ABD, Türkiye ve ÖSO’nun olası Menbiç operasyonunu engellemek için bölgeye asker yolluyor ve ağır silah ile zırhlı araç sevkiyatı yapıyor. Böylece ABD, bir yandan Türkiye ile birlikte hareket ettiğini söylüyor, öte yandan Türkiye’nin karşı çıktığı bölgedeki PYD/YPG güçlerine destek veriyor. Bu durumda ABD, Türkiye açısından karşı safta yer almış gibi görünüyor. Bu koşullarda Menbiç ve Rakka bölgelerinde IŞİD’e karşı operasyonlar, nasıl ve hangi güçler tarafından yürütülecek?
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan güvenlik uzmanı ve eski asker Abdullah Ağar şu değerlendirmelerde bulundu:
Amerika Birleşik Devletleri, özellikle Kobani tarafında yapmış olduğu büyük üs üzerinden gerçekleştirdiği indirmeleri ile Menbic bölgesine sürekli silah, mühimmat ve teçhizat takviyesi yaptı. En son da bölgeye zırhlı araçların geldiğini görmeye başladık.
Bu fotoğraf aslında Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında yaşanan ciddi anlamda bir krizin göstergesi. Çünkü sonuçta bu YPG/PKK yapılanmasının, bir şekilde o coğrafyada etki üretebilecek şekilde veyahut tabii hale gelecek şekilde varlığını devam ettirmesi, Türkiye açısından çok anlam taşıyor. Sebebi de şu: Türkiye, eninde sonunda oradaki yapıyla bir şekilde bir mücadeleye girişmesi gerektiğini biliyor. Çünkü o yapı, sonuçta Türkiye’nin gelecek dönemde, orta ve uzun vadede, bekasını tehdit edecek, güvenliğini tehdit edecek, üniter yapısını tehdit edecek bir oluşum.
Burada Amerika’nın ortaya koymuş olduğu temel yaklaşım beni şaşırtmıyor. Çünkü sonuçta hep böyle bir fotoğraf var: ABD, kendi hedefleri ve menfaatleri doğrultusunda kullanabileceği her şeyi kullanmaya çalışıyor. Yani ABD, kendi hedefleri ve menfaatleri doğrultusunda, ister işbirliği, ister stratejik müttefiklik adı altında Türkiye’yi bir şekilde kullanmak istiyor.
Diğer taraftan ABD, YPG ve PKK’ya çok büyük bir yatırım yaptı. O yatırımın devamlılığı şu anda gözüküyor. Donald Trump, bundan yaklaşık bir ay önce bir talimat vermişti. O talimatla Rakka operasyonunun nasıl yapılacağına dair hem Pentagon’un hem CIA’in çalışma yapmalarını ve kendisine raporu geri göndermelerini istemişti. Muhtemelen o rapor bir şekilde kendisine ulaşmış. Ve muhtemelen orada, Rakka operasyonu YPG ve PKK ile yapılırsa avantajları ve dezavantajları nedir, Türkiye ile yapılırsa avantajları ve dezavantajları nedir, Türkiye ve YPG’nin kullanıldığı müşterek bir operasyon yapılırsa avantajları ve dezavantajları nedir diye belirtilmiştir. Böyle bir yaklaşım açısından en avantajlı olan, Türkiye ile YPG’yi Rakka operasyonunda beraber görmek.
Şimdi Türkiye buna kesinlikle yanaşmıyor. Suriye’de Türkiye ile ABD arasındaki temel problem bu. Çünkü Türkiye’nin, YPG ve PKK ile bir safta yer alması, o yapı bir şekilde kendiliğinden meşrulaştırılmış olur. Dolayısıyla Türkiye, böyle bir şeye izin vermiyor. Bunun yerine Türkiye farklı bir plan sundu, farklı bir görüş ortaya koydu. Ortak adımlar henüz belirlenmemiştir. Sonuçta şu anda Türkye ile Amerika Birleşik Devletleri bir noktada değiller. Yani bu konuda hala muğlak bir fotoğraf söz konusu.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.