Gülen cemaati üyelerinin Türkiye'de faal olmaya devam ettiğini ifade eden Övür, doğrudan Pensilvanya'ya bağlı 'istihbarat ekiplerinin' ülkeye sızdığını savundu.
'TÜRKİYE'Yİ KOMŞULARIYLA YİNE KARŞI KARŞIYA GETİREBİLİRLER'
Bu ekiplerin cemaatin Türkiye'deki 'il imamları' tarafından bile tanınmadığını öne süren Övür, şunları kaydetti: "Yapının görünen yüzleriyle bunların bir bağlantısı yok. Ekipler direkt Pensilvanya'ya bağlı ve farklı bir ilişki ağı kurulmuş. Asıl görevleri de örgüt tehlikeye girdiğinde devreye girip, istihbarat toplamak, sadece Türkiye'de değil başka ülkelerde de iç karışıklık çıkarmak, suikastlar düzenlemek. Tabii bu yapının bazı küresel istihbarat örgütleriyle iç içe geçtiği de bir gerçek."
Övür, yazısında yapıyı yakından tanıyan birinin sözlerini de aktardı: "Aman dikkat, Rusya uçağını düşürme benzeri Türkiye'yi komşularla karşı karşıya getirecek eylemler bile olabilir."
'VERİ DATA TOPLAMA ARAÇLARIYLA GEZİYORLAR'
Söz konusu ekiplerin şirket kurup kameralar ve dinleme cihazlarıyla donatılmış 30 araca sahip olduğunu da iddia eden Övür, cemaatin bu araçlarla sokaktan devleti, siyasi aktörleri ve medyayı izlediğini vurguladı: "Araçlardaki bu sistemle plakaları tanımlayıp kimin, ne zaman nereye gittiği ve hangi aracı kullandığı saptanıyor. Bu sistem emniyetten Mobese sistemine bağlandığında çok önemli ve gizli bilgilere ulaşılabilir. Şirket bu bilgileri şantaj ve hatta suikast için bile kullanabilir."
'ŞİRKET SAHİPLERİ FETÖ'DEN İHRAÇ OLMUŞ ESKİ POLİS MÜDÜRLERİ'
Övür, şöyle devam etti: "Normal şartlarda bu sistemin sivil araçlarda olması mümkün değil, kanunsuz bu. Şirketin ortaklarına bakıldığında, birçoğunun FETÖ'den ihraç olmuş emniyet müdürleri olduğu görülmekte. Bu ekiplerin şehirlerin önemine göre her ilde olduğu söyleniyor. Mesela İstanbul'da böyle gezici istihbarat görevi yapan 7 araçtan söz ediliyor. İşin belki de en çarpıcı yanı, bu gezici gölge istihbarat ekibinin sadece Türkiye'de değil, FETÖ'nün etkili olduğu ve okullarının bulunduğu her ülkede olması."