"FETÖ konusunda 17-25 Aralık'tan sonra dönenler var" diyen Yıldırım, "Bunların yarın öbür gün Mevlana gibi yine dönmeyeceklerinin garantisi var mı? 17-25 Aralık'tan önce yaşananlarla ilgili de herkes hesap vermeli" ifadesini kullandı.
Yıldırım, bugünkü 'Futbolda şike kumpası' davası öncesinde gazetecilerle kulüp binasında sohbet toplantısı yaptı.
Sözcü'den Aytunç Erkin'in haberine göre, Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
'DALGA DALGA GELECEKLERDİ'
- 3 Temmuz 2011'den sonra kulüp ve taraftar ayağa kalktı, direnişe geçti. Ben içerideyken duyuyordum, işadamlarını, sanatçıları alacaklardı ve dalga dalga geleceklerdi. Yapamadılar. Çünkü biz dik durduk. Yoksa 100 katı daha fazla olay yaşanacaktı. Eğer bizi ele geçirselerdi, teslim olsaydık, Fetullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz darbe girişimine kalkışmazdı. Toplumun en duyarlı ve en önemli kesimini yok edeceklerdi ve amaçlarına kolay bir şekilde ulaşacaklardı.
'ŞU ANDA VEKİL OLAN BİR ŞAHIS BENİM İÇİN 'ERGENEKON KASASI' DEDİ'
- Beni Ergenekon'a bağlamaya çalıştılar. Şu anda milletvekili olan bir şahıs benim için 'Ergenekon'un kasası' dedi. Tutmadı. Askerlerle olan yakınlığımdan dolayı davalarla ilişki kuracaklardı. Bir şey bulamadılar çünkü benim Fenerbahçe dışında konuştuğum bir konu yoktu. 2006'da dinlemeye aldılar beni. Daha önce de yasadışı dinliyorlardı. Yok etmek istediler. Yok askeri ihalelere giriyormuşum, yok askerlerle görüşüyormuşum. Hiçbir ihale almadım. Ergenekon'a bağlayamayınca 6222 yasa ile başarmak istediler ve hapse attılar.
'HEP HEDEF OLDUK'
Neden Fenerbahçe? Çünkü Kurtuluş Savaşı'nın takımı. Çünkü cumhuriyete bağlı. Hep hedefte olmuş. Öyle bir yapı ki Fenerbahçe… Bütün kimlikleri içinde barındırıyor. Şimdi sen bu dokuyu ele geçirirsen her yere nüfuz edersin. Başaramadılar. Bir daha altını çiziyorum: Ben ve biz şike yapmadık. Böyle şike mi olur? Biz ne dedik! "Memleket elden gidiyor…" 14 Şubat 2012'de söyledim bunu. Kimse bunu söylemiyordu, ben söyledim. 50 bin kişiyle ihtilal yapacaklarını söyledim. Gülenler oldu. Şike kumpasının savcısı Mehmet Berk bana ‘Sizden sonra daha önemli birisini alacağız' dedi. Sorguda bana söyledi. Ben de bunu Cumhurbaşkanı'na mektup göndererek anlattım. Sonra da 7 Şubat MİT krizi oldu. (MİT Müsteşarı) Hakan Fidan'ı alacaklardı.
'17 ARALIK ÖNCESİ İÇİN DE HESAP VERİLMELİ'
Bu dava Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım davası değil. Cumhuriyet davası. 15 Temmuz, silahlı bir örgütün cumhuriyeti ele geçirme kalkışması. FETÖ yerli bir organizasyon değil. Uluslararası bir gladyo. Hâlâ bazı devletler, bu terör örgütünün üzerine gidilmemesi için uyarılar yapıyor. Eğer bu davanın diğer mağdurları bizim gibi Silivri'ye gitmezse, bu mücadelede samimi olmadıkları anlarız. Federasyon da diğer mağdurlar da FETÖ'nün peşini bırakmamalı. Ben mahkeme salonunda olacağım. Bakalım başka kimler orada olacak. FETÖ konusunda 17-25 Aralık'tan sonra dönenler var. Bunların yarın öbür gün Mevlana gibi yine dönmeyeceklerinin garantisi var mı? 17-25 Aralık'tan önce yaşananlarla ilgili de herkes hesap vermeli.
'NAMAZ KILMAK YETMİYORMUŞ'
- Bu örgüt için 'Alnı secdeye varan insanlar' dendi. Ama gördük ki namazla iyi insan olunmuyormuş! Ben 6 yıl 3 ay hapis cezası aldım ancak alnım açık Türkiye'ye geldim. Onlar kaçıyorlar. Neden kaçıyorlar? Devlete ihanet ettiler! Bu örgütle siyasette Cumhurbaşkanı ve birkaç kişi dışında kimse mücadele etmiyor. Eğer ben de Fenerbahçe'den ayrılırsam kimse FETÖ'yü takip etmez. Biz bu kumpasta beraat ettik. Dosya uzun zamandır Yargıtay'da. Herhalde çok dosya var sıra gelmedi. 15 Temmuz'da darbe gerçekleşseydi ülke çok kötü bir noktada olacaktı. Herkesi alacaklardı. İlk saatlerde FETÖ'cülerin darbeye başladığını öğrendim. Bu darbeyi kimler önlediyse Allah onlardan razı olsun.