Görüşmelerin ardından Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı yaptığı basın toplantısında Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ile yaşanan gerginliği aktardı:
'YÜZ YÜZE KONUŞMAYI TERCİH ETTİK'
"Görüşmeye giderken güney Kıbrıs Meclisi'nde alınmış olan Enosis Plebisitini okul programlarına alarak anılacak listesine konmuş olmasının yarattığı sıkıntı ve hayal kırıklığını konuşacağımı açıklamıştım.
Önceki günkü teknik düzeyde yer alacak müzakereciler toplantısı iptal edilmişti. Bu sıkıntının teknik değil ancak politik düzeyde ele alınacağını belirtmiştik.
Geçtiğimiz yıl mayıs ayında Anastasiadis'in yaptığı gibi bir protestoda bulunmadık. Yüz yüze konuşmayı tercih ettik. Sayın Anastasiadis, İstanbul'da katıldığımız bir yemeği gerekçe ederek, bir toplantıyı protesto etmişti.
ELAM gibi bir partinin önerisine DİSİ'nin çekimser kalarak destek vermesi hem bizim toplumumuzda hem de dünyada ciddi rahatsızlıklara neden oldu.
Enosis fikri, Kıbrıs trajedisinin en önemli sorumlusudur.
Biliniyor ki, bu hadisenin tarihsel geçmişi Rum eğitim sisteminin bir parçasıdır. Bunu onurlandıracak bir olay olarak nitelendirmek çok daha farklıdır.
Burada bizim toplumumuzun hislerine saygı gösterilmemiştir."
'KIBRISLI RUM LİDERİ ELAM GİBİ BİR PARTİYLE EL ELE GÖRMEK İSTEMİYORUZ'
"Şunu da hatırlattık; Örneğin 20 Temmuz olaylarında yine bunun sorumlusu biz olmamakla beraber, yine 15 Temmuz'da yaşanan bir darbenin bir sonucu olduğu çok açık bilinen bir gerçek iken buna rağmen 20 Temmuz kutlamalarında yaptığım konuşmada Rum toplumunun da acılar çektiğini ve bunu da görmezden gelmediğimizin altını çizmiştim. 1950-60larda, Kıbrıs Türk toplumunun çok daha acılar çektiğini, 70'ten sonra da Kıbrıslı Rumlar 'ın daha acılar çektiğini söylemiştim.
Yıllardır, iki toplumun ortak kutlamaları, yıldönümleri vardır. Ancak bizim zamanımızda yeni bir husus eklenmemiştir. Ancak, aynı davranışı Kıbrıslı Rum liderden göremedik. Bunun yarattığı hayal kırıklığını da ilettik.
Tüm kamuoyu yoklamaları, Kıbrıs'ın güneyinde çözüme en uzak kesimin gençler olduğunu bize gösteriyor. Böylesi bir süreçte alınan karar, bu kesime olumsuz bir sonuç verecektir.
Biz ortak bir gelecek kurmaya çalışırken, atılan bu adım mutlaka düzeltilmesi gerekir.
Yeni bir geleceği birlikte planlarken, Kıbrıslı Rum lideri ELAM gibi bir partiyle el ele görmek istemiyoruz.
Anastasiadis'ten, bu karara karşı olduğunu çok net göstermesini ve geri bir adım atılmasını istediğimizi söyledik."
'ANASTASİADİS 'SÖYLEYECEK BİR ŞEYİM YOKTUR' DİYEREK KAPIYI SERT BİR ŞEKİLDE VURUP ÇIKTI'
Bizim 20 Temmuz'umuzdan 15 Kasım'a kadar bu müzakereleri kendisi isteseydi baltalayacağı, iptal edeceği birçok gerekçe olduğunu söyledi. Hatta T'den gelen suyu da buna ekledi.
Bir sürü mazeret üretti. Açıkçası bizi can kulağıyla dinleyip de bizim hislerimizin en anlama geldiğini kavrayacak bir davranış biçimi içerisinde kendisini göremedik.
Ancak bu toplantıda bu kararı onaylamadığını da söyledi Rum lider. Biz de madem ki onaylamıyor, o zaman bunu çok rahat bir şekilde kamuoyuna da söylemesi gerektiğini söyledik. Bunu geçersiz kılacak ikinci bir adımı da atacağını beklerken o konuda hiçbir güvence ve mesaj vermedi.
Kendisi de konuşmasını yaptıktan ve ona da gereken cevapları verdikten sonra Eide'nin konuyu toparlama açısından yaptığı bir konuşma vardı. O da doğmuş olan bu algının bir şekilde düzeltilmesi gerektiğini ifade etmeye çalıştığı bir noktada, Rum lider büyük bir öfke içinde 'Söyleyecek bir şeyim yoktur' diyerek kapıyı sert bir şekilde vurup çıktı."
'BU BARDAĞI TAŞIRAN BİR DAVRANIŞTI'
Rum liderin zaman zaman fevri davranışları oldu geçmiştede ama bu bardağı taşıran bir davranıştı. Buna müsamaha göstermek, tolere etmek mümkün değildi. Bu türden toplantıların devam edebilmesinin en önemli şartı karşılıklı saygılı olmaktır. O bozulduğu noktada o toplantının devamının gelmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bugünkü toplantıdan sonra hemen Rum tarafında bir koronun başladığını görüyoruz. Akıncı terk etti toplantıyı gibi…Mecburen bu kısmını da anlatmak zorunda kaldık."
'ÇAVUŞOĞLU PAZARTESİ BÜYÜK İHTİMALLE BURADA OLACAK'
Bütün müzakere sürecine kapıları kapatmak istemediğini, 20 ayda süreci 'çok önemli bir noktaya' taşıdıklarını belirten Akıncı, Anastasiadis'den soğukkanlı olmasını istedi.
Akıncı, büyük ihtimalle daha önceden planlanan program dahilinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun pazartesi günü adada olacağını ve konuyu onunla da değerlendireceğini belirtti.