CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de sorular üzerine Türkiye'nin AK Parti iktidarlarının politikaları nedeniyle bu kadar büyük bir mülteci sorunu ile karşı karşıya kaldığını söyledi. Mülteci politikasının böyle olmayacağını kaydeden Altay, şöyle konuştu:
'GÜVENLİK DAHİL OLUMLU İKLİMLERİ TERS DÜZ ETMİŞTİR'
"Bizim bölgede güçlü bir devlet olarak, can ve mal güvenliğinden endişe duyan herkese şüphesiz kapımızı açmamız gerekirdi, burada görüş ayrılığı yok. Ama bu mültecilerin böyle 'hadi gelin Türkiye'nin heryeri sizin' diyerek sokağa salınması Türkiye'de güvenlik dahil bütün olumlu iklimleri ters düz etmiştir. Mültecilere Türkiye sahip çıkmalı bakabilmeli, besleyebilmeli, barındırabilmeli, eğitim sağlık dahil bütün hizmet ve imkanları sunabilmeli. Sunamıyorsa başka tedbirler bulmalı.
'SİYASİ AHLAKLA BAĞDAŞMAZ'
Ama İstanbul'un, Ankara'nın, Gaziantep'in, Kilis'in, Hatay'ın, Urfa'nın göbeğine binlerce Suriyeliyi doldurup, 'sizi vatandaş yapacağız, alın şu kartı, size para vereceğiz' diyerek bunları bankamatik misali 'oymatik' haline dönüştürmek, 'sandıkmatik' seçmen haline dönüştürmek siyasi ahlakla bağdaşmaz.
'UMUDUNU 5-10 BİN SEÇMENE BAĞLAMIŞLSA VY GELDİ ONUN HALİNE'
Hükümet, çok iyi yetişmiş, mühendis, doktor, falan, filan bunlardan istifade etmemiz lazım mantığıyla meseleye bakıyor. O da ayıpsanacak bir mantıktır. Yani iyi yetişmişleri vatandaş yapacak, iyi yetişmemiş, iyi eğitim almamışları da sokağa salacağım mantığı çok ahlaki mantık değildir. Suriyelilerden yapılacak 5-10 bin seçmene umudunu bağlamışsa Adalet ve Kalkınma Partisi vay geldi onun haline."
CHP'Lİ YILMAZ: MADEM YEDİRDİK İÇİRDİK OY KULLANSINLAR DENİLİYOR
"Türkiye'nin güvenliği bu gelen kontrolsüz göçle adeta yerle bir edilmiştir. Şimdi AK Parti, bu yumuşak karnını telafi edecek oportünist bir yaklaşımla vatandaşlık verme niyetinde. Bunların hepsi 'Madem yedirdik, içirdik, bari vatandaş yapalım da oy kullansınlar' hikayesinden kaynaklanıyor. Bu yanlış bir politikadır. Bu kadar milli bir konuda, bu kadar tek başına hareket etme hayra alamet değildir. Yani biz nasıl olsa baktık 25 milyar dolar da bütün vatandaşların parasını alıp harcadık o zaman bir işe yarasın bunlar, hadi bunları vatandaş yapalım, AK Parti'ye oy kullandıralım hikayesinden kaynaklanıyor. Yanlıştır."
SAVUNAN YAZARLARA SORDU: 2 MAAŞINI SURİYELİ AİLEYE VERİYOR MUSUNUZ?
CHP'li Öztürk Yılmaz, bu konuyla ilgili daha önce yaptığı açıklamalardan sonra hiç üzerine vazife olmayan bazı yazar çizerlerin bir anda AK Parti'nin savunuculuğunu yapmaya başladığını söyledi. Yılmaz, "Sormak isteriz. Bu kadar bu konuyu sahiplenenler, ‘mülteciler gelsin bunlara her şeyi verelim' diyenler acaba iki tane maaşını bunlara vermişler midir? Bu arkadaşlara soralım, ‘siz iki tane maaşınızı yılda bir Suriyeli aileye veriyor musunuz?' Vermiyorsanız, cimriyseniz niye o kadar 25 milyar dolar bu ülkenin, bu insanların parası harcanıyor, niye o zaman bunların avukatlığını yapıyorsunuz siz, hükümetin avukatlığını niye yapıyorsunuz?" diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN ULUSAL GÜVENLİĞİ SİYASİ OY TERCİHLERİYLE YERLE BİR EDİLEMEZ'
Hükümetten gelen Suriyelilere vatandaşlık konusunun 16 Nisan'daki referandumdan sonra ele alınacağına ilişkin açıklamaları da değerlendiren CHP'li Yılmaz, "Bunun hiçbir önemi yok" dedi. Türkiye'de devletin şeffaflığını kaybettiğini kaydeden Yılmaz, şunları söyledi:
"Kime vatandaşlık verildiğini, nasıl verildiğini biz bilemiyoruz. Bazı aldığımız duyumlara göre bu kamplardaki insanların bazılarına vatandaşlık verildiği, vatandaşlık için bazı çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Duyumlar geliyor, elimizde somut bir şey olmadığı için bir şey konuşamıyoruz. Ama şunu söyleyeyim. Bu konu AK Parti'nin yumuşak karnıdır. Çünkü savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Siz 25 milyar dolar bu 78 milyonun vergisi alıp harcadınız, madem harcadık şimdi de o zaman vatandaş yapalım nasıl olsa bize oy kullanırlar anlayışıyla gidiliyor. Bu yanlıştır. Türkiye'nin ulusal güvenliği böyle siyasi oy tercihleriyle yerle bir edilemez. Buna vicdanlı olan herkesin karşı gelmesi gerekir.