Donald Trump yönetiminin göreve başlamasıyla birlikte ABD-Rusya ilişkilerinde ‘iyimser' bakış giderek yerini şüphelere bırakıyor. ABD ile Rusya'nın olası işbirliği Türkiye'nin bölgesinde pek çok meselesi derinden etkileyecekken, son durumu uzun yıllar Moskova'da görev yapmış Rusya uzmanı gazeteci Cenk Başlamış ile konuştuk.
‘TRUMP'IN KAFASINDAKİNİ YAPMASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞACAKLAR'
Washington — Moskova hattında Trump'ın kampanya döneminde başlayan ılımlı havanın, dağılmakta olduğu izlenimini paylaşan Cenk Başlamış, Washington'daki müesses nizamın engelleyici rolüne atıf yaptı:
‘ABD İÇİN SOĞUK SAVAŞ ASLINDA HİÇ BİTMEDİ'
Rus-ABD ilişkilerinde sorunun daha çok ABD tarafından kaynaklandığını söyleyen Başlamış, "Çünkü Sovyetler Birliği'nin dağılması için tarihte hep Soğuk Savaş'ın bitmesini kabul ederler. Fakat buna ben katılmıyorum. Ruslar açısından Soğuk Savaş bitmişti. Fakat ABD, daha doğrusu ABD'deki bazı odaklar için ben Soğuk Savaş'ın ya da Soğuk Savaş yaklaşımının Rusya'ya karşı hiç bitmediğini düşünüyorum" anımsatması yaptı.
1990'ların sonlarında Putin iktidarına kadar Rusya'nın tarihteki en zayıf olduğu dönemlerden birini yaşadığını belirten Başlamış, Moskova'nın hafızasında canlı olan yakın geçmişe dair şu değerlendirmede bulundu:
"Rusya tamamen kendi dertleri ile uğraşıyordu. Kaos içinde bir ülke vardı. Rusya kendi dertleri ile uğraşırken ve Soğuk Savaş'ın bittiğini düşünürken ABD hiç öyle düşünmüyordu. En zayıf zamanda hem askeri olarak hem AB yardımıyla Rusya'yı kuşatmaya ve dibine kadar gelmeye çalıştı. Bunu da başardı aslında. Çünkü Rusya'nın kendisi dışında birşeyle ilgilenebilecek hali yoktu o anda. Putin'in iktidara gelmesiyle bu durum değişmeye başladı. Bizim karşımızda şimdi daha farklı bir Rusya var. Hem 1990'larla kıyaslandığında daha güçlü bir ülke var. Hem de uluslararası alanda daha çok dikkat edilen bir ülke var. Şu anda ortada biraz daha farklı bir tablo var."
‘RUSYA, BATI'NIN KUŞATMASINI YAPTIĞI HAMLELERLE KIRDI'
Sonraki süreci anlatırken, Rusya'nın ayakları üzerinde doğrulmaya başladığından beri yakın coğrafyasında Batı tarafından kuşatıldığını farkettiğini belirten Başlamış şöyle konuştu:
"Buna karşılık Rusya'nın yaptığı bir takım hamleler oldu. İlk aklıma gelen 2008'deki Gürcü savaşı. Bu, Rusya'nın kuşatılmışlığını yarmak için yaptığı bir harekattı. Kırım'ın ilhak edilmesi, Ukrayna'da Batı'nın güçlenmeye başlaması, benzer bir şekilde Rusya'nın Batı tarafından kuşatılmasına karşı attığı adımlardan biriydi. Bunlar tespitler. Hatta bu ablukayı yarmak için Rusya'nın attığı adımlara Suriye'yi de ekliyorum. Suriye'ye Rusya'nın müdahalesi aslında hem kendi çıkarlarını korumak, aynı zamanda kendi güvenliğini sağlamaya çalışmaya yönelik bir adımdı. Rusya'nın yaptığı bazı şeyler savunma refleksi ile, Batı tarafından köşeye sıkıştırılmasına verdiği tepkiydi. Sonuç olarak bu yaptığı hamleler karşısında bugün ABD'nin dikkate alması gereken bir ülke haline geldi."
‘TÜRKİYE İLE DAHA ÇOK TAKTİK İLİŞKİ KURULMAK İSTENİYOR'
‘TÜRKİYE'NİN BİR RUSYA SİYASETİ YOK'
Başlangıç, ‘Türkiye'de iktidarlardan bağımsız olarak en önemli sorunun oturmuş, iyi düşünülmüş, çerçevesi iyi planlanmış bir Rusya siyaseti olmadığı' eleştirisi de getirirken, şöyle konuştu:
"Rusya, Türkiye açısından Batı ile ilişkilerindeki havaya bağlı olarak öne çıkıyor. Türkiye'nin nasıl bir ABD siyaseti varsa Rusya'ya da başlı başına bir siyaseti olması gerekiyor. Biz bunun acısını çekiyoruz. Ne zaman Batı ile aramızda gerginlik yaşanıyor, yüzümüzü ya Rusya'ya çeviriyoruz, ya da ‘bakın yüzümüzü çeviriyoruz' tutumu takınıyoruz. Bu ben bildim bileli böyle. 25-26 yıldır Türk-Rus ilişkileri üzerine çalışıyorum. 'Türkiye'nin Rus politikası nedir?' sorusuna ben cevap veremiyorum. Yani, Rusya başından beri bu tavır değişikliklerinin farkında. Kendine göre de önlemini alıyordur diye düşünüyorum."