Bilindiği üzere Kardak kayalıkları nedeniyle 21 yıl önce Yunanistan ile Türkiye arasında savaşın eşiğine gelinmişti.
Geçen ay Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, kuvvet komutanları ile birlikte Kardak kayalıklarını krizin yıldönümünde ziyaret etti. Ziyaret esnasında Yunan botu Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Kardak’a girmesini önlemeye çalıştı. Gergin anlar yaşandı.
Çözüme kavuşulmamış bu Kardak kayalıkları sorunu, görüldüğü gibi zaman zaman Türkiye ile Yunanistan arasında tansiyonların yükselmesine neden oluyor.
Peki Türkiye, iki ıssız kayalıklardan oluşan bu Kardak adacığı konusunda neden bu kadar hassas? Kardak olayının, Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir krize yol açmaması için nasıl bir çözüm yolu izlenmeli?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkan Yardımcısı, Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi, (Emekli) Büyükelçi Murat Bilhan şunları söyledi.
Kardak olayı, 1990’lı yıllarda bir ara müthiş bir sürtüşmeye, hatta sıcak savaşa varması muhtemel bir noktaya kadar yükseldi. Bugün içinde bulunduğumuz durumda bu konu hala çözülmemiş durumda. Türkiye, Uşi Antlaşması ile İtalyanlara, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanlılara verilen 12 adalardan sonra bu, Türk kıyılarına yakın ve statüleri belirlenmemiş olan kaya parçalarının aidiyetinin Türkiye’ye ait olması gerektiği görüşünde. Ama bunların hiçbir anlaşma ile statüleri tespit edilmiş değil. Bizim Kardak dediğimiz, Yunanlıların İmia dedikleri, üzerinde insanların yaşamadığı bu kaya parçalarının, Türkiye’nin güvenliği bakımından hemen Bodrum’un karşısında olması, Türkiye’yi rahatsız ediyor.
Bu durumda Türkiye’nin, kendi kıyı güvenliğini sağlayabilmesi için o kaya parçalarının güvenlik altında olmasını istiyor. Dolayısıyla Yunan mülkiyetini tanımıyor. Yani Yunanistan’ın o Kardak kaya parçalarındaki hakimiyetini tanımıyor. Tabi Yunanistan da bunun Türkiye’ye ait olmadığını ileri sürüyor.
Böyle olunca oradaki ihtilafa bir çözüm bulunması gerekiyor. Fakat bu çözüm şu ana kadar bulunabilmiş değil. Dolayısıyla bu olayın süregelen ihtilafların ancak soğukkanlılıkla, sıcak çatışmaya dönüşmeden zaman zaman durdurulması gerekiyor. Oturup oranın haritasının çizilmesi ve o haritada herkesi tatmin edecek bir çözüm bulunması gerekiyor. Bu, şu ana kadar yapılmış değil. Bundan sonra nasıl bir gelişme olacak, onu bilemiyorum. İnşallah olay, sıcak çatışmaya dönüşmez diye düşünüyoruz.