Suriye'nin Lazkiye bölgesinde, 2013'ün ağustos ayında 14 silahlı grup birden saldırıya geçti ve Betül'ün ailesinin yaşadığı köy bir anda çatışmanın tam ortasında kendini buldu.
'BABAMI KORUYAMADIK'
Çatışma sesleri güçlenince ailesinin evden çıkıp arka bahçede saklandığını söyleyen Betül, "Babam bir süre sonra, eyvah, onlar eve girdi, dedi. Teröristler korkunç görünüyordu. Onlara özgü sloganlar atıyordu. Sonra arka bahçeye girip babamı vurdular, onu koruyamadık. Sonra köyün tüm kadın ve çocuklarını evimizde toplamaya başladılar" dedi.
'ESİRLERİ NEDENSİZ VURDULAR'
Evlerinin kısa sürede hapishane, işkence odası ve karargaha dönüştürüldüğünü aktaran Suriyeli kız, o korkunç günleri şöyle anlattı: "Onlarla tartışan esirleri vuruyorlardı. Bazen nedensiz vurabiliyorlardı esirleri. Evimiz kanla dolmuştu."
Suriye ordusu saldırıya geçince esirlerin başka yerlere taşındığını belirten Betül, "Bize ÖSO militanları gözcülük yapıyordu ama onlar Nusra'dan emir alıyordu" ifadelerini kullandı.
'GÜNEŞİN HAYALİNİ KURUYORDUK'
Esirlerin tutulduğu yerde tüm pencerelerin kapalı olduğunu anlatan Suriyeli kız, "Güneşi görmüyorduk. 5 dakikalığına olsa bile güneş görmeyi hayal ediyordum" dedi.
Militanların korkunç görünüşünü hala unutamadığını söyleyen Betül, "Şimdi de yalnız başıma sokağa çıkmaya korkuyorum. Her yerde bana amcam eşlik ediyor. İçimize korku tohumlarını ektiler" diye konuştu.
'PERDELERİ KAPATMAYA DEVAM ETTİK'
Hükümet ve militanlar arasında esir değişimi sonucu özgür kalan Betül, özgürlüğünün ilk birkaç gününü hastanede geçirdi. Suriyeli kız şunu söyledi: "Hastanede 4 ünite kan verdiler bana. Tükenmiştim. Normal hayata döndükten sonra bile teröristlerin her an dönebileceği korkusuyla perdeleri kapatmaya devam ettik."
Suriyeli kız, "Onlar, esarette geçirdiğimiz günleri birilerine anlatmamız durumunda geri dönüp bizi tekrar esir alacaklarını söylediler" diye ekledi.