vurdu" değerlendirmesini yaptı.
'ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ HİTLER'İN YAPMAK İSTEDİĞİ DEĞİŞİKLİK İLE BENZER'
Anayasa değişikliğinin neler getirip, neler götüreceği tartışılırken Avukat Kılıç önemli bir uyarıda bulundu:
"Almanya, kendi Nazi geçmişi olduğu için, başka ülkelerde diktatörlüklerin yerleşmesine izin verecek bir kampanya içerisinde bulunamaz. Maalesef getirilmek istenen değişikliklerle karşılaştırılırsa, 1933'te Hitler'in yapmak istediği anayasa değişikliği ile benzerdir. Şu da açık Avrupa topluluğunun ülkeleri kendi toprakları üzerinde ölüm cezası için reklam yapılmasına izin vermek zorunda değiller."