2015 ortalarından beri İsrail ve Suudi Arabistan temsilcileri açık platformlarda birlikte görüntüler, karşılıklı ziyaretler de yapıldığı medyaya yansıdı. Hal böyleyken ABD’de Donald Trump yönetiminin işbaşına gelmesiyle farklı iddialar ortaya atılmaya başlandı. Son olarak Die Welt gazetesi, Trump yönetiminin Ortadoğu’da İran’a karşı Körfez monarşileri ile İsrail’in de katılacağı NATO tipi bir ittifak tesis edebileceği iddialarına yer verdi.
İsrail ile Suudi Arabistan ve Körfez ilişkilerini Moşe Dayan Merkezi’nden Ceng Sağnıç ile konuştuk.
'ÖNCE DİPLOMATİK İLİŞKİ GEREKİR'
'YEMEN SAVAŞIYLA KÖRFEZ'DE ZATEN İTTİFAK OLUŞTU'
'İSRAİL'İN DESTEĞİNİ BEKLEMEK ANLAMLI DEĞİL'
Bu ittifakın başlangıcı için 2011’e Bahreyn’deki iç karışıklığı koyan Sağnıç, Suudi Arabistan’ın bu karışıklığa müdahale ettiğini anımsattı. Sağnıç, “Böylesi bi askeri ittifak zaten devam ederken buna İran ile benzer çıkar çatışması yaşayan İsrail’in dışardan ya da sessiz bir destek verip vermeyeceğini beklemek aslında pek anlamlı değil. Zaten böyle bir destek beklemiyor. Bu desteğin somut bir karşılığının olmasını beklemek de yanlış olacaktır” tespitini yaptı.
'ARTIK FİLİSTİN SORUNUNDAN DAHA ÇETREFİLLİ SORUNLAR VAR'
'İRAN DESTEKLİ HUSİLER, RİYAD İÇİN CİDDİ TEHDİT OLUŞTURUYOR'
‘ABD ASKERİ KIZILDENİZ'DEKİ VARLIĞINI ARTTIRDI'
'BÖLGEDE KİMSE DEMOKRASİYE İNANMIYOR, KİMSE ILIMLI FİKİRLERE SAHİP DEĞİL'
Peki Körfez ülkeleri zaten mutlak monarşilerle yönetilirken, Suriye’de destekledikleri cihatçı unsurlar üzerinden sözünü ettikleri ‘demokrasi gündemi’ ne anlama geliyor?
“Geçtiğimiz 3 yıl içerisinde Suudi Arabistan’ın Katif’te çok ciddi sorunlar yaşandı. Bu sorunların Bahreyn ile de bağlantısı var. Bahreyn’de güçlenmiş bir Şii hareket var. Bahreyn’deki Şii muhalefetin gelişen mezhepsel algısı dolayısıyla elbetteki Suudi Arabistan’daki Şiiler üzerinde ciddi bir etkisi var. Buradaki Şii sorunu çözülmüş değil. Benzer şekilde haritaya bakılırsa Yemen’in olmadığı bir Suudi Arabistan bir kara devletine dönüşmüş olacak yüzde 70 oranında.”
'DEMOKRASİLERDEN ZİYADE RASYONEL AKTÖRLERE YOĞUNLAŞMALI'
Ortadoğu’da demokrasilerden ziyade rasyonel aktörlere yoğunlaşmak gerektiğini düşünen Sağnıç, “İçişlerinde demokratik olmaları farklı birşey ama rasyonel davranan aktörler ile ilgili yorumlar yapmayı daha doğru biliyorum. Çünkü Ortadoğu’nun tamamında demokrasi dediğimiz şey kültür olarak ya da sekülerizm batılı bir kült olarak yerleşmiş değil” görüşünde. “Farklı formları Katar’da, İran’da, hatta Mısır’da zuhur ediyor. Hal böyle olunca tanım olarak demokrasi pek ortaya çıkmıyor. Veya ideolojik yayılmacı anlayış sadece Suudi Arabistan’a has bir şey değil” diyen Sağnıç, şöyle devam etti: “Yemen’de Hizbullah’ın da varlığından bahsediliyor. Bu da bir ideolojik yayılmacılık. Türkiye Kürtlerine bağlı örgütler Irak’ın içerisinde bulunuyorlar. Bu da bir ideolojik yayılmacılık. İdeolojik yayılmacılık herkes için geçerliyken, bunu ortaya koymanın pratik bir manası yok.”