‘AK Parti, bayrağı göndere çekerek Kürt seçmene mesaj verdi’

MHP ve AK Parti'nin bir koalisyon görüntüsü verdiğini hatırlamamız gerektiğini söyleyen Kemal Göktaş, "7 Haziran akşamı Devlet Bahçeli'nin, HDP'nin oturduğu meclis salonunu flu gördüğünü açıklamasından itibaren bunun adım adım örülmeye başladığını söyleyebiliriz. Bu birlikteliğin temel siyasi argümanı aslında AK Parti'nin 7 Haziran'dan sonra uygulamaya başladığı politikalarda yatıyor. Bu da Kürt sorununda çözüm sürecinin sonlandırılması, çokça eleştirilen HDP'li vekilllerin tutuklanmasına kadar giden bir politika.

Bunun temel parametresi, güvenlikçi politikalara ağırlık vermek, çözüm sürecinin olmaması. 15 Temmuz'dan sonra FETÖ karşıtlığı ile perçinlendi bu politika. Burada Kürt sorunu çok temel rol oynuyor. AK Parti'nin Kürt sorununda girdiği yeni rota MHP tarafından tasvip edilmiş ve MHP'nin iktidarda olsaydı yapacağı türden uygulamalar devreye sokulmuştu. Bu açıdan Barzani'nin ziyaretinde Kürdistan bayrağının çekilmesi yeni bir şey olmamakla birlikte referandum sürecinde iki parti arasındaki ilişkilerde ciddi bir kriz görüntüsü verdi. Ama ben bunun referandum sürecinde MHP'nin verdiği desteği etkilemeyeceğini düşünüyorum. Nitekim Bahçeli'de bunu çok açık bir şekilde ifade etti dünkü tweetlerinde" şeklinde konuştu.

‘BAHÇELİ, HEM ELEŞTİRDİ, HEM DE ‘EVET'TE ISRAR ETTİ'

Göktaş, CHP'nin tepkisini ise dikkat çekici buldu:

"CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, Bahçeli bu işe ne diyor diye bir kışkırtıcı soru sordu. Onun ardından Bahçeli'nin grup konuşması ve dünkü tweetleri geldi. Burada MHP tabanının bundan rahatsız olacağını kestirmek güç değil. MHP tabanı zaten anketlerinde gösterdiği üzere ikiye bölünmüş durumda. Bazen ‘evet' oylarının daha çok geride kaldığını ama her daim ‘hayır' oylarının baskın olduğunu görüyoruz. Bunu biraz daha etkileyebilir elbette. Ama Bahçeli'nin çıkışı, ‘evet'e devam edeceğiz demesi bir tür partinin bu işi sahiplendiğini, ‘evet'le bunun ilişkisi olmadığı yönünde bir intiba yaratmaya yönelik manevra olarakta değerlendirebiliriz. Hem onu eleştirdi, hem de ‘evet'te ısrar etti. Ama nesnel olarak bunun oylarda bir hareketlliğe neden olacağı söylenebilir."

Gazeteci Kemal Göktaş, Güneydoğu'daki Kürt seçmenin oyunun önemli olduğunu söyleyerek devam etti:

"Güneydoğu'da çok ciddi bir şekilde ‘hayır' oyu var. HDP'nin ‘hayır' kampanyasını daha başlatmadığı ortamda yüzde altmış civarında bir hayır oyu görünüyordu. AK Parti'nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin bayrağını göndere çekerek oraya bir mesaj verdiği düşünülebilir. Orada da boykot ya da ‘evet' eğilimlerinin güçlendirilmesinde sıkıntı yaşıyor AK Parti. Boykot bir ölçüde daha önde gidiyor gibi görünüyor ama onu evet'e ya da boykotla sabitlemeye yönelik bir manevra olarakta düşünülebilir.

‘BU KAMPANYANIN KÜRT SORUNU EKSENİNDE KARMAŞIK BİR SİYASAL DÜZLEM VAR'

Ama bu meselenin Kürt sorunu ve bunun etrafında gelişen bir söylemin, bir politik tutumun referanduma doğru gittikçe biraz daha öne çıkabileceğini biraz daha partilerin bunun üzerinden gidebileceğini söyleyebiliriz. Burada da çok karışık bir siyasal manzara var. Kürt seçmenin bir bölümünün ‘hayır' kampanyasındaki bazı vurgulardan rahatsız olduğu gözlenebiliyor. Milliyetçi vurguların ‘hayır' kampanyasında öne çıkması Kürt seçmende bir rahatsızlık yarattığı söylenebilir ve iktidarın bu tür manevralarıyla hiç değilse kazanabildiği kadar oy kazanmaya çalışması söz konusu olabilir. Ama verisel anlamda MHP tabanındaki tepkileri hesaba katmak durumunda. Dolayısıyla bu kampanyanın kürt sorunu ekseninde karmaşık bir siyasal düzlem var. MHP'nin AK Parti ile olan ittifakının kolay bozulacağını düşünmüyorum. Bu birazda kışkırtılan bir tartışma oldu. Çünkü başta söylediğim üzere MHP, Kürt sorununda AK Parti'nin girdiği yönelime büyük destek vermişti. Kolay kolay bu ittifakın referandum öncesinde sona ereceğini söyleyemeyiz."