Boratav: Yunanistan'ın borcunu ödemesi imkansız, euro'dan çıkması lazım

Yunanistan'ın mali ve ekonomik durumunun ele alındığı Avrupa Parlamentosu'ndaki toplantıda konuşan Alman milletvekili Hans-Olaf Henkel, ülkenin 'Avrupa Birliği (AB) ortak para birimi zincirlerinden kurtarılması ardından borcunu ödemesinden vazgeçilmesi' önerisinde bulundu. Henkel, böylelikle Yunanistan'ı yeni yardım programlarıyla 'kurtarmaya' gerek kalmayacağını belirterek ülkenin ekonomisinin rahatlayacağını ifade etti.

​Türkiye'nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Dr. Korkut Boratav, Henkel'in önerisinin Yunanistan'ın AB'den çıkması anlamına gelmediğini belirterek, ülkenin ulusal para biriminin olmamasının ekonomik krizin etkilerini artırdığını vurguladı. Boratav, halkın ortak para biriminden çıkılması talebine rağmen Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın bunu göze alamadığını, egemen sınıfların da AB'den ayrılma adımının atılmasına imkan vermediğini belirtti.

‘ULUSAL PARA OLMADIĞI İÇİN KRİZ AĞIR YAŞANDI'

"Yunanistan'ın avrodan çıkması dahi gündemde değil. Şu veya bu şekilde Yunan hükümeti teslim olmuştur ve olacaktır" diyen Boratav ülkelerin ulusal paralarının değer kaybının, krize uyumun bir mekanizması olduğunu ancak Yunanistan'ın ortak para birimini kullanması nedeniyle ekonomik krizden derin şekilde etkilendiğini söyledi:

"Avroya girme Yunanistan'ı krize sürüklemiştir. Sadece Yunanistan'ı değil, Portekiz'i, İspanya'yı hatta İrlanda ve İtalya'yı da sürüklemiştir. Bu konu tartışma dışıdır. Özellikle Alman ve kısmen de Fransız sermayesi sözünü ettiğim ülkeleri, İtalya'yı bir kenara bırakalım, metropol ekonomisinin çevre ekonomilerine yönelik mekanizmalarıyla bağımlı hale dönüştürmüşlerdir. Kriz de onun sonucudur. Krizin daha ağır yansıması, mesela 2001'de veya 2008 ve 2009'da Türkiye'nin karşılaştığı krizlere göre Yunanistan, İspanya ve Portekiz'de daha ağır seyretmesi ulusal paralarının olmamasından ötürüdür. Ulusal paralarına sahip olan mesela Polonya gibi bir ekonomi 2008 — 2009'un olumsuz kriz koşullarında kolayca atlatmıştır çünkü parasının değer kaybı, krize uyumun bir mekanizmasıdır. Yunanistan ve diğer ülkeler bu seçenekten yoksun oldukları için çaresiz kaldılar, daha ağır bir küçülme sürecine mecbur kaldılar, özellikle Yunanistan."

‘ÇİPRAS REFERANDUMA RAĞMEN GÖZE ALAMADI'

Boratav, Troyka'nın koşullarının halk tarafından reddedildiği Temmuz 2015 tarihindeki referandumun sonucunun ortak para biriminin de terk edilmesi talebi anlamına geldiğini ancak Başbakan Çipras'ın ürktüğünü söyledi:

"Yunan halkı Syriza'nın önerdiği bir referandumda, Troyka'nın koşullarının reddedilmesini benimsedi. Yüzde 62'ye yakın bir oyla ‘reddedin' dedi. Reddedilmesi, avrodan çıkış anlamına geliyordu. Referandumda bu sorulmuyordu ama bu seçenek örtülü olarak vardı. Syriza özellikle Çipras ürktü, avrodan çıkmayı göze alamadı. Yunanistan'ın IMF'ye olan borcunu ödeyemeyerek temerrüde düşmesinin ardından Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF (Troyka) ülkeye yeni kemer sıkma önlemleri dayatmış, halk teklifin hükümet tarafından kabul edilip edilmemesine karar vermek üzere sandığa gitmişti. AB yetkililerinin, teklifin Yunan halkı tarafından reddedilmesi halinde ülkenin Avro Bölgesi'nden ayrılması gerektiğini belirtmelerine ve paralel para birimi kullanımının gündeme gelmesine rağmen, referandumun ardından Atina bu yönde herhangi bir adım atmadı."

‘KUZEY KORE OLMAZ, POLONYA OLUR'

Alman vekil Henkel'in 'ülkeyi ortak para birimi zincirinden kurtaralım' yönündeki önerisinin ardından bir açıklama yapan Yunanistan Merkez Bankası Başkanı Yannis Stournaras "Avrodan çıkmamız halinde hiçbir şey olmayacağı şeklindeki saçmalıkları savunanlar Kuzey Kore'ye gitsinler, o zaman ne olacağını anlarlar" ifadelerini kullandı.

Stournaras'ın açıklamasını değerlendiren Boratav "Göze alsaydı bu Kuzey Kore falan olmazdı, Polonya olurdu. Polonya gibi bir ekonomiye dönüşürdü, bir uyum sürecinden geçmek şartıyla. İşte bunları (Çipras) algılayamadı, paniğe kapıldı. Er veya geç bu mantaliteyle Syriza veyahut iktidarı devreden Yeni Demokrasi Partisi, hangisi gelirse, avroda kalma saplantısı Yunanistan burjuvazisini ve orta sınıflarını fazlasıyla tutsak kıldığı için bu bir açmazdır" dedi.

‘HER ŞEYİ SATTILAR'

Yunanistan'ın tüm varlıklarını sattığını ve elinde bir şey kalmadığını söyleyen Boratav, ülkenin kendine gelebilmesi için euro'dan çıkması gerektiğini vurguladı. Atina'nın borcunu ödemesinin mümkün olmadığını belirten Boratav, Almanya'nın emperyalist ülke mantığıyla bu durumu kabul etmediğini belirtti:

"IMF diyor ki; Yunanistan'ın borçlarının silinmesi lazım. Düzgün bir hesap yaptılar ve bu sonuca varıyorlar. ‘Bu borç ödenemez' diyorlar. Fakat Almanya, adeta küt kafalı bir emperyalist ülkenin mantığıyla borç silinmesini kabul edemiyor. Halbuki bu borcun ödenmesi mümkün değil. Böylece ne köy olur ne kasaba, ne onanır ne de ölür; sürünme halinde bu süreç devam ediyor.  Ne var ne yok, o dökümü bilmiyorum. Satabilecekleri her şeyi sattılar. Bir kısmı da büyük ihtimalle para getirmediği için satamıyorlar. Yani bu noktadan sonra Yunanistan'ın kendine gelmesi avrodan çıkışla. Avrupa Birliği oksijen, hava, su gibi yaşam koşulu değil ki. Avrupa Birliği dışında da bir yığın ülke yaşıyor. Mühim olan o uyumu sağlamak. Yunanistan bunu göze alamadı. Yunanistan toplumunun saplantıları ve egemen sınıfların oryantasyonları bu adımı atmaya imkan vermedi.

Ekonomik krizden derin şekilde etkilenen Yunanistan'ın devlet borcu son 8 yılda üçe katlanırken, ekonomisi yüzde 25 küçüldü.